Duygular

181 10 29
                                    


"Plan böyle. Anlaşıldı mı her şey?"

"Anlaşıldı."

Demir'in evinde bir masanın başında Ömer, Demir ve Efe oturmuş; Ömer onlara yapacakları şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatıyor Demir ve Efe ise aynı şeyi ellinci kere dinlemekten sıkıldıkları için bayık gözlerle karşılarındaki adamı dinliyormuş gibi yapıyorlardı.

"Lan tamam anladık yeter adam evden çıkınca orman yolunda önünü kesip alıp geleceğiz neyi anlatıyorsun otuz saattir?" diye sitemle konuştu Efe.

"Bir aksilik olmasın diye uğraşıyorum."

"Her şey iyi hoşta ya ben hastaneden çıkalı daha 3 gün oldu 3! Bu halle nasıl geleyim?"

"Otur evinde o zaman bize daha fazla bilgi topla boş boş durma. Tam yaralanacak zamanı buldun!" demişti Ömer sahte bir kızgınlıkla.

"Paşama bak keyfimden yaralandım sanki. G*tlük yapma."

"Tamam neyse biz hallederiz. Ömer sen Gizem'i ara o gelsin."

"Bir de ona mı anlatacağım bunca şeyi?"

"Lan altı üstü birini kaçıracağız ne büyüttüm abicim ya!" bıkkınlık ve sinirle konuşup elindeki kalemi masanın üzerinden Ömer'e doğru fırlatmıştı Efe. Ömer ise gözlerini devirip sandalyesinde geri yaslanmış ve gözlerini ovuşturmuştu. Derin bir nefes alıp geri yerinde dikleştiğinde karşısında duran Demir ve Efeye bakıp ciddiyetle konuşmaya başladı;

"Bakın en acil şekilde bu gazeteciyi bulmamız lazım yoksa-"

"Yoksa Defne ile ayrılmak zorunda kalırsın." diye aynı anda konuşmuştu Demir ve Efe. Ömer ise gururlu bir şekilde gülümsemiş iki elini beşlik şeklinde havaya kaldırmış "İşte benim aslanlarım." demişti ve karşısındaki iki adamın beşliklerine karşılık verip çakmasını beklemişti ama Demir ve Efe öylece 'ne yapıyor bu değişik?' der gibi Ömer'e bakıyordu. Ömer ise "Aman iyi çakmayın." demiş ve yerinden kalkmış montunu giymeye koyulmuştu.

"Nereye?" diye sormuştu Efe.

"Defne'nin yanına. Dünden beri görmüyorum." Tam salondan çıkıp dış kapıya yönelcekti ki Demir'in dediği şey ile salonun kapısının eşiğinde durmuştu Ömer.

"Aman ne uzun bir süre."

"Uzun tabii. Merak etme Asel ile de karşılaşırsam bir şekil ayarlarım sana diner senin özleminde."

"Asel ne a-alaka şimdi? Hayır o nerden çıktı yani ne saçma." paniklemiş gibi bir hali vardı Demir'in.

"Hadi lan ordan görmüyoruz sanki." diye de alayla konuştu Ömer ve sesini inceltip Demir'in taklidini yaptı.

"Tekrardan çok teşekkürler Asel Hanımcığım."

"Ne demek Demir Beyciğim sizi o halde görünce nasıl bırakabilirdim ki?" diye sesini daha da incelterek devam etmişti Efe.

"Ya bir yürüyün gidin şurdan Allah'ın ruh hastaları."

"Valla ben yakıştırdım sizi olur yani." diyerek keyifle arkasına yaslanmıştı Efe.

"Olur onlar olur da, onu geç asıl senin şu evlilik işini de konuşmamız gerek. Gelmiş yalan söylüyorsun bir de utan utan." demişti gülerek Ömer.

"Ne yalanı ya? Mantar?"

"Yok yalan filan. E-evliyim işte. Ne ortalığı karıştırıyorsun kardeşim sen? Gitsene Defneye hadi yürü."

"Gidiyorum ama konuşacağız."

"Götünde ayı bağırıyor dikkat ettiğin şeye bak. Yılan!"

"Hadi görüşürüz." deyip evden çıkmıştı Ömer.

FELEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin