"Defne yana kay biraz.""Daha nereye kayayım ya!"
"Rahat hareket edemiyorum ama böyle. Zorlanıyorum girerken."
"Of koca götünü sığdıramadın."
"Ne var şurda birazcık yer açsan? Dışarda kaldım bırakta gireyim."
"Baba! Sobe, sobe!" diye küçük bir kız çocuğunun bağırmasıyla girdikleri dolabın içinde yaptıkları kavga yarıda kalmıştı Defne ve Ömer'in.
"Al işte yakalandım senin yüzünden!" diye homurdanarak Defne'nin yanına saklandığı yerden tam çıkacakken Defne onun yüzünü ellerinin arasına almış ve çıkmasına fırsat vermeden önce dudaklarına kocaman bir öpücük bırakmıştı.
"Eğer benimde burda olduğumu söylersen seni döverim." deyip gülmüştü.Ömer evin içinde onu sobelemek için koşuşturan minik kızını yakalayıp hemen kucağına almış ve yanağına bir sürü öpücük kondurmuştu.
"Ya babaaa! Bırak da sobeliyeyim seni!"
"Ben sobeledin sayıyorum bir tanem. Bak asıl ne diyeceğim ben sana..." diyerek kızının kulağına eğilmiş ve oldukça sessiz bir şekilde "Annen de o dolabın içinde ama benden duymadın." demişti kızını tekrar yere bırakırken Ömer ve küçük kızı dolaba koştururken o da arkasından ona gülümseyerek bakıyordu.
Kızı çığlık çığlığa "Babaaa!" diye mutlulukla ona doğru koşarken anneside arkasından "Yakalayacağım seni!" diye neşe dolu bir sesle geliyordu. Önce kızı sonra Defne üzerine atlamıştı ve o da ikisini de kavramasıyla yere düşmüşlerdi. Evin içini Ömer'in onları gıdıklamaya başlamasıyla da kahkahalar doldurmuştu.
Üzerinde hissettiği ağırlığı rüyada olmasına rağmen hala hissettiğini ve bilincinin artık soyutluktan sıyrılıp yavaş yavaş yerine gelmesiyle birlikte gözlerini açmıştı Ömer. Üzerinde hala hissetmeye devam ettiği ağırlık ise Efeydi.
"Lan!" diye aniden yerinden kalkmasıyla Efe de üzerinden çekilmişti.
"Ne yapıyorsun lan burda? Böyle?" demişti Ömer şaşkınlıkla.
"Seni uyandırma geldim paşam."
"Bu şekilde mi?" üzerindeki yorganı göğüslerine kadar çekmiş ve kendisini saklıyordu Ömer.
"Irzına geçmişim gibi davranmasana oğlum. Uyandırayım dedim altüstü. Hayret bir şey. Ayrıca sen benim tipim değilsin!"
"Allahtan değilim."
"Rüya mı görüyordun sen?"
"Evet?"
"Ne görüyordun?" Diye imayla sormuştu Efe.
"Sana ne be!"
"Hayır yani bir Defne Defne diye sayıklıyordun da. Gülüyordun bir de. O yüzden."
"Tamam Defneyi gördüm işte ne var bunda?"
"Defne kim?"
"Ne?"
Duyduğu soru ile öylece kalakalmıştı Ömer. Anlamamış bir şekilde Efe'nin yüzüne bakmaya devam ediyordu. Herhalde onca şey rüya olamazdı diye düşündü.
"Defne kim oğlum? Rüyanda manitan mı vardı yoksa? Ulan Ömer." diye gülmüştü Efe.
Ömer ise henüz yeni uyanmanın verdiği sersemlikle ne olduğunu anlayamamıştı. Önce yan tarafına baktı hemen sonra dün geceyi düşündü, burada olması lazımdı. O kadar şey rüya olamazdı. Son gördükleri hariç diğerleri imkansız gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FELEK
Fanfictionİki aşık ruh felekten çıkmış iki beden birbirlerini arıyorlar. Önce kim bulur dersiniz?