3.2

4.3K 599 290
                                    

kosunnnn yb🐣🐣🐣

iyi okumalarrr!!!!

☆☆☆

sıkıntıyla oflayarak yatakta doğrulup karnımı tuttum ve yanımda mışıl mışıl uyuyan minho hyung'a baktım.

bugün tam olarak yedinci ayı doldurmuştuk ve o kadar darlanıyordum ki geceleri uyumak benim için bir zulüm haline gelmişti. uyuyamamak doğrusu. gerçek anlamda uyuyamıyordum. bebekler düşmanlarıymışım gibi tekmeliyorlardı beni çünkü.

derin derin nefes alıp vermeye başladım. beşinci ayın sonunda da cinsiyetlerini öğrenemediğimizden sinirlenmiş ve doğuma kadar bir kez daha sormamaya karar vermiştim. minho hyung da benimle birlikte doğumda öğreneceğinden heyecanlıydık. yalnızca çift yumurta ikizi olduklarını biliyorduk şimdilik.

içime dolan sıkıntı hissiyle ellerimi karnımda gezdirdim. canım tatlı bir şeyler yemek istiyordu yine. ve tatlı yiyemiyorum diye ağlamaya başladım.

minho hyung uyanmasın diye özel olarak sessiz sessiz ağlamaya çalışsam da hissetmiş gibi gözlerini aralayıp ovuşturdu. loş ışığın altında yüzüme bakmaya çalıştı ama ellerimle yüzümü sakladım.

"jisung, ne oldu güzelim?" bana sarılıp elini yavaşça sırtımda gezdirdi. uykusundan uyandığı için sesi uykulu çıkıyordu, her an ağlamayı bırakıp üstüne atlayabilirdim. "neden ağlıyorsun?"

"bir şey olmadı" gözlerimi kaçırıp burnumu çektim. "belin mi ağrıyor yine? masaj yapayım da geçsin mi?" ellerimi yüzümden çekip minik öpücükler kondurdu yüzüme.

"yok, istemiyorum" kollarının arasından çıkıp ayaklarımı yataktan aşağıya sarkıttım. "nereye?"

"su içmeye"

"ben getiririm"

"hyung benim ayaklarım yok mu?" kaşlarımı çatıp ayağa kalktım. "hamileyim sadece, kendim yürüyebiliyorum" odadan çıkıp minik adımlarla mutfağa geçtim. ben artık merdiven çıkıp inemediğimden, çıkarken bir şekilde basamağı görsem de inerken kocaman karnımdan önümü göremiyordum ve epey tehlikeliydi bu, odamızı bir süreliğine ilk kattaki büyük misafir odasına taşımıştık.

buzdolabını açtığımda arkamda minho hyung'un sesini duyunca sıçradım. bu soğukta soğuk su içmeyeceğimin farkındaydı.

"ne istiyor canın?" arkama geçip belime sarıldığında gözlerimi kapatıp ona doğru yaslandım. ellerini göbeğimin altında birleştirip yavaşça yukarı doğru kaldırdı göbeğimi. ara sıra yapıyordu bunu ve o kadar iyi hissettiriyordu ki. belimdeki yükü kaldırıyordu resmen.

birkaç dakika kollarına tutunarak öylece bekledim. yavaşça eski haline bıraktığında dudak büzdüm. keşke ortak paylaşabilseydik yükü. gerçi eminim ki minho hyung benden çok isterdi bunu. elinde olsa o taşırdı bebekleri, kıyamıyordu bana.

"ne istiyor canın, hım" boynumu öptüğünde gıdıklanıp ondan uzaklaştım.

"tatlı bir şeyler"

"tatlının yasak olduğunu biliyorsun"

"ama. canım. istiyor. ve. bu. ikisi. yasak. nedir. bilmiyorlar." dişlerimin arasından tane tane konuştuğumda güldü minho hyung. koluna vurdum. "komik mi?"

"hayır, çok tatlısın. ona gülüyorum." beni kendine çekip dudaklarıma uzandığında küçük bir öpücük verdim.

"şahsen ben tatlı ihtiyacımı karşıladım şu an" dudak büzüp gözlerinin içine baktım, omuzlarını düşürdü çaresizce.

law of love | minsung (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin