Sınır: 400 vote, 400 yorum...(iki sınırıda geçelim)
Her gece tekrar tekrar işlenmiş cinayet gibiyim
Fakat hiçbir sabah yatağımda ölü olarak bulunmadım...🌘
Zangır zangır titremekte olan ellerimin arasında zorlukla tuttuğum silahımı doğrudan karşıma konulmuş olan adamın kafasına doğru yönlendirirken ruhumun bedenimin içinde can çekişmeye başladığını hissettim. Tam beş saniye boyunca bu hisle başa çıkmaya çalıştıktan sonra da bu hissi ne yaparsam yapayım yok edemeyeceğimi fark ederek gözlerime yerleşen kararsızlıkla birlikte bakışlarımı yanımda durmakta olan Ata Bey'e doğru çevirdim. Bakışlarımı Ata Bey'e çevirmemle birlikte doğrudan Ata Bey'in kehribarlarıyla karşılaştığımdaysa belirgin bir şekilde yutkunup başımı histerik bir şekilde iki yana doğru salladım.
"Yapamayacağım." artık sadece ellerimin değil de tüm bedenimin titrediğini hissederek bedenimdeki titremeyi sesime de yansıtarak zorlukla konuşurken Ata Bey gözlerime sonsuz bir acımasızlıkla bakıp başını sakin bir şekilde aşağı yukarı sallayarak beni onayladı. Ardından da buz mavisi gözlerime odaklı olan kehribar rengi gözlerini karşımızdaki adamın yanındaki Aziz'e çevirip kalın dudaklarını kan dondurucu bir rahatlıkla araladı.
"Sana demiştim, Aziz. Bu kızdan olmaz. Çünkü bu kız başına ne gelirse gelsin o başına gelen şeyi hak ettiğini düşünüyor hep. Baksana karşısında ona on iki yaşındayken tecavüz eden adam var ama o bu adama merhamet edip onu öldüremeyeceğini söylüyor." gözlerini Aziz'in üzerinden hiç çekmeden konuşan Ata Bey sözlerini Aziz'e söylüyormuş gibi görünmesine rağmen aslında doğrudan bana söylerken gözlerime dolan göz yaşlarımı gizlemek için göz kapaklarımı hafifçe kapatıp bir kaç saniyeliğine öylece bekledim. Bir kaç saniyenin ardından da göz kapaklarımı yeniden açıp bakışlarımı Aziz'e doğru yönlendirdim ve onun da tıpkı Ata Bey gibi düşündüğünü benim üzerime yerleşen bakışlarından anlayarak dudaklarıma acınası bir gülümseme yerleştirdim.
"Sen şimdi babana da acıyorsun değil mi, Liya? Hatta seni ensest bir ilişkiye zorlayan annene bile acıyorsundur. Öyle değil mi?" sonunda Aziz üzerinden bana laf sokmaya çalışmayı bırakan Ata Bey doğrudan bana dönüp cümlelerini doğrudan yüzüme bakarak kurmaya başlarken göz yaşlarımın göz pınarlarımdan akmaması için dişlerimi sertçe birbirine geçirdim.
"Beni nereden vuracağınızı çok iyi biliyorsunuz değil mi Ata Bey?" dişlerimi birbirinden ayırmadan zorlukla da olsa konuşmaya çabalarken Ata Bey sözlerime karşılık kibirli bir şekilde gülümseyip başını iki yana doğru salladı.
"Hayır, Liya. Seni nereden vuracağımı bilmiyorum. Ayrıca seni bir yerden vurmaya da çalışmıyorum. Ben sadece düşündüklerimi söylüyorum ama sen söylediklerim yüzünden yaralanıyorsun. Çünkü söylediğim şeylerin gerçek olduğunu biliyorsun. Acınasısın. Ve seni acınası yapan şey bu sonsuz eziklik duygunla merhametin. Bunları yok etmeden Nefha olamazsın. Nefha olamazsan sana yapılanların bedelini kimseye ödetemezsin." kelimelerini son derece özenli bir şekilde seçtiğini gözlerindeki ifadeden anlayabildiğim Ata Bey bana saf gerçekleri hatırlatmaya çalışırken elimdeki silahı yavaşça yere doğru indirip dudaklarımı sertçe birbirine bastırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefha
General Fiction"Peki. Sen bilirsin. Madem doğruyu söylememek konusunda ısrarcısın o zaman kalk kucağımdan ve çık bu odadan." "Ama daha yatmadık bile?" "İlgimi çekmeyi başaramadın ki yatalım. Çık dışarı ve patronuna paramı iade etmesini söyle." "Efendim, lütfen." "...