Anlamak

82 9 21
                                    


"Şimdi sakinleş ve kafanın içindekileri boşalt." demişti Ömer kulağına doğru fısıldayıp, hemen Defne'nin arkasında duruyor ve omuzlarına ufak ufak masaj yapıyordu. "Derin bir nefes al..." demişti ise hemen ardından ve sesini iyice kısarak devam etti, "...ve ver." .
Yavaşça ellerini omuzlarından çekip beline doğru indirdirdiğinde ikiside önlerinde şeye odaklanmış ve pür dikkat Defne'nin yapacağı şeyi bekliyorlardı. "Odaklan, elin sakın titremesin." demişti Ömer de ve ardından bir elini Defne'nin havada duran ellerinin üstüne koymuştu. "Tek hamlede yapacaksın." demesiyle Defne artık sırasının geldiğini anlamış ve yerinde daha da dikleşerek Ömer'in dediği her şeyi tek tek yapıp ondan en son gelecek olan talimatı beklemişti.

"Üç..." diye geri sayıma başlamıştı Ömer. "...iki..." demesiyle Defne daha da gerilirken elindeki şeye öyle bir odaklanmıştı Ömer'in ağzından çıkacak tek bir kelime ile bu işi halledecekti. "...bir."

"Kır!" demesiyle Ömer'in, Defne hemen elinde tuttuğu yumurtayı büyük bir sakinlikle ortadan ikiye ayırıp tek seferde önündeki kaba kırmış ve heyecanla büyüyen gözleri ile Ömer'e dönmüştü. "Yaptım!"

"Göster bakayım ellerini." demişti Ömer de iki üç adım geri giderek ve Defne'nin ona uzattığı ellerine bakıp "Hiç bulaşmamış. Aferin" demişti. Ardından onun yüzünü avuçlarının arasına alıp yanaklarına ve alnına tek tek öpücükler kondururken cümlelerini de arka arkaya sıralamıştı. "İşte benim karım. Benim yetenekli karım. Elinden her iş gelen karım. Oh." demişti en son alnından öpüp sarılırken.

Defne heyecanla geri çekildiğinde "Ver bir tane daha yapacağım." diye gaza gelmiş bir şekilde yumurta paketini açmıştı. Ömer ise onu engellemek istercesine "Çokta şey yapmayalım biz." demesine kalmadan Defne çoktan yumurtayı tezgaha vurup oracıkta onu akıtmıştı bile. Ardından dudağını büzüp suçlu bir çocuk gibi Ömer'e bakmıştı. Ömer ise sadece tek eliyle yüzünü kapatmış ve "Ümitsiz vaka." diye başını sağa sola sallamıştı.

"Niye böyle oldu ya?" demişti Defne tezgaha akıp giden yumurtaya bakarak. "İlkinde ne güzel kırmıştım."

"Olsun sevgilim... senide böyle sevdim ben. Sen yumurta kırmasanda olur." diyerek onu belinden kavrayıp kollarının arasına almıştı Ömer.

"Börek yapacaktık ama." demişti Defne de üzgün bir şekilde başını Ömer'in göğsüne yaslarken.

"Yaparız yine. Ben hazırlarım şimdi bunu. Sen de yufkaları çıkar."

"Olsun ama yine bir tane kırdım bu da iyi, değil mi?" diyerek kafasını kaldırıp sormuştu Defne.

"Gayet iyi bir tanem." demişti Ömer de onu teselli etmek istercesine ve hemen çenesinin hizasında ona doğru bakan dudaklara bir öpücük kondurmuştu.

Ufak bir öpücük olacakken Defne'nin Ömer'in dudaklarını daha da kavrayıp öpücüğün alevini arttırmıştı. İkiside nefessiz kalana kadar dudaklarını bırakmazken en son Defne, Ömer'in omuzlarından tutunup kendisini geri çekmişti. "Börek yiyelim." demişti hemen ardından sanki sarhoş olmaya başlamış bir şekilde.

"Seni yiyelim." demişti Ömer ise onun boynuna doğru öpücüklerini ilerletirken.

"Yaaa hayır." diyerek sol tarafa doğru kaymıştı Defne ve onun kollarından kurtulup buzdolabının yanına geçmişti.

Ömer ise boşta kalan kollarına bir süre öylece bakmış ve ardından "Nerden çıktı bu börek işi ya." diye kendi kendine söylenmişti. Defne'nin ise "Peynirli mi yoksa kıymalı mı?" diye sorması ile de sadece gözlerini devirmişti.

Börek iç harcını hazırlayıp bir güzel yufkayla buluşturduktan sonra fırına sürmüşlerdi ve Ömer rahat durmamış daha mutfakta Defneyi sıkıştırıp bulduğu her yere öpücüklerini bırakmıştı.

FELEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin