Sabahın soğukluğu ile uyanmış Ömer, her iki yanına da gerinip gözlerini araladığında dün gece sıcaklığına doğru sokulduğu kadının yanında olmadığını fark edince birden doğrulup etrafına bakındı, banyodan ses gelmiyordu giyinme odası da boş gibi duruyordu. Sakince yataktan kalkıp aşağı indiğinde mutfakta oturmuş kahvesini yudumlayan Defne ile karşılaştığında içinden bir 'oh' çekti. Daha sonrasında yanına yaklaşıp "Günaydın." diyerek kadının boynuna doğru eğildiğinde Defne kendisini geri çekerek ayağa kalktı. "Günaydın, John Doe." diyerek alayla ama bir o kadar da sert tavrıyla döndü adama. "İyi uyudun umarım. Ölü uykusundaydın sanki." diye alayla devam etti. Gözlerinden taşan öfke onu gördüğü için hızlanan kalp ritimleri ile ters orantıda ilerliyordu.
"Defne... neler oluyor?"
"Hiç... Ne olsun ölü bir adamla konuşuyorum olan bu!"
"Tamam bak otur sakince konuşalım."
"Sakinim ben."
Kadın mutfakta volta atmaya başlamış eli sürekli saçlarına gidiyor dudaklarını sürekli kemiriyordu. Ömer ise bu çok özlediği görüntüyü izlemeye doyamıyor gibiydi ama kadının sözleri onu bundan ayırdı.
"Gayet sakinim hemde! Mis gibi deliriyorum ve oldukça sakinim, sakinim ben."
Defne kendisini tekrarlamaya hatta durduk yere gülmeye başlayınca Ömeri ufak bir korku kaplamıştı kadının yanına yaklaşıp koluma dokunduğunda ise irkilmişti kadın.
"Dokunma!"
"Defne lütfen korkutma beni, gel otur şuraya hadi. Hem ben anlamıyorum gece geldim her şey yolunda-"
Kadın keskin gözlerini adamın üzerine dikince Ömer susmak zorunda kalmıştı. "Hiçbir şey yolunda değildi. Olan şey benim sadece seni yine hayal sanmamdı." oldukça titrek çıkan sesi ile gözlerinin dolmasını engelleyememişti kadın. "Olan şey kafamda kurduğum şeylerin yine bana bir oyunu sanmamdı." Ve kendisini toparlayıp hiddetle adamın üzerine yürümeye başladı Defne. "Olan şey YİNE DELİRDİĞİMİ SANIP SABAH KORKUDAN YANINDAN KAÇMAMDI." işte tam olarak Defne'de tellerin hızla gerilip koptuğu andı. Ömeri itekleye itekleye duvara çarptırmış sonrasında yakasını tutup öfkeli gözlerle devam etmişti. "ANLADIN MI ŞİMDİ HİÇBİR ŞEY YOLUNDA DE-ĞİL." Ömer kadının yakasındaki ellerini tutup gevşetmeye çalışmıştı gözlerini kapatıp derin bir nefes vererek kendini sakinleştirmişti. Ağır geliyordu ona, Defne'nin bu yaşadıkları her duyduğunda gözünde canlanan anılar acıyla saplanıyordu dört bir yanına.
"Bak tamam anlıyorum seni. Gerçekten zordu, hala daha zor biliyorum acı çektin ikimizde acı çektik ama lütfen sakin ol önce." Ömer hala kadının ellerini ikisinin arasında tutuyor böylelikle kadının kendine daha yakın olmasını sağlıyordu.
"Neyi biliyorsun sen ya? Neyden bahsediyorsun acaba? ÇEKİP GİTTİN VE ARKANDA BİR ENKAZ BIRAKTIN SEN BUNUN FARKINDA MISIN!"
Ömer en son hiddetle aşağı doğru bırakmıştı Defne'nin ellerini ve o da bağırmaya başlamıştı.
"FARKINDAYIM. TAMAM MI OLDU MU. FARKINDAYIM. İZLEDİM GÖRDÜM NELER YAPTIĞINI NASIL AĞLAMAKTAN HELAK OLDUĞUNU NE KADAR ACI ÇEKTİĞİNİ GÖRDÜM VE BENDE ÇEKTİM AYNI ACIYI!"
"VE GELMEDİN! ASLA GELMEDİN!"
"GELEMEDİM!"
İkisininde bağırmaktan boğazları acımıştı nefes nefese kaldıklarında bakışlarıyla birbirleri ile kavga etmeye devam ediyorlardı. En son Ömer alayla gülüp devam etti. "Yasının ne kadar uzun sürmediğini de gördüm merak etme." diyerek ne zamandır içinde tuttuğu bu şeyide özellikle dün gece olanlardan sonra sonunda salmıştı. Defne'nin surat ifadesi bir anda değişirken şaşkınla sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FELEK
Fanfictionİki aşık ruh felekten çıkmış iki beden birbirlerini arıyorlar. Önce kim bulur dersiniz?