Sınır: 400 yorum, 400 vote... (İki sınırıda sınavım bitene kadar geçelim lütfen 🙏🏻)
'Ne eksikse sen tamamla, son derece yorgunum...
Çok uykum var, öp beni, öpersen ne güzel uyurum...'🌕
İçlerini boşalttığım buz mavisi gözlerimle birlikte karşımdaki adamın üzerindeki gömleğinin düğmelerini çözmesini izlerken dudaklarımın arasından çıkardığım dilimle birlikte oldukça yavaş bir şekilde kurumuş dudaklarımı nemlendirip kirpiklerimi yavaşça birbirleriyle buluşturdum. Bir süreliğine kirpiklerimi birbirinden ayırmadan öylece durup bekledikten sonra da ruhumu saran karanlığın bedenimi de sarmaya başladığını hissederek hafifçe kapalı kirpiklerimi araladım ve gözlerimi tam anlamıyla açmadan aralık kirpiklerimin arasından Pars'ın yüzümü incelemekte olan kehribar rengi gözlerine buz mavisi gözlerimi çevirdim.
"Yaklaşık beş dakika önce hazırlanmanı söylemiştim." gözlerimi tam olarak açmamış olmama rağmen ona baktığımı çok iyi biliyormuş gibi kehribarlarını göremediği göz bebeklerimden ayırmadan konuşan Pars zaten kasılı olan çenesini söylediği şeyle birlikte biraz daha kasarken dudaklarıma belli belirsiz bir gülümseme yerleştirip söylediği şeye karşılık sadece omzumu silktim. Ardından da sanki Pars'ın bana hazırlanmamı söylediğini hiç duymamışım gibi başımı üzerinde oturduğum tekli koltuğun kenarına yasladım ve o koltuğun üzerinde uyuyabilmek için tuhaf bir pozisyona alarak zaten neredeyse kapalı gibi olan gözlerimi tamamen kapattım.
"Sana hazırlanmanı söyledim, Liya! Uyumanı değil! Ayrıca uyumanı söylemiş olsam da uyuyacağın yer orası değil!" yaklaşık yarım saat önce şahit olduğum konuşmadan beri ona karşı tek bir kelime bile etmediğim için bana gereğinden fazla öfkeli olan Pars bu öfkesini gözüme sokmaktan çekinmeden oldukça sert olan ses tonuyla birlikte doğrudan bana yönelik konuşurken ona bir cevap vermemek için kendimi tutmaya çalıştım. Tam beş saniye boyunca dilimin ucuna kadar gelen cümlelerimi yutmak için çırpındıktan sonra da boğazımın acımasını umursamadan o cümlelerimi yutmayı başarıp pozisyonumu hiç bozmadan Pars'ın bir sonraki hamlesini beklemeye başladım.
"Liya, dedim!" adım seslerinden yanıma geldiğini anlayabildiğim Pars ses tonunu giderek daha da fazla yükselterek irkilerekte olsa gözlerimi aralayıp onun gözlerine bakmamı sağlamaya çalışırken ona istediğini vermemek için gözlerimi daha sıkı bir şekilde kapatıp dişlerimi yavaşça birbirine geçirdim.
"Hemen! Ama hemen şimdi gözlerini açıp bana bakıyorsun! Yoksa yapacaklarımdan ben sorumlu olmam!" artık öfkesini kontrol edemediğini sesindeki garip tınıdan anlayabildiğim Pars son söylediği şeyle birlikte ona karşı ördüğüm tüm duvarlarımın aniden yıkılmasına sebep olurken bir kere daha ona muhtaç olduğum gerçeğiyle yüzleşip istemeye istemeye de olsa kapalı gözlerimi aralayıp kirpiklerimin arasından tam karşımdaki koyulaşmış kehribar rengi gözlere bakmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefha
General Fiction"Peki. Sen bilirsin. Madem doğruyu söylememek konusunda ısrarcısın o zaman kalk kucağımdan ve çık bu odadan." "Ama daha yatmadık bile?" "İlgimi çekmeyi başaramadın ki yatalım. Çık dışarı ve patronuna paramı iade etmesini söyle." "Efendim, lütfen." "...