Sınır: 200 vote, 300 yorum... (Bölüm sonu rahatsız edici içerik içeriyor. Rahatsız olacaklar olayı anladığında devam etmesin lütfen.)
'Benim söylemek için çırpındığım gecelerde,
Siz yoktunuz.'🌘
İçinde bulunduğumuz odaya yayılmış olan ölüm sessizliğinin içerisinde Pars başkomiserin dolgun dudaklarının arasına yerleştirmiş olduğu sigarasının dumanını izlerken Pars başkomiser sanki onu izlemekte olduğumu fark etmiş gibi aniden bana doğru dönüp kehribar rengi gözlerinin buz mavisi gözlerimle çarpışmasına neden oldu. Gözlerimizi çarpıştırarak tüm bedenimi tepeden tırnağa ürperttikten sonra da dudaklarının arasındaki sigarasını dudaklarından uzaklaştırıp aralık dudaklarının arasından içine çektiği sigara dumanını dışarı geri verdi ve parmaklarının arasında durmakta olan sigarayı önünde bulunduğu camın kenarına bastırarak söndürdü.
"Rahatsız mı oldun?" söndürdüğü sigaranın izmaritini yavaşça camdan aşağıya gönderen başkomiser gözlerini gözlerimden bir saniyeliğine bile ayırmadan konuşurken başımı yavaşça iki yana sallayıp ciğerlerime yarım bir nefes doldurdum.
"Olmadım. Alışığım ben sigara dumanına."
"İçmek tercihin değil gibi ama?"
"Evet, tercih ettiğim bir şey değil."
"Ne tuhaf? Oysa ki iki ay boyunca bir çok kez sigara içerken görmüştüm seni." yalanlarımı yakalamak istiyormuş gibi gözlerimin içine derin bir ifadeyle bakan başkomiser ona yapacağım hiçbir açıklamaya inanmayacağını bana en başından gösterirken dudaklarıma hafif bir gülümseme yerleştirip başımı hafifçe iki yana doğru salladım.
"Kusura bakmayın başkomiserim ama bir konuyu anlamamakta neden bu kadar ısrarcı olduğunuzu anlayamıyorum. Oysa o konuyu anlasanız zihninizdeki tüm soruların yanıtını bulmuş olacaksınız. Ama siz ısrarla o konuyu anlamamak için direnip duruyorsunuz." dudaklarıma yerleştirdiğim gülümsemeyi histerik bir hale sokmamak için kendimle savaşarak mırıldanırken başkomiser söylediğim şeylere beklediğimin aksine sinirlenmeyip dümdüz bir ifadeyle bana bakarak belli belirsiz bir şekilde kaşlarını çattı.
"Hangi konuyu anlamamak için direniyormuşum çok merak ettim."
"Paramızın verildiği an da paramızı veren kişinin kuklası olduğumuz konusunu anlamamak için direniyorsunuz. Bakın yine söylüyorum. Biri bizim paramızı vermişse biz o kişinin dediği her şeyi yapmak zorundayız. İster seve seve ister de gerçek anlamda sike sike. Yani beni sigara içerken gördüğünüz anlar muhtemelen paramı ödeyen birinin bana sigara içmemi emretmesi üzerine yaşanmış anlardır. Anlatabildim mi?" artık karşımdaki adamın gereğinden fazla olan ön yargılarına katlanamadığım için sesimi biraz olsun sertleştirerek konuşurken başkomiser sözlerime karşılık hiçbir şey söylemeyip olduğu yerde öylece durarak bedenimi boydan boya incelemeye başladı. Dikkatli bir şekilde vücudumdaki her yeri inceledikten sonra da bakışlarını tekrardan yüzüme çıkarıp başını hafifçe sola doğru eğerek beni gördüğü görüş açısını değiştirmiş oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefha
General Fiction"Peki. Sen bilirsin. Madem doğruyu söylememek konusunda ısrarcısın o zaman kalk kucağımdan ve çık bu odadan." "Ama daha yatmadık bile?" "İlgimi çekmeyi başaramadın ki yatalım. Çık dışarı ve patronuna paramı iade etmesini söyle." "Efendim, lütfen." "...