-Genel bakış açısı-
"Tamam hazır mısınız?" Taehyung sandalyeden fırladı.
"Evet."
"Evet."
"Tadaaaa."
Şuan Namjoon'larda olan Taehyung ve Yoongi başta öylesine takılmak için bir araya gelselerde işler sonra biraz karışmıştı.
"Bu bilet ne?" Namjoon kaşlarını çattı.
"Yoksa Jungkook'u oteline mi götüreceksin?" Gördüğü mükemmel ötesi biletlerle Taehyung'a göz kırptı Yoongi.
"Gerizekalı. Yeminle malsın. Senin için bunlar aptal!" Sinirle bağıran Taehyung'la ikili şaşkınca ona baktı.
"Bu biletleri dedemden almak için ne kadar uğraştım biliyor musun? Senin için. Tüm gün Jimin Jimin diye başımızın etini yiyorsun. Ailesinden izin alalım okul gezisi diye götür onu mükemmel ötesi otelime. Biraz yalnız olun. Zaten tatiller başlayacak bir hafta sonra. Hafta boyunca güzelce rahatlanırsınız. Sonra da ona çıkma teklifi edersin."
"Sus sus başımın belası." Utançtan kıpkırmızı kızaran Yoongi hızla ayağa kalkarak Taehyung'un ağzını tuttu.
"Babannem bile senden daha romantik Tae." Namjoon ayağa kalktı. "Böyle çıkma mı teklif edilir? Bence Jimin'i kütüphaneye götür. Kendin hazırladığın bir kitabı ona uzat ve kitabın içinde de tatlı ve sevgi dolu mesajlar olsun. Jimin'in içi eriyecek ve hemen çıkma teklifini kabul edecek."
"Bu da 148 IQ'lü arkadaşımın teklifi." Yoongi elini alnına vurdu. "Arkadaşlar teklifleriniz başınıza değsin. Gidin siz tekliflerinizle sevdiğiniz çocukları etkileyin. Ha eğer çıkma teklifinizi kabul ederlerse de kendimi villamdan atacağım."
"Atacak mısın? Atacaksan baştan bileyim Jungkook'a teklif edeyim." Taehyung söylerken Namjoon da onu onayladı.
"Evet. Eğer atmayacaksansa uğraşmayalım Yoon."
"Atmazsam ben de Min Yoongi değilim!" Yoongi sinirle bağırdı.
"İyi. Ama yapacağın iş bizim kadar romantik olmayacak bunu diyeyim." Taehyung saçlarını savurdı.
"Tabi canım. Kolye teklifinde de öyle demiştiniz. Kim kazandı? Ben. Yirmi bin ekstradan kazandım sayenizde. 2:1 öndeyim ikinizden de." Yoongi de saçlarının önünü savurdu kibirli yüz ifadesiyle. "Hem sizden bir halt olmaz ya. Biriniz para bağımlısı aşkı da para sanacak az kalsın. Diğeri bilim haztası aşkı bilimle karıştırıyor." Yoongi homurdandı.
Ve kapının önünde onları şaşkınlıkla izleyen Seokjin'i fark etmediler.
Taehyung arkaya döndüğünde Seokjin'i görmesiyle yüzü dona kalmıştı.
"Sen ne zamandır ordasın Seokjin?"
"Beş dakika olur." Seokjin'in dedikleriyle şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı Taehyung.
"Seokjin senin ne işin var burda?" Yoongi kaşlarını çatarak dedi.
Hiçbir şey anlayamayan Seokjin şaşkınlığını atarak odaya adımını basmıştı.
"Bugün Namjoon'la ders çalışacaktım." Yavaşca üçlünün yanına ilerledi Seokjin.
"Ah evet onu unutmuşum. Üzgünüm Seokjin. Çocuklar da gidecekti zaten." Taehyung biletleri cebine sıkıştırırken Yoongi sinsi sinsi sırıtıyordu.
"Hadi biz çıkalım gençler." İkiliyi omuzlarından sürükleyerek dışarı çıkaran Namjoon'a baktı arkadaşları. Namjoon odasını kapatıp ikiliye döndü.
"Ooo Joon Seokjin'i yatağa mı atacaksın yoksaa" Yoongi kıkırdarken Namjoon anlamazca ona baktı.
"Hyung çok hızlısınnnn" Taehyung da şaşkınlıkla Namjoon'a baktıktan sonra sırıtmıştı.
"Saçmalamayın oğlum kalan son iki beyin hücrenizi de yakmayın." Namjoon sinirle ikilinin başına vururken çocuklar gülmüştü.
"Merak etme bunu yapabilecek son kişi bile değilsin Joon. Gerizekalısın kimse altına girmez senin." Yoongi kıkırdamaya devam ederken Namjoon onu çimdiklemişti.
"Şimdi duyacak Yoon sonra öyle biri olduğumu sanacak sessiz ol. Hem mal mal konuşma. Gerizekalı sensin." Namjoon sinirle konuşurken Yoongi yediği çimdikle ufulduyordu.
"Tamam be şaka yapıyordum. Ne abarttın ya." Dudaklarını büzen Yoongi dedi.
"Bu arada ikimiz arasında 2:2 olduk yaz defterine Yoon'cum." Namjoon Yoongi'ye göz kırptı.
"Ya şey sorucam ben. O niye burda?" Soru dolu bakışlarla Namjoon'a baktı Taehyung aklında dolanan soruyu sorarken.
"Hani gelecek hafta sınav haftası ya. Benim de tarihim berbat bilirsiniz. O tarihte çok iyi be. Öğretmenin gözde öğrencisi. Ben de dersten geçmek için Seokjin'den ders alıcam. Karşılığında da ona matematik öğreticem."
"Oğlum şimdiye kadar tarihten parayla geçtin yine verir geçersin." Taehyung dedi.
"Salak anlamadın mı bu bir yöntem. Hoşlandığı çocukla fazla zaman geçirmek için tarihi bahane olarak attı." Yoongi elini alnına vurdu.
Namjoon ise gururla gülümsedi.
"Doğru. Akıllı çocuk."
Odadının kapısını açarak içeri giren Namjoon arkasından kapıyı kapattı. Çalışma masasına, Seokjin'in yanına tam oturacağı sırada aklına ikiliyi kovmadığı geldi. Geri dönen Namjoon hâlâ kapının önünde durup dedikodu yapan arkadaşlarını gördü.
"Hadi defolun evimden." Kapıyı geri kapatarak odaya giren Namjoon arkadan Yoongi'nin sesini duydu.
"Bizi çok güzel yolladın kardeşim. Utanmasan sürükleyerek evden atacan." Namjoon utançla eliyle yüzünü tutarken Seokjin kıkırdadı.
"Sende mi arkadaşlarını öyle kovuyorsun?"
Şaşıran Namjoon elini alnından çekip Seokjin'e baktı.
"E-evet. Yoksa evden çıkacakları yok." Çalışma masasına giderek Seokjin'in yanına oturdu.
"Ay Kook ve Mochi de öyle. Kovmayana kadar evi öyle kullanıyorlar sanki onların evleri."
İkili güldü. Seokjin tarih kitabının sayfasını açarak Namjoon'a elinde tuttuğu defteri uzattı.
"Tüm önemli tarihi olayları not tuttuğum defter. Lazım olacak al. Böyle öğrenmen daha kolay olur."
Namjoon şaşkınlıkla deftere bakarken Seokjin ona gülümsedi. Bu gülümsemeye karşılık Namjoon da yeni edindiği arkadaşına gülümseyerek not defterini aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Classmate
FanfictionOkula yeni gelen zorba öğrenci grubu onlara gıcık olan öğrencilere yavaş yavaş aşık olmaya başlar. [Taekook] [Yoonmin] [Namjin]