"Ömer beni duyuyor musun?" demişti endişe dolu bir sesle, oradaki diğer iki adamı indirip Defne ve yaralı bir halde olan Ömer'i hemen arabasına alan eski başkan.Ömer ise zar zor açtığı gözlerinden etrafına bakınıp minibüs gibi bir aracın içinde olduğunu fark etmiş ve karşısında ona bakan başkanı görmesi ile "Hassiktir! Kesin öldüm ben." demişti ve ardından gözlerini geri kapamıştı. "Öldüm bir de üstüne cehennem de bununla aynı koğuşa denk gelmişim. Şansımı sikeyim ya."
"Ömer! Ömer iyi misin?" demişti bu sefer kucağına kafasını koymuş Ömer'in saçlarını ve yüzünü okşayan Defne.
"Aa yok, cehennemde değilim. Defne burda." . "Defneee." diye ağlamaklı bir sesle seslenmişti Ömer.
"Efendim?" demişti Defne ise aynı ağlamaklı şekilde.
"Sende mi öldün?"
"Ömer saçmalama." demesiyle Defne'nin Ömer'in gözü yine kapanacak gibi olurken "Hayır hayır kapama gözünü lütfen. Hastaneye varacağız birazdan." diye panikle ayılması için hafiften yüzünü tokatlamış ama Ömer zar zor göz kapaklarını yukarıda tutabilmişti, ta ki başkanın "Hastaneye gitmiyoruz." demesiyle gözlerini aniden kocaman açabilmiş ama vücudu daha fazla dayanamayıp baygın düştüğünden bu çok uzun sürmemişti.
Hafif kaldırdığı kafası sertçe Defne'nin kucağına geri düştüğünde kendisi de birçok rüya alemine giriş yapmıştı.
"Evet!" diye sevinçle dolmuştu Defne'nin sesi kulağına. Yanında bembeyaz elbisesi ile oldukça zarif bir şekilde kuğu gibi yanında duruyordu. Gülümseyen gözlerle birbirlerine baktıklarında büyük bir alkış eşliğinde buluşmuştu dudakları ve ardından upuzun yemyeşil duran bahçe yolundan bir eve doğru ilerlemeye başlamışlardı. "Sana söz veriyorum..." demişti Ömer, Defneyi belinden kavrayıp sıkıca kendisine çekerken. "Bu aşık olduğum bal rengi gözlerinden bir daha yaş dökülmesine izin vermeyeceğim." demiş ve tekrar kadının dudaklarını kavramıştı.
"Ayıp ya! İnsan kocasına böyle şaka yapar mı hiç?" demişti bu sefer kendisini havuzdan çıkmış sırılsıklam bir halde bulan Ömer. "Kaçma gel buraya kocan şimdi seni atacak o havuza!" diyerek çoktan ondan kaçmaya çalışan Defneyi yakalamak için koşmaya başlamıştı bile. Ardından onu belinden yakalamış ve hemen havuzun başına geçip onu suya doğru atmış ardından kendisini de suya bırakıp yine Defne'nin dudaklarını bulmuştu orda. Su yüzüne çıktıklarında ise Defne kollarını Ömer'in boynuna dolamış bir şekilde "Seni daha çok havuza itmeliyim." demişti. Ellerini Ömer'in yüzünde saçlarında gezdiriyor onu seviyordu.
"Ömer bak yumurta kırdım! Hemde hiç akmadı." diye heyecan ile parlayan gözlerle konuşmuştu bu sefer Defne. Ömer ise tezgahın öbür kalanına baktığında ise her yerin yumurta sarısı olduğunu görmüştü. "Kaçıncı denemende kırdın peki sevgilim?" demişti Defne'nin beline sarılırken. "Tamam biraz ortalığı mahvetmiş olabilirim ama ne yapayım canım! Bunu becermem gerekiyor artık hep sen yoksun ki yanımda yarın bir gün çocuğumuz olunca ne yapacağım ben?" diye oldukça hızlı bir şekilde konuşmuştu Defne ve Ömer'in kollarının arasından kurtulup arkasını dönmüştü. Onun arkasını dönmesi ile Ömer olduğu yerde öylece kalmıştı. Kalbinin sıkıştığını nefesinin kesildiğini hissetmişti. Oracıkta bayılacaktı neredeyse olduğu yere. Etraftan bir sürü cam kırılma sesi geliyordu, gözü kararmış ve dengesinin bozulması ile hemen yan tezgaha tutunmuştu.
Karanlık evin içinden ağlama sesleri geliyordu bu sefer. Hemde oldukça yüksek ve şiddetli ağlama sesleriydi. Evinin içinde ilerledikçe duvarda ki loş aydınlatmaların altında olan çerçevelenmiş fotoğraflarına bakıyordu. Biri düğün günlerinden dans ederken ki bir fotoğraflarıydı. Diğeri ise ani bir karar ile yola çıktıkları tatildendi. Hemen ardında ki fotoğrafa ise anlam verememişti; boş bir beşiğin fotoğrafıydı. Yavaş yavaş ilerlerken ağlama sesleri daha da yükseliyordu. Sanki ayakları geri geri gidiyor da kendisi inatla ileri sürüyor gibiydi. En son odaya vardığında duvara tutunmuş bir şekilde zorla ayakta duran Defneyi görmüştü. Ağlamaktan harap olmuş bitkin bir haldeydi. Ağlama sesi o kadar yüksekti ki bütün kulaklarını ciddi anlamda dolduruyordu. Hızla ona doğru yaklaştığında ise kadın daha şiddetli ağlamaya başladı ve kendisini onun kollarına doğru bırakarak hıçkırıklarının arasında zar zor konuşmuştu,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FELEK
Fanfictionİki aşık ruh felekten çıkmış iki beden birbirlerini arıyorlar. Önce kim bulur dersiniz?