"Güünaaaydıııın!" diye neşeli bir şekilde yüksek sesle yatak odasının kapısını ardına kadar açarak girmişti içeriye Defne ve yatağa dizlerinin üstünde çıkıp hala uyumakta olan Ömer'in başına dikilmiş ve üzerine eğilip onu yorganın açıkta bıraktığı omuzlarından tutup sarsarken "Kocam kalk hadi kalk! Kocaaam!" diye seslenmişti.Ömer de yüzünü gömdüğü yastıktan zorla kafasını kaldırırken hala uykunun verdiği sersemlikle sırtüstü uzanmış ve gözlerini hafif aralasa da ardından yine kapamış geri uykuya dalmaya çalışmadan önce de "Sabah sabah ne oluyor?" demişti.
"Uyaaaaan!" demişti Defne de çocuk gibi mızırdanırken ve tekrar onu sarsmaya devam etmişti. "Hadi uyaaan!"
Zar zor yine gözlerini aralayan Ömer tepesinde dikilmiş, kızıl saç tutamları yüzüne dökülen kadını görmesiyle gülümsemesi genişlemişti. "Günaydın." demişti kollarını iki yana açıp gerinirken.
"Günaydın, sana kahvaltı hazırladım." demişti Defne de, onun dudaklarına bir öpücük kondurup geri doğrulurken. "Sadece yumurtalar kaldı, seni bekliyor."
"Seve seve." demişti Ömer yerinde hafifçe doğruluyormuş gibi yaparken ve ardından Defneyi kendisine çekip onunla birlikte tekrar yatağa uzanmıştı. "Karım isterde ben yapmaz mıyım hiç?" derken de saçlarına öpücükler kondurmuştu.
"Ay biz resmen ortalıkta 'karımda karım, kocamda kocam' diye dolaşan çiftlerden olduk." demişti Defne gülümseyerek Ömer'in çıplak göğsüne daha da sinerken.
"Ne güzel işte. Karım da karım, ille de karım."
"Ouyy, kocam." diyerek ikiside birbirine daha sıkı sarılmıştı.
Bir süre birbirlerine sarmaş dolaş bir vaziyette öylece durduktan sonra Defne'nin midesinden gelen isyan sesleri ile ikiside gülmüş ve Ömer "Hadi kalk bakalım seni doyuralım. Savaş çıkacak yoksa." demişti.
Geceden kalma dağınık yatağı arkalarında bırakıp mutfağa ilerlediklerinde Ömer hemen yumurtaları kırmakla işe koyulmuş Defne de hazır olan kahveyi bardaklara dökmüştü.
Bütün bir kahvaltı boyunca kendisini durduramayan Ömer'in bol temasları ve bulduğu her fırsatta öpmesi Defne'nin ise ona odaklanmış olan kocasının tabağından bir şeyler azalmadığını gördükçe yediği her lokmanın ardından bir lokma da ona uzatıp kendi eliyle beslemesiyle geçmişti.
"Yaa! Bir rahat dur da kahvaltını yap. Yemedin hiçbir şey."
"Yedim ya. Baya hemde." demişti Ömer ise ima dolu cümlesiyle gülümserken.
"Evet. Beni bitirdin beni! Hadi önündekileri ye." demişti Defne de aynı şekilde gülümseyip.
Ömer yine tam Defneyi öpmek için bir hamle ile ona uzandığında Defne erken davranmış ve ona uzanan dudakların arasına bir parça reçelli ekmek sıkıştırmıştı. Ekmekle birlikte sakallarına da reçel bulaşan Ömer'in haline gülüp ona peçete uzatırken "Sana bir sürprizim var." demişti.
"Sürpriz mi? Ne sürprizi?" diye merakla sormuştu Ömer de reçel kalıntılarını silerken.
"Balayı." demişti Defne büyük bir heyecanla gözleri parıldarken.
"Hıı." demişti Ömer de gülümsemeye çalışırken ama yüzünün düştüğü her halinden belliydi zaten hemen arkasından bunu saklamaya çalışmamıştı.
Defne ise Ömer'in solan yüzünü görünce paniklemiş "Ne oldu, hoşuna gitmedi mi yoksa? Ben güzel olur diye düşündüm yani evet planlamamıştık ama..." diye ardı ardına cümlelerini sıralarken Ömer'in dudaklarına kapanmasıyla cümlesi yarıda kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FELEK
Fanfictionİki aşık ruh felekten çıkmış iki beden birbirlerini arıyorlar. Önce kim bulur dersiniz?