"Çok güzel değil mi evimiz?" diye mutluluk ve heyecanla sormuştu Defne arabanın yan koltuğunda Ömer'e doğru dönüp."Güzel tabii sevgilim, seninle birlikte çok daha güzel." demişti Ömer, bir yandan yola bakıp diğer yandan Defne'nin eline öpücük kondururken.
"Alt kat için çok güzel fikirlerim var. Hemen yarın başlamayı planlıyorum bir an önce taşınalım."
"Olur güzelim nasıl istersen."
Akşam yemeği için bir restorana geldiklerinde, Defne hala ev ile ilgili aklında ki fikirlerini anlatıp Ömer ile paylaşıyor ve bununla ilgili birkaç şeyi telefonundan gösteriyordu. Ömer ise halinden oldukça memnun bir vaziyette büyük bir ilgi ile Defneyi dinliyor arada odağı onun dudaklarına kaysa da anlattığı şeye hemen geri odaklanmaya çalışıyordu.
"Annemlere, amcanlara gitmek lazım biliyorsun değil mi?" demişti Defne ev mevzusundan çıkıp telefonu masaya koyarken.
"Evet, bir gün ayarlayıp gidelim. Taşınınca da hepsini birlikte ağırlarız."
"Ayy çok güzel olur yeni evimizi kocaman geniş ailemizle kutlarız."
"Sizinkiler geldiğimizi biliyor mu?"
"Ben henüz bir şey söylemedim daha. Dedem de söylememiş anlaşılan kimse arayıp sormadı. Evlendiğimizi biliyorlar ama onu konuşmuştuk." demesiyle Defne'nin, Ömer arada geçen dede kelimesi ile başka yere dalmış ve ardından "Deden de kuyumcuydu değil mi?" diye sormuştu.
"Evet, babamları biliyorsun zaten aynı onlarda, babadan oğula."
"Anladım, iyiymiş." demişti Ömer de gerginliğini gizlemek istercesine gülümsediğinde.
"Dedemle alakalı... bir sorun yok değil mi?"
"Yoo, hayır." diyerek daha da gülümsemeye çalışmıştı Ömer. "Dünya şahanesi bir insan. Keşke benim ki de öyle olsaydı." demesiyle Defne de anladım dercesine kafasını sallamıştı.
Sipariş ettikleri yemekler gelip sohbetlerine devam ederken sarışın bir kadının onları görüp gülümseyerek yanlarına gelmesiyle sohbetleri bölünmüştü.
"Ay ay ay kimleri görüyorum burda?" diye neşeli bir şekilde Defne'nin yanına gelmişti. "Defneciğim, nasılsın hayatım?"
"Tülay Hanım, merhaba." demişti Defne de kadının aksine daha az neşeli bir tavırla ve ayağa kalkıp onun sarılmak istemesine karşı sarılmıştı.
"Merhaba şekerim. Uzun süredir göremiyorduk seni nerelerdeydin?"
"Yurt dışındaydım bir süredir. Yeni döndüm." demesiyle Defne'nin, Tülay ondan odağını kesip Ömer'i görmesiyle onu baştan aşağı süzmüştü.
"Bu yakışıklı beyefendi kim?" diye ima dolu bir sesle sormuştu.
"Eşim, Ömer." demişti Defne de gülümseyerek ve Ömer de ayağa kalkıp nazikçe kadının uzattığı eli sıkmıştı. "Tülay Hanım da eski bir müşterim." diye Ömer'e tanıtmıştı.
"Memnun oldum." demişti Ömer de gergince kadından elini zorla çekerken.
"Aaa! Hayatım ne zaman oldu bu? Bize bir davetiye gelmedi." diye yüksek bir tonda sormuştu Tülay.
"Çok yeni aslında. Yurtdışın da sessiz bir şekilde kendi aramızda hallettik."
"Ay ne güzel! O zaman tatlım burda denk gelmemiz çok iyi oldu. Serkan da birazdan gelir, hemen bir double date yapıyoruz ve sen bana bütüüüün ayrıntıları anlatıyorsun." demişti Tülay ve onun bunu demesi üzerine Defne ve Ömer gözlerini büyütüp birbirlerine baktıklarında Ömer "Aslında bizde tam-" demiş ve kalkıyorduk diye cümlesini bitiremeden yanlarına Serkan diye bahsedilen adam gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FELEK
Fanfictionİki aşık ruh felekten çıkmış iki beden birbirlerini arıyorlar. Önce kim bulur dersiniz?