Sınır: 400 vote, 400 yorum...
'Kafanda öldüremediğin insanın cesedi toprağın altına girse de kalbi göğüs kafesinde atmaya devam eder.'
🌖
Pars'tan...
Parmaklarımın arasındaki ince bilekleri oldukça yavaş bir şekilde okşayıp kehribar rengi gözlerimi göğsümde huzurla uyumakta olan küçük kız çocuğunun yüzüne odaklarken sadece bir kaç dakika öncesine kadar ağlamakta olduğum için ıslanmış olan kirpiklerimi yavaşça kapatıp açtım. Kirpiklerimi kapatıp açmamla birlikte göğsümün üzerindeki güzel yüzün huysuzca buruştuğunu gördüğümdeyse Liya'nın uyanmak üzere olduğunu anlayarak parmaklarımın sarılı olduğu bileklerini dudaklarıma doğru götürdüm ve çıplak bileklerinin üzerine milyonlarca minik öpücük bırakıp gözlerimi Liya'nın gün yüzüne çıkan buz mavisi gözlerine doğru çevirdim.
"Günaydın, bebeğim." sesimin kısık ve titrek çıkmasını umursamadan dünyanın en güzel gözlerine sahip olan kadına bakarak konuşurken Liya yeni yeni ayılmaya başlayan zihni yüzünden etrafa bakarak nerede olduğumuzu anlamaya çalıştı. Tam üç saniye içerisinde annemin odasının balkonunda olduğumuzu anladığındaysa gözlerini hızlıca üzerine çevirdi ve bedeninin neden sıcak olduğunu anlamasını sağlayacak şekilde üzerine örtülmüş yumuşak lavanta rengi battaniyeyi görerek tekrardan bana doğru döndü.
"Neden odaya götürmedin beni? Yoksa artık beni kucağında taşıyabilecek kadar güçlü değil misin?" gözlerini yüzüme çevirir çevirmez nazik bir kadın olup günaydınıma bir karşılık vermek yerine günün ilk ışıklarıyla benimle alay etmeyi seçen Liya gözlerine yerleştirdiği tuhaf ifadeyle göz bebeklerimin içine dikkatle bakarken eğilip dudaklarımı yavaşça onun soğuktan kızarmış burnunun ucuna bastırdım. Dudaklarımı burnuna bastırmamla Liya kollarımın arasında hızlıca geriye çekildiğindeyse onun bu ürkek hallerini umursamadan bileklerindeki parmaklarımdan bir kaçını çenesine doğru götürdüm ve çenesini son derece nazik bir şekilde baş parmağımla okşayıp dudaklarımı bu seferde dudaklarını üstüne bastırdım.
"Merak etme, karıcığım. Hala seni kucağımda taşıyabilecek kadar güçlüyüm. Yataktaki performansım hakkında bu kadar endişelendiğini bilmiyordum ama. Eğer gerçekten bu kadar endişeliysen performansımın hiç azalmadığını aksine arttığını sana kanıtlayabilirim. Hatta bunu yaparken bir taşla iki kuş vurup seni saatlerce kucağımda da taşıyabilirim. Benim için hiç sorun değil. Yeter ki sen benden bir şeyleri kanıtlamamı iste." benimle alay etmeye çalışan Liya'ya tıpkı onun gibi onunla alay etmeye çalışarak bir yanıt verirken Liya kaşlarını hızlıca çatıp dudaklarının üzerindeki dudaklarımı ondan çekmem için omuzlarıma koyduğu elleriyle beni itti. İtişiyle hızla geri çekildiğimdeyse parmaklarını çıplak tenimden çekmeyip dilinin ucuyla dudaklarını ıslatarak kirpiklerini hafifçe kırpıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefha
General Fiction"Peki. Sen bilirsin. Madem doğruyu söylememek konusunda ısrarcısın o zaman kalk kucağımdan ve çık bu odadan." "Ama daha yatmadık bile?" "İlgimi çekmeyi başaramadın ki yatalım. Çık dışarı ve patronuna paramı iade etmesini söyle." "Efendim, lütfen." "...