"Peki. Sen bilirsin. Madem doğruyu söylememek konusunda ısrarcısın o zaman kalk kucağımdan ve çık bu odadan."
"Ama daha yatmadık bile?"
"İlgimi çekmeyi başaramadın ki yatalım. Çık dışarı ve patronuna paramı iade etmesini söyle."
"Efendim, lütfen."
"...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
'Özellikle susmak, susturulmaktan daha tehlikeli. Sesinden vazgeçenin içine bakmayı içiniz kaldırabilir mi?'
🌗
Uykunun huzurlu kollarında gezinmekte olan ruhum yüzümde gezinen parmaklar yüzünden bedenime dönüp yüzümü buruşturmama sebep olurken kapalı kirpiklerimi bin bir zorlukla aralayıp görüş açımı netleştirmek için göz kapaklarımı bir kaç kez kapatıp açtım. Yaklaşık üç dört kez göz kapaklarımı kapatıp açmamdan sonra görüş açım netleştiğindeyse buz mavisi gözlerimi yanaklarımda parmaklarını gezdirmekte olan kişiye çevirdim ve gördüğüm kişiyle birlikte hafifçe kaşlarımı çatıp bedenimi o kişiden uzaklaştırdım.
"Sen kimsin?" geriye çekildiğim için parmaklarını yüzümden çekmek zorunda kalan küçük kız çocuğunun yüzünü dikkatli bir şekilde inceleyerek hafifçe mırıldanırken küçük kız bana kocaman gülümseyip bukleler halinde omuzlarından aşağıya doğru dökülen kahverengi saçlarını elleriyle omuzlarını gerisine iteledi. Bu şekilde uzun saçlarının kendisini rahatsız etmesini engelledikten sonra da kırmızı dudaklarının arasından ufak bir kıkırtı çıkararak tekrardan ellerini yanaklarıma götürdü ve parmaklarını dikkatli bir şekilde yanaklarımda gezdirerek bir kere daha kıkırdadı.
"Komik olan ne?" yanaklarıma tuhaf hayali şekiller çizerek kıkırdayıp duran bu küçük kızın neden burada olduğunu ve neden yanaklarıma dokunarak güldüğünü anlayamadığım için kaşlarımı hafifçe çatarken küçük kız kaşlarımı çattığımı fark edip yüzündeki gülümsemeyi sildi ve yavaşça ellerini yanaklarımdan çekerek başını yere doğru eğdi. Ardından da kırmızı dudaklarını hafifçe titreterek kehribar rengi gözlerini kirpiklerinin altından gözlerime çıkardı ve bu hüzünlü haliyle kaşlarımı çattığım için pişman olmama sebep oldu.
"Kızdın mı?" kırpıştırdığı uzun kirpiklerinin altından masum masum yüzüme bakan küçük kız titreyen dudaklarının arasından çıkardığı dünyanın en tatlı sesiyle dünyanın en tatlı sorusunu bana sorarken bu kızın kim olduğunu bilmeme rağmen dudaklarıma istemsizce ufak bir gülümseme yerleştirip başımı hafifçe iki yana salladım.
"Kızmadım."
"O zaman neden kaşlarını çattın?"
"Kim olduğunu anlamaya çalıştığım için. Sahi söylesene, kimsin sen? Neden buradasın?"
"Ben...Ben Peri'yim."
"Peri mi? Gerçek bir peri mi?" küçük kızın bana aslında adını söylediğini bilmeme rağmen az önce onun kalbini kırmış olabileceğimi düşündüğüm için kırdığım kalbini onarmak adına sevimli bir şekilde konuşurken küçük kız bana hafifçe kıkırdayıp ellerini dudaklarına götürerek gülümsemesini gizlemeye çalıştı.