Sınır: 400 vote, 400 yorum... (üç haftalık bir tatile gidiyorum ben dönmeden 23-24-25-26. bölümlerin sınırları geçelim lütfen)
'Annemin hareketlerini sevmeyip,
annem gibi davrandığımda anlamıştım
büyümeyi
ve görmüştüm acı tarafını büyümenin.'🌗
Karnımın üzerinde hissettiğim keskin ağrıyla birlikte birbirine yapışmış olan kirpiklerimi oldukça yavaş bir şekilde aralarken bir süreliğine araladığım kirpiklerimin arasından gün yüzüne çıkan göz bebeklerimin görüş açısının netleşmesini beklemeye başladım. Aradan geçen bir kaç saniyenin ardından sonunda görüş açım netleştiğindeyse en son nerede olduğumu ve ne yaptığımı hatırlamaya çalışarak gözlerimi yavaşça içinde bulunduğum odada gezdirmeye başladım. Gözlerimi içinde bulunduğum odada gezdirmemle odanın gereğinden fazla tanıdık olduğunu anlamam bir olduğundaysa yattığım yerden hızlıca doğrulmaya çalıştım ancak doğrulmak için yaptığım hamleyle birlikte karnıma çok şiddetli bir ağrı daha girince gözlerimi hızlıca karnıma çevirip bandajlarla kaplı olan karnımı görerek en son ne yaptığımı ve nerede olduğumu hızla hatırladım. En son çiftlikteydim. Luna'yı görmek için buraya gelmiştim ve Luna'yı görür görmezde bayılıp kalmıştım. Çiftliğe gelmeden önce ise bardaydım. Ve o lanet olası barda Sansar'ın adamı tarafından bıçaklanmıştım. Bayılmamın sebebi de muhtemelen bu bıçaklanma yüzünden kaybettiğim kan miktarının fazlalığıydı. Çünkü her ne kadar derinden bıçaklanmamış olsam da o bıçaklanmadan sonra tam üç kişiyi öldürmüş sonrasında da tam on kilometre yol boyunca araba sürmüştüm. Yani derin bıçaklanmamış olsam da oldukça fazla kan kaybedecek kadar uzun bir süre yaramla ilgilenmeden etrafımdaki olaylarla ilgilenmek zorunda kalmıştım.
"Uyanmışsın." zihnimin içinde dün gece neler olduğuna dair yaptığım hesaplaşmam aniden zihnime sızan eski ama oldukça tanıdık olan bir sesle birlikte hızlıca sonlandırken karnımın üzerine odaklı gözlerim aceleci bir şekilde o sesin sahibine doğru döndü. Bir süre buz mavisi gözlerimle o sesin sahibinin yüzünü inceledikten sonra da bakışlarım tekrardan hızlıca karnıma doğru döndü ve karnımın üzerine refleks olarak yerleşmiş olan ellerimin hala eldivenle kaplı olduğunu görmemi sağlayarak aralık dudaklarımın arasından derin bir nefes vermeme sebep oldu.
"Luna nerede?" yanı başımda durmakta olan adamın bana ne söylediğini umursamadan sert ve hızlı bir şekilde uyandığımdan beri aklımda olan soruyu dillendirirken Pars elini yavaşça karnımın üzerindeki ellerimin üzerine yerleştirip parmak uçlarıyla kadife eldivenlerimi okşamaya başladı.
"Ata Atabeyoğlu'yla kahvaltı ediyor."
"Ata Atabeyoğlu'yla mı?"
"Evet. Şaşırtıcı değil mi? Babamla iyi anlaşan bir kız çocuğu...Tuhaf doğrusu." ellerini eldivenlerimin üzerinden çekmeden oldukça nahif bir ses tonuyla ona sorduğum soruyu yanıtlayan Pars gözleriyle yüzümü dikkatlice incelerken onun bu dikkatli halinin sebebini anlayamayarak kaşlarımı hafifçe çattım. Bu şekilde bende onu dikkatlice izlemeye başladığımdaysa Pars eldivenlerimi hafifçe çekiştirip gözlerini gözlerimden kaçırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefha
General Fiction"Peki. Sen bilirsin. Madem doğruyu söylememek konusunda ısrarcısın o zaman kalk kucağımdan ve çık bu odadan." "Ama daha yatmadık bile?" "İlgimi çekmeyi başaramadın ki yatalım. Çık dışarı ve patronuna paramı iade etmesini söyle." "Efendim, lütfen." "...