"Hadi lan hayatta inanmam." Jimin başını 'değildir' anlamında salladı.
"Bende, bende inanmıyorum yalan diyorsun." Seokjin de Jimin'i onayladı.
"Yeminle gittim. Baya baya randevuydu." Onlara kanıtlamaya çalıştım.
"Ve o da sana bunun arkadaşca görüş olduğunu dedi?" Hoseok sorgulu bakışlarını bana dikmişken başımla onu onayladım.
Evdeydim. Ben eve geldiğimde saat beş falandı. Jimin'ler de evimde beni bekliyorlardı. Aramalarına cevap vermeyince kötü bir şeyler olacağını düşünerek bana gelmişlerdi ama annem bir arkadaşımla dışarı çıktığımı söyleyince şaşırmışlardı.
Şu an da sorgudaydım. Kendi evimin kendi odasında sorguya çekiliyordum.
"Dahası da var." Onlara kafenin ardını dememiştim. "Sonra parka gittik, bana sorunlarından bahsetti."
Taehyung'un dediklerini onlara anlattıklarımda şok içindeydiler.
"Sadece sıkıldığınız için mi oldu bunlar?" Jimin donmuş yüzüyle bana bakmaya devam ediyordu.
"Sen sus lan! Sırf ilk okul arkadaşınla görüşeceğin için beni öylece yapayalnız bırakıp gittin. Hepiniz haksızsınız. Yani zaten sizinle olsam niye Taehyung'un teklifini kabul edeyim ki?"
"Dedin ya önceden kafenin masalarını rezerve ettirmiş SİZİN için." Hoseok'un sesini yükselttiği kısma göz devirdim. "Yani bir yolla seni davet etmesini bilirdi. Bizimle olsan bile."
"Haklı." Seokjin başıyla onayladı.
"Eee? Madem gerçekten böyle bir şey oldu anlat bakalım neler oldu o zaman." Jimin rahat pozisyon aldı.
"Anlattım ya."
"Hayır sen anlatmadın, sen olayların kısaca üstünden geçtin Jungkook." Hoseok Jimin'in tarafını tuttu.
"Haklı, haklı devamını anlat." Seokjin de rahat pozisyon alırken ellerimi 'tamam tamam' anlamında salladım.
"İyi anlatayım bari. Yoksa ölürsünüz." Göz devirirken söylediklerimi başlarıyla onayladılar.
Onlara her olayı en ince ayrıntısına kadar anlatırken büyük merakla dinlemişlerdi. Sonunda bittiğindeyse soru yağmuruna tutulmuştum.
"Oha oha birde sana pamuk şeker mi almış?" Jimin bağırdı.
"Nasıl dışarıda farklı biriydi ya bu kadar ince olması çok ürkütücü." Seokjin jestleriyle kendini ifade etmeye çalıştı.
"Oğlum bu çocuk sana aşıkkkk!" Hoseok da bağırdı.
"Daha da bağırın, annem de duysun!" Bende bağırdım.
"İyi lan, bayan Shin oğlunuz randevuya çık-" Hızlıca Jimin'in ağzını tuttum.
"Hasta mısın Jimin? Deli misin, manyak mısın? Ben dalga geçiyorum sen daha da bağırıyorsun!" Sinirle söyledim.
"Ay ay Jimin sen olayı anlattın mı?" Seokjin heyecanla bağırırken kaşlarımı çattım elimi Jimin'in ağzından götürürken.
"Ne olayı?"
"Yoongi" Jimin heyecanlanırken devam etmesini bekledim. "şarkısını puanlamam için beni evine çağırdı. Ev de ev olsa. Ev diye çağırdı resmen malikanede kayboluyordum." Söyledikleriyle güldüm.
"Eee? Sonra?"
"Çok güzel şarkı yazarlığı varmış, çok beyendim şarkısını. Daha önce yazdıklarından bazılarını da dinledim. Ay bayıldımmm." Jimin elini alnına koyup bayılma hareketi yaparken gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Classmate
FanfictionOkula yeni gelen zorba öğrenci grubu onlara gıcık olan öğrencilere yavaş yavaş aşık olmaya başlar. [Taekook] [Yoonmin] [Namjin]