Sınır: 350 vote, 400 yorum...
'Öldürmeni temenni ederdim,
yaralı bırakıp gitmeni değil.'🌖
"Liya, sence sen evleneceğin adamı ne kadar iyi tanıyorsun?" kardeşi tarafından bu eve getirildiğinden beri tek bir kelime bile etmemiş olan Rana abla aniden elindeki çatalını tabağının kenarına bırakıp kehribar rengi gözlerini benim üzerime çevirerek yapay bir merak eklediği ses tonuyla birlikte bana beklemediğim bir soru yönlendirirken elimdeki su bardağımı masanın üstüne bırakıp gözlerimi yavaşça onun gözlerine doğru çevirdim. Bir süre hiçbir şey söylemeden öylece Rana ablanın gözlerine baktıktan sonra da sorduğu sorusuna nasıl bir cevap vermem gerektiğine karar veremeyerek yavaşça kaşlarımı çattım ve dudaklarımın arasından çıkardığım dilimle birlikte hafifçe kurumuş dudaklarımı nemlendirip kirpiklerimi bir kaç kere birbirine vurdum.
"Anlamadım? Tam olarak neyi soruyorsunuz?"
"Tam olarak Pars'ı evlenecek kadar iyi tanıyıp tanımadığını soruyorum. Mesela onun bir katil olduğunu biliyor musun?" kehribar rengi gözleriyle doğrudan buz mavisi gözlerime bakmakta olan Rana abla bana sorduğu sorusu karşısında ona yönlendirdiğim soruma hiç beklemediğim bir cevap verirken kaşlarımı hafifçe havaya kaldırıp bakışlarımı yavaşça yanımdaki adama doğru çevirdim. Tam üç saniye boyunca Pars'ın ablası yüzünden öfkeden kasılmış olan yüzünü inceledikten sonra da gözlerimi yeniden Rana ablaya doğru çevirdim ve masanın üzerindeki ellerimi masanın altına sokarak sağ elimin parmaklarını sağ yanımda oturmakta olan Pars'ın baldırının üzerine yerleştirdim.
"Sanırım bilmiyordun. Neyse öğrenmiş oldun." Pars'ı sakinleştirmek için baldırının üzerine yerleştirdiğim parmaklarımla Pars'ın bacağını üzerindeki pantolonuna rağmen okşamaya başlarken Rana ablanın Pars'ı sakinleştirmek için yapabileceğim her hamleyi geçersiz kılacak bir tavıra büründüğünü fark edip sertçe yutkunarak gözlerimi onun yüzünde gezdirmeye başladım.
"Bilmiyordum evet. Söylediğiniz için teşekkür ederim."
"Ne demek? Müstakbel gelinimizin gözünü açmak bundan sonra boynumun borcu. Bir masumun daha kirlenmesini istemeyiz sonuçta değil mi Pars?" sebebini bilmediğim bir şekilde Pars'ı sinirlendirmek için elinden gelen her şeyi yapan Rana abla onun şu zaman kadar sinirlenmemiş olmasına şaşırarak gözlerini yavaşça Pars'a doğru çevirirken Pars bacağının üstündeki elimi tek eliyle sıkıca kavrayıp kehribarlarından çıkan ateşleri söndürmek için gözlerini sıkıca kapadı. Tam on saniye gözleri kapalı bir şekilde bekledikten sonra da kapadığı gözlerini yeniden aralayıp doğrudan karşısındaki ablasına bakarak adem elmasını hareket ettirecek bir şekilde yutkundu.
"Amacın ne senin?" tüm çabasına rağmen bir türl öfkesini dindiremeyen Pars karşısında ablası değilde bir düşmanı varmış gibi sert bir şekilde konuşurken Rana abla onun bu öfkesine karşılık sadece gülümseyip omzunu silkti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefha
General Fiction"Peki. Sen bilirsin. Madem doğruyu söylememek konusunda ısrarcısın o zaman kalk kucağımdan ve çık bu odadan." "Ama daha yatmadık bile?" "İlgimi çekmeyi başaramadın ki yatalım. Çık dışarı ve patronuna paramı iade etmesini söyle." "Efendim, lütfen." "...