yine smut yazdım
yazmayacaktim yazdim valla
maksimum bir tane daha smut cikar benden baska da gelmez benim maks yaraticilik
direkt basindan basliyo bolumun o yuzden uyari koydugum yerden sonrasini okuyabilirsiniz rahatsiz olacaksaniz ama bolum genel olarak smut agirlikli gecebilirsiniz isterseniz
ama nolur smut sessizligi olmasin oy yorum fln bisiler atin oylar da azaldi zaten UZULUYORUM
iyi okumalarr!!!
☆☆☆
!!!!!!!ssmutwarning!!!!!!!!!
kedili kupamın içindeki bitki çayından bir yudum alıp odağımı bilgisayarda süregelen online toplantıya vermeye çalıştım. jisung tam dizimin dibinde oturuyordu ve bana alttan alta bakarken pek de odaklanamıyordum. hatta hiç odaklanamıyordum. sesimin kapalı olduğuna emin olup kıkırdayarak saçlarını okşadım. kedi gibi sırnaşıp duruyordu. gözleri anında parlarken sırıttı. bu sırıtışı biliyordum.
"üşütürsün bebeğim kalksana yerden" omuz silkip ellerini baldırlarımda gezdirmeye başladığında dudaklarımı yaladım. toplantı sadece oturum sahibinin değil diğer katılımcıların da etkileşimine dayandığı için sürekli soru soruluyordu. hiç doğru bir zamanlama değildi bunun için.
"siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz bay lee?" kuru bir şekilde yutkundum ve başsavcının sorusuna yanıt vermek için mikrofonu açtım.
"pek aklıma yatmadı sayın başsavcım, fakat takdiri yine de size bırakıyorum" kısa cevaplar vererek sıyrılmaya çalışıyordum çünkü eşofmanımın üstünden beni öpmeye başlayan jisung hiç yardımcı olmuyordu bana. başsavcı güldü.
"daha spesifik şekilde davayı neden reddetmemiz gerektiğini açıklar mısınız sayın savcı?" başsavcıya samimiyetsiz bir şekilde gülerek eşofmanımı sıyıran jisung'un çenesini kavradım. hiç olmazsa ben konuşurken durması gerekiyordu yoksa kendimi tutamazdım. jisung dudaklarına ulaşan parmaklarıma küçük öpücükler kondururken kameraya bakıp konuşmaya başladım.
"yani, müvekkilin verdiği ifadeler birbirinden tutarsız geldi. suçlu olduğunu düşünmüyorum ancak iyice araştırılırsa sütten çıkmış ak kaşık olmadığı da ortaya çıkacaktır."
"işiniz tam olarak da bu değil mi bay lee?" avukat kwon konuştuğunda gözlerimi devirmemek için büyük bir çaba sarf ettim. "ortada başka bir suç varsa onu bulup suç duyurusunda bulunmanız gerekmiyor mu?"
"bana işimi mi öğretiyorsunuz avukat kwon? ne zamandan beri?" jisung söylediklerime sessizce kıkırdarken yüzüne baktım. ağzını tutmuştum ama eli rahat durmuyordu bu sefer de. penisimi çekiştirdiği için kıpkırmızı olmuştum, gören de sinirlendiğim için kızardım sanardı.
"ben başsavcının davayı alıp almamamız gerektiği sorusuna yanıt verdim yalnızca, gerekli görürsem müvekkil hakkında suç duyurusunda da bulunurum eksik olmayın."
"haddimi aşmak istemedim, üzgünüm" dedi kwon geri adım atarak. sesim fazla mı gergin çıkmıştı bilmiyorum, ki olabilirdi çünkü kendimi öyle bir sıkıyordum ki birazdan morarmaya başlayacaktım, başsavcı yine bana döndü.
"iyi görünmüyorsunuz bay lee, isterseniz çıkış yapıp bir hava alabilirsiniz. katılımlarınız için teşekkür ederiz, bugün de çok şey kattınız."
"teşekkürler bay lee" dedi diğerleri de tek bir ağızdan. hafifçe gülümseyerek eğildim ve toplantıyı sonlandırıp bilgisayarı kapattım.
"sen benim sonumu mu getirmek istiyorsun?" jisung'u kavradığım çenesinden tutup kendime doğru çektiğimde öpüşmeye başladık. ıslak dillerimiz dans ediyordu. boğuk bir şekilde inlediğimde gülerek geri çekildi jisung. tekrar baldırlarıma eğildiğinde kafamı arkaya doğru attım. her seviştiğimizde yeni bir şey öğreniyormuş gibi geliyordu ve penisimin üstünde akıl almaz bir yavaşlıkta gezdirdiği dili beni mahvetmekte kararlıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
law of love | minsung (✓)
Fanfiction!mpreg! savcı minho şans eseri arşivde bulduğu ve soruşturma dosyası seneler önce kapanmış olan kayıp han jisung'u bulmak için varını yoğunu ortaya koyar. *angst değil*