30

6.9K 393 445
                                    

Sınır: 400 vote, 400 yorum...

'Acının mutluluktan alacağı vardır,hepsini aldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Acının mutluluktan alacağı vardır,
hepsini aldı...
Sağ olsun başarmak için her şeyi yaptı.'

🌖

Burnumun ucunu hafifçe yanağımı yaslamış olduğum göğse doğru sürterken buz mavisi gözlerimi yavaşça yukarıya doğru kaldırıp gözlerimin zaten yüzümü incelemekte olan kehribar rengi gözlerle karşı karşıya kalmasını sağladım. Bir süre sessizlik içinde gözlerimin hemen karşısında olan kehribar rengi gözleri inceledikten sonra da tam da şu an da Pars'la bu pozisyonda olduğumuza inanamayarak dudaklarıma aptal bir gülümseme yerleştirdim ve bu gülümsememle Pars'ın hafif bir tebessüm eşliğinde dudaklarını dudaklarıma bastırmasına sebep olduğumu fark ederek gülümsememi biraz daha artırdım.

"Hala inanamıyorum." göz bebeklerimi Pars'ın göz bebeklerinden hiç ayırmadan yüzümdeki kocaman gülümsememle birlikte neşe içinde aklımda dönüp durmakta olan cümleyi dillendirirken Pars kaşlarını hafifçe çatarak baş parmağını burnumun ucuna yerleştirdi. Ardından da baş parmağının iç kısmıyla hafifçe burun kemiğimi okşamaya başlayarak dudaklarını saçlarımın üzerine nazikçe bastırdı.

"Neye?"

"Bu ana."

"Neden?" gözlerimdeki mutluluğu izlemekten keyif alıyormuş gibi konuştuğumuz süre boyunca gözlerini gözlerimden asla çekmeyen Pars burnumu okşayan parmağını yavaşça yanağıma kaydırıp sol yanağımı avucunun içine alırken hızlıca yanağımı onun avucuna yaslayıp başımı aşağı yukarı hareket ettirdim. Bu şekilde yanağımın Pars'ın kocaman avucuna sürtünmesini sağladıktan sonra da dudaklarımdaki gülümsemeyi biraz olsun bastırmak adına dişlerimi dudaklarıma geçirip anın büyüsünden kurtulup Pars'ın bana sorduğu soruyu yanıtlamak için çabalamaya başladım.

"Bir kaç gün öncesine kadar böyle bir an yaşamamız imkansızdı çünkü." Pars'ın dokunuşundaki şefkat ve merhamet yüzünden kendimi kaybetmemeye çalışarak Pars'ı normal bir şekilde yanıtlamayı başarırken Pars gözlerinden taşan sıcacık bir ifadeyle yüzünü yüzüme doğru eğip dudaklarını ıslak bir şekilde burnumun ucuna bastırdı.

"Özür dilerim, beyaz kedicik." dudaklarını burnumun ucundan çekmeden kehribarlarını uzun kirpikleriyle örterek kelimelerini tenime üfleyen Pars söylediği şey yüzünden kaşlarımın çatılmasına sebep olurken burnumu hızlıca onun dudaklarından ayırıp bir elimi yüzüne çıkararak sakallarını okşamaya başladım. Yapmaya başladığım şeyle Pars gözlerini aralayarak tekrardan yüzüme bakmaya başladığındaysa gözlerime tuhaf bir ifade yerleştirip burnumu onun çenesine doğru sürttüm.

"Ne için özür dilersin? Anlamadım." sesimi kısık ve sakin tutmama rağmen içime anlamsız bir kasvet çökerken Pars sanki bunu hissetmiş gibi ellerini belime dolayıp bir elinin parmaklarıyla yavaşça karnımı okşamaya başladı.

NefhaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin