Önümde duran arkadaş topluluğuma bakarken duygulanmadan edemiyordum. Hepsi bizimle tek tek vedalaşırken sıkıca sarılıyorduk. Bir nevi bayramlaşma da denilebilirdi buna.
Esra'ya sıkıca sarılırken "kendine iyi bak kuzum, Bulut'u da benim için öp." Dedim.
"Yapma Şura, iyice duygusala bağladın kuzum." Dedi Esra.
"Bir an duygulandım. Gidince beni ara olur mu?" Dedim.
"Tabiki arayacağım. Koskaca gemide sen varken her dakika batmadığını kontrol etmek benim boynumun borcu." Dediğinde istemsizce ikimiz de kahkaha attık.
"O zaman ne yapıyorsun, 24 saat içinde bana ulaşamadıysan bütün timleri ayağa kaldırıyorsun." Dedim şakayla.
"Tabi tabi, sen ve 24 saat sana ulaşamamak. İşkolik bir insan olduğunu unutuyorsun sanırım."
"İşimi seviyorum kuzum. O yüzden." Dedim.
"Çok dikkatli ol Şura. Geçenki gibi bir kaza olmasın." Dedi endişeli bir tonda.
Başımla onu onaylarken gülümsedim. Gözleri yanımdaki Beha'ya kayarken "Şura sana emanet Ömer." Dedi. Sadece gerçekten ciddi olduğunda Beha'ya ilk ismiyle seslenirdi.
"Sen de eniştemize emanetsin." Dedi Ömer nazikçe.
İyi bir adamdı Ömer. İş arkadaşım olmasına rağmen bana birçok kez acil durumda yardımda bulunmuştu. Esra'nın geçen gün dediği kazadan kurtaran kişi de oydu.
Esra gemiden inip tekneye binerken diğer arkadaşlarımla da tek tek bayramlaşmıştım. Hepsi benim için birbirinden değerli insanlardı. Nijerya açıklarında bir gemide petrol ve doğalgaz arama çalışma faaliyetlerini sürdürüyorduk. Ailemizden, sevdiklerimizden epey uzakta olunca da birbirimizle aile gibi olmuştuk haliyle.
Hepsi tek tek teknelere binerken timler eşliğinde karaya doğru olan yolculuklarını izledim bir süre. Gözden kaybolduklarında güverteye geçtim.
İlerdeki batan güneşe bakarken derin bir nefes aldım. Bir an geçmiş gözümün önünde canlandı. 3 sene önceki hikayem bu güneşle başlayıp yine bu güneşle son bulmuştu. İyiki diyordum ama. İyiki bitmişti. Sevdiğimi sandığım adamı aslında hiç sevmemiştim. Annemin bulduğu görücülere bir son vermek adına en mantıklı seçimi yapmıştım sadece. Buna da sevgi demiş kendimi harap etmiştim. İronik bir biçimde beni terk eden adamın kardeşi, Emir, aylarca yanımdan ayrılmamış kendimi toparlamam için elinden gelen her şeyi yapmıştı.
Başta ondan uzak dursam da aslında dediği gibi onunla aramdaki anlaşamama sebebimiz sadece abisiydi. Onun dışında birbirimizle tek bir sorunumuz bile yoktu. Aylarca bana katlanabildiğine göre de fazlasıyla değer verdiğini anlamıştım. Birbirimize o kadar çok alışmıştık ki her günümüz birlikte geçer olmuştu. Benim ona ilk başta yaptığım bütün eziyetlere bile aldırmadan yanımda kalmak için direnmişti.
Terk edildiğim o gün de içimde yandığını düşündüğüm o ateşi söndürmek için kendimi kışın ortasında denize bırakırken o kurtarmıştı beni. Umut olmuştu bana. Eğer şu an buradaysam bu Emir'in sayesindeydi.
İlk yılım berbat geçmişti. Kendimi en dipte hissediyordum. Bu süreçte ailem de fazlasıyla yardımcı olmuştu. Ablam ve Burhan evlenmiş ama ben düğünlerine bile gidemeyecek haldeydim. Gitmemiştim de. Ablam anlayışla karşılamış bana her zaman olduğu gibi destek olmuştu. Burhan... Canımdan çok sevdiğim kuzenim bana fazlasıyla kırılmıştı. Sadece yanında olmamı istemişti ama psikolojik olarak kendimi hazır hissedemiyordum. Öyle ki ailemin yanından ayrılmış tamamıyla kendi evimde yaşamaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırınım
Teen Fiction•Kesit• "Şimdi sıra sende." Dedi. "Ne?" "Öpme sırası diyorum, sende. Aklını bu kadar çabuk başından alacağımı bilmezdim." Dedi gülerek. "Öpmek sırayla mı oluyormuş, hayatımda ilk defa duyuyorum." Dedim. "Sıra yoksa o zaman izninle, ben bir kere...