28

6.8K 456 151
                                    

Sınır: 400 vote, 400 yorum...

'Gitmek mi istiyorsun?kanayacaksın,kapıdan çıkacak cesareti bulana kadar ve çıktığındaküçüğüm,kalacaksınyaraların iyileşene kadarbu kısır döngü nefes aldığın sürecedevam edecek zihnindeağlayacaksın,gözyaşlarını silemeyecek duruma gelene kadarkesil...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Gitmek mi istiyorsun?
kanayacaksın,
kapıdan çıkacak cesareti bulana kadar
ve çıktığında
küçüğüm,
kalacaksın
yaraların iyileşene kadar
bu kısır döngü nefes aldığın sürece
devam edecek zihninde
ağlayacaksın,
gözyaşlarını silemeyecek duruma gelene kadar
kesilecek avuç içlerin
kanayacaksın
saçların örülemeyecek kadar kısalacak
dudakların öpülemeyecek kadar kuruyacak
ciğerlerin nefes alamayacak kadar sönecek
yara bandı tutmayacak açık yaraların,
neşter kesti
iğne dikmeyecek
ipler yeterince uzun değildir, bilirsin
kavuşamazlar sevdiklerine
bana nasıl bir kalp verdiğinin fakında değilsin,
zehir pompalıyor zihnime
ve bir  kapı göremediğinde artık dört duvar arasında
anlayacaksın,
yalan söylediler
küçüğüm,
bize yalan söylediler
bu dünya gerçek cehennemdi
ve senin kolların
cennetine hiç yetişemedi.'

                                         🌖

Uykuyla uyanıklık arasındaki ince çizgide gezinmekte olan zihnime sızan oldukça düşük düzeydeki kıkırtı sesleriyle birlikte yüzümü huysuzca buruştururken saç tutamlarımın arasına kime ait olduğunu bilmediğim parmakların girdiğini hissederek yüzümü iyice başımın altındaki yastığa doğru bastırdım. Yüzümü yastığıma bastırmamla beklediğimin aksine yumuşak bir zeminle değil de oldukça sert bir zeminle karşılaştığımdaysa gözlerimi açmadan kaşlarımı derince çattım ve burnumun ucunu yastığıma sürerek yastığımın neden sert olduğunu anlamaya çalıştım. Ancak burnumu yastığıma sürtünce yastığımdan asla bana ait olmayan bir koku ve sıcaklığın burnuma çarptığını hissedince aslında bir yastıkta değil de bir göğsün üzerinde yatmakta olduğumu algıladım ve açılmak istemeyen kirpiklerimi zorlukla aralayıp yanağımı üzerinde yatmakta olduğum göğse yaslayarak buz mavisi gözlerimi yanağımı yasladığım göğsün sahibinin yüzüne doğru çıkardım.

"Günaydın, bebeğim." buz mavisi gözlerimi yüzüne çıkarır çıkarmaz başımın altındaki rahatsız göğsün sahibi olan Pars Atabeyoğlu dudaklarına belli belirsiz bir gülümseme yerleştirerek dolgun dudaklarının arasından yeni ayılmış olan zihnimi rahatsız etmeyecek bir fısıltı çıkarırken onu sadece başımla onaylayıp gözlerimi yüzünden çekerek sağ elimi göğsünün üzerine yerleştirdim. Ardından da Pars'ın göğsünün üzerine yerleştirdiğim elimin üstüne başımı yaslayıp kırk yılda bir yakalayabildiğim huzurlu uykuma geri dönmek için gözlerimi kapatmaya kalktım ancak tam gözlerimi kapatacakken görüş açıma sadece on santimetre ilerimde yatmakta olan Luna girince gözlerimi kapatmaktan vazgeçip hızlıca Pars'ın göğsünden kalkarak yatağın içinde kendimi doğruya çektim.

NefhaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin