Sınır: 400 vote, 400 yorum (bayram şekeri olarak bölüm sınır dolmadan geldi ama sınırları geçelim lütfen. Tekrardan iyi bayramlar (:)
'Omuzlarımda ölü bir çocukluk var kaldıramıyorum...'
🌘
Göz bebeklerimin en içine bakarak gizlediğimi sandığı duygularımı anlamaya çalışan Pars gözlerime ne kadar bakarsa baksın aradığı şeyi bulamayacağını anlayarak belimdeki parmaklarıyla çıplak tenimi yavaşça okşamaya başlarken dudaklarımdaki alaylı gülümsemeyi çok hafifçe büyütüp bacaklarımı biraz daha ileriye iterek bedenimi iyice Pars'ın kucağına yerleştirdim. Bu şekilde göğüslerimin Pars'ın gömleğine sürtünmesine sebep olduktan sonra da onun hareketlerimi dikkatli bir şekilde izleyen kehribar rengi gözlerine bakarak dudaklarımı yavaşça dudaklarına doğru eğdim ve sayesinde nemlenmiş olan dudaklarımı onun dakikalar boyunca öpüşmüş olduğumuz için şişmiş dudaklarına sürttüm. Ancak dudaklarımı Pars'ın dudaklarına sürttüğüm ilk anda Pars kafasını geriye çekerek dudaklarımızın temasını önleyince yapmaya çalıştığım şeyi yapamayacağımı anlayarak burnumun ucundan kesik bir nefes aldım ve Pars'ın ensesine sardığım ellerimi biraz daha sıkılaştırarak bedenimi onun bedenine sürtmek için hareketlendim. Fakat Pars bu seferde hareketlenmek üzere olduğumu anlar anlamaz belimdeki ellerini saçlarıma ulaşmak için yukarıya doğru tenimin üzerinde kaydırınca aniden duraksayıp Pars'ın ellerinin saçlarımla değil de koca bir boşluk karşılaşmasını beklemeye başladım. Çok değil tam üç saniyenin sonunda Pars belime kadar uzanan saçlarımın artık omuzlarımda olduğunu anlayacak şekilde havayı avuçladığındaysa dudaklarımdaki gülümsememi biraz daha artırarak başımı iki yana sallayıp kısa ve kıvırcık olan saçlarımı Pars'ın önüne serdim.
"Neden yaptın bunu?" ona neyi göstermeye çalıştığımı zeki bir adam olduğu için oldukça hızlı bir şekilde kavrayan Pars hiç çekinmeden merak ettiği şeyi doğrudan bana sorma haddini kendinde bulurken başımı yavaşça yana doğru eğip baştan çıkarıcı bir yavaşlıkla dudaklarımı dilimin ucuyla ıslattım.
"O anı izledin değil mi?" bu odaya girdiğim anda Pars'ı görüp şaşırmış olmama rağmen onun bu odadaki varlığına gereğinden hızlı adapte olduğum için kafamda kurduğum senaryoyu onaylatmak adına tıpkı karşımdaki hadsiz adam gibi hadsizin teki olmayı seçerek net bir şekilde konuşurken Pars yumruk haline getirdiği ellerini sırtımın üzerine yaslayıp başıyla belli belirsiz bir şekilde beni onayladı.
"Evet. İzledim." kirpiklerimi her kırptığım anda gözlerine derin bir özlemin yerleştiğini fark ettiğim Pars beklemediğim bir şekilde sessiz onayını dillendirme gereği duyarak merakla yüzümü incelemeye başlarken onunla eş zamanlı olarak saçlarımı kestiğim anı düşünmeye başladım ancak bu sefer o anı kendi bedenimin içinden düşünmek yerine Pars'ın olduğu yerden yani dışarıdan düşünmeye karar verdim ve dışarıdan kendime bakar bakmaz delirmiş bir kadın gibi göründüğümü fark ederek dudaklarımı hafifçe büzdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefha
General Fiction"Peki. Sen bilirsin. Madem doğruyu söylememek konusunda ısrarcısın o zaman kalk kucağımdan ve çık bu odadan." "Ama daha yatmadık bile?" "İlgimi çekmeyi başaramadın ki yatalım. Çık dışarı ve patronuna paramı iade etmesini söyle." "Efendim, lütfen." "...