Sır

117 12 16
                                    


"Üşüyor musun?" diye sormuştu Ömer, iki bacağının arasından göğsüne doğru sırtüstü uzanmış karısının saçlarını severken.

"Yok, hayır." demişti Defne de elinde yan bir şekilde tuttuğu telefonda pür dikkat bir şey izlerken.

"Kim elenmiş?"

"Daha belli değil, profiterol yapıyorlar şimdi, bakacaklar."

"Sende bir iki tarif öğrenirim diye mi izliyorsun?"

"Yoo, kavga çıkıyor arada hoşuma gidiyor."

Ömer gülüp, Defne'nin saçlarına birkaç tane öpücük kodururken "Yani sevgilim şurda ne güzel balayına gelmiş kuzey ışıklarının altında yayılmış keyif yapıyoruz..." diye cümleye girmiş fakat devamını getirmemişti.

"Eee?" demişti Defne de devamını getirmesini beklerken.

"Şu yemek yarışmasını mı izliyeceksin cidden diyecektim de vazgeçtim. Benim keyfim yerimde izle sen." demişti bu sefer Ömer kollarıyla daha sıkı Defne'nin belini kavrayıp kendisine çekerken.

Defne ise gülümseyip telefonu yan tarafa koymuş ve sırtını yasladığı Ömer'in göğsünden kalkıp ona doğru döndüğünde "Aman da aman..." diyerek ellerini onun yanaklarına doğru götürüp sıkmaya başlamıştı. "Benim kocam ilgi mi bekliyormuş benden?" diye bir bebeği sever gibi yanaklarını sıkıştırıyordu.

"Hayır, keyfim yerinde demiştim." dedi Ömer ise kaşları çatık yanakları sıkıştırılmış bir vaziyette dudakları öne doğru büzülürken.

"Ouy senin ağzını yerim."

"Olur."

"Annen kurban olsun sana." diye aynı şekilde yanaklarını sıkıca tutup çekiştirmeye devam ediyordu Defne.

"Annem mi?" diye sormuştu Ömer bu sefer anlamamış bir şekilde ve hala dudakları öne doğru büzük bir haldeyken.

"Sus." demişti Defne bu sefer kocaman gülümserken ve elini Ömer'in ağzına doğru sertçe kapatıp orayı sıkıp geri bıraktığında, ardından bir öpücük kondurup geri önüne dönmüştü.

Ömer ise neye uğradığını şaşırmış bir vaziyette "Sen beni az önce sevdin mi dövdün mü ben hiçbir şey anlamadım? Libidom da bile herhangi bir değişiklik olmadı çok acayipti." demişti.

"Olur arada öyle." demişti Defne de yerine geri yerleşirken. Fakat kendisini hafifçe aşağı kaydırmasıyla bir yerlerde oluşan baskı sonucu Ömer'in beynine birçok sinyal çoktan iletilmişti bile.

"Hmm, bak işte şimdi bir değişiklik oldu." demişti Ömer ve Defneyi kavradığı belinden hemen yan tarafa atıp kendisi de yerini bulmuştu. "Nerde kalmıştık?"

Gecenin ilerleyen saatlerinde oda da çıkan sesler sadece yatak yayıyla, arada sert öpücükler ve aralarından firar eden inlemelerle birlikte iki vücudun birbirine çarpma sesiydi. İkiside yorganın altında, Ömer Defne'nin üzerine uzanmış bir şekilde onun dudaklarında her bir hücresine erişmek istercesine öperken telefondan gelen sesle bütün hareketlilik durmuştu.

"Bu ne?" diye sormuştu Ömer hiç istifini bozmadan nefes nefese kalmış bir şekilde.

"Alarm." demişti Defne de tek kolunu hemen yanlarında ki konsola uzatıp telefonu eline almaya çalışırken.

Ömer de "Neyin alarmı?" diye sorduğunda, Defne hemen alarmı kapatıp telefonu geri bıraktığında ellerini Ömer'in göğsüne koyarak onu yana devirerek üstüne çıkmıştı. "Doğum günü alarmı." demişti ilk önce ve hemen ardından dudaklarına bir hışımla kapanmadan önce de "İyi ki doğdun sevgilim." demişti.

FELEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin