Okula Jimin'le birlikte gelmiştim. Güzel bir gündü, bu güzel günümü kimse bozamazdı ta ki o şeye denk gelene kadar...
***
Taehyung'lar biyoloji dersinde sınıfa gelmemişlerdi. Koridorlarda geziyorlardır diye düşündüm. Ders sıkıcıydı şaşmamalıydı derse gelmediklerine.
Dersin ortasında sıkıldığım için Jimin'e tuvalete gitmeyi teklif ettim. Tabi o da kabul edince işimin acil olduğunu söyleyerek izin almayı başarmıştık.
"Oh be sonunda. Kulaklarım sızlamaya başlamıştı." Jimin'le kahkahalar eşliğinde erkekler tuvaletine girdik.
Girdiğimiz an ikimizin de sesi kesilmişti gördüğümüz şeyle.
Kim Taehyung, Min Yoongi ve Kim Namjoon tuvalette bir çocuğu tekmeliyorlardı. Çocuğu iyi tanıyordum çok başarılı ve okulda popüler biriydi.
Bizi fark eden çocuklar daha da sinirlenmiş gibiydiler. "Ne yapıyorsunuz siz burda?!"Taehyung'un bağırarak bize doğru gelmesiyle tuvaletin dış kapısını kapatarak ona doğru yürümeye başlamıştım.
"Asıl siz ne yapıyorsunuz?" Öfke dolu bakışlarımı onların üzerinde gezdirdim.
"Kör müsün?" Yoongi bana doğru yaklaşarken sırıttım.
"Görüyorum kör değilim ama burda bir şey eksik gibi." Tekmemi Taehyung'un karnına geçirdim.
Yere yığılan Taehyung'la arkadaşları şaşkınlıkla ona bakarak bize doğru gelmeye başladı.
"Ben biliyorum sanki Jungkook." Jimin de ellerini yumruk yaparak Namjoon'un gözüne vurdu.
"Siktir." Namjoon geri geri giderken Yoongi Jimin'nin ağzına vurarak dudağının kanamasını sağladı.
"Sen kimin arkadaşına vuruyorsun!" Taehyung'un üstünden geçerek Yoongi'nin yanına geldim. Attığım yumruk burnunu tutmasına neden olurken akan kanı fark etmiştim.
"Kana kan."
Jimin'nin yanına giderek iyi olup olmadığımı sordum ve iyi olduğunu söyledi.
Sonra da hızla Taehyung'ların tekmelediği çocuğa doğru gittik.
"İyi misin?" Çocuğun yanına gelerek kalkmasına yardım ettik.
"Teşekkürler çocuklar."
Namjoon morarmış gözüyle Jimin'e saldırırken Jimin karnına yumruk geçirerek Namjoon'un iki büklüm olmasına neden olmuştu.
"Hadi gidelim." Çocuğun yürümesine yardım ettik.
Yere yığılmış Taehyung'un üstünden geçtim. "Ayağını denk alacaksın. Unutma bu okulda senden önce ben vardım." Ona tekme vurduktan sonra dışarı çıktım. Jimin de çocukla peşimden geldi.
"Küçük tavşan bu yaptığını ödeyeceksin!" Taehyung arkadan bağırırken güldüm. Sınıf öğrencileri isimlerimizi onlara vermemiştiler demek ki.
"Geçen hafta bir şey yapmamışlar dokunmayalım falan dedin. Peki ya şimdi?"
"Şimdi işler değişti Jimin."
Bakışlarımı taşıdığımız çocuğa yönlendirdim. "Bu arada seni neden vuruyordular?"
"Çok dikkat çektiğimi dediler. Kayıtımı okuldan almamı istediler. Kabul etmeyince beni tuvalette sıkıştırdırlar."
"Şerefsizler." Jimin öfkeyle dedi.
"Şimdi iyisin ya. Hadi sen eve git. Zaten böyle daha fazla kalamazsın."
"Bir daha teşekkürler." Çocuk yavaşca eğilerek selam verdi ve gitti.
Biz de sınıfa girdik.
***
Tenefüste olayı Seokjin ve Hoseok'a anlatmıştık. Seokjin o an onların olayı okul sahibine diyebilcekeleri ihtimalını öne sürmüştü. Bizde onların bunu yapacak kadar korkak olmadıklarını demiştik.
Öğle tenefüsüne kadar gözümüze görünmemişlerdi. Yani görünseler bile en fazla ne yapabilirdiler ki.
Öğle tenefüsünde oturduğumuz masaya gelmişlerdi.
"Vay küçük takımımız da burda."
Kahkahalarla bize bakarlarken Jimin sıcak çayını eline alarak Taehyung'un önüne geçti. Çayı onun üstüne dökerken ani yaptığı şeyle kantindeki tüm öğrenciler bizde dahil olmakla şaşkınlıkla ona bakmışlardı.
"Ah ne yaptın! Aptal!"
"Aptal sensin. Bu size ders olsun. Ayağınızı denk alın. Okul sahibinin torunu olmakla bir şey olmuyor."
Seokjin ve benim kahvemi de alarak Namjoon'la Yoongi'nin üstüne dökerken şokdaydık. Tamam zorbalara karşı acımasızdı ama bu bir zorba takımına ilk kez yaptığı bir şeydi.
"Deli misin sen?!" Yoongi hışımla üstüne saldırırken Jimin'nin gömleğinin yakalarından tutmuştu. Bu ani saldırıyla hemen ayağa kalkmıştık.
"Onu bırak." Öfkemi kontrol etmeye çalıştım.
"Ne yaparsın?" Gülerek bana bakarken Jimin'i yere attı. "Al civcivin sana kalsın." Pis pis sırıttı.
"Bir daha böyle yaparsan-"
"Ne yaparsın?" Taehyung muzip sırıtışla önüme geçerek üstüme yürümeye başladı. Yoongi'nin yaptığından zevk almıştı.
"Ben sadece sıcak çay ve kahve dökmekle kalmam, sizi suda boğarım."
"Yap yapabilirsen." Sırıtışı daha da büyürken burnu burnuma deyecek kadar yakındı.
"Bir daha arkadaşlarımdan birine hakaret edin görürsünüz. İlk önce de sen Yoongi." Tehditle işaret parmağımı havada salladım ona doğru.
Yüzlerindeki muzip sırıtış öfkeye dönerken bu kez ben zevk alıyordum.
Jimin'nin yanına giderek sorun olup olmadığını sordum.
"Ben iyiyim de onların bir yerleri kırılacak sanki."
Üçlü öfkeyle kantini terk ederken Jimin'le 'çak bakalım' yaptık.
"Ay Namjoon'un gözünü gördünüz mü mosmor olmuş. Kim yaptı bunu ona derin minnettarlık bildiricem."
"Ben." Jimin Seokjin'e döndü. "Bana bir bardak çay getirmekle minnetarlığını bildirmiş olursun." Sırıtırken masasına döndü.
"Yok ya benim kahvemi alıp bir de Namjoon'un üstüne döktün senin bana borcun var."
Onlar kavga ederlerken güldüm.
"Tamam ikinize de benden." Hızla Jimin'e çay, Seokjin'e kahve alarak onlara getirdim ve masaya oturdum.
"Onu bunu boş verin de buralar yakın zamanda patlayacak gibi." Hoseok'un sözleriyle hepimiz güldük.
Belki de öyle olacak)
<<<<<>>>>>
Uyarımı şimdiden yapayım. Gelecek bölüm bol mantık hataları bulunabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Classmate
FanfictionOkula yeni gelen zorba öğrenci grubu onlara gıcık olan öğrencilere yavaş yavaş aşık olmaya başlar. [Taekook] [Yoonmin] [Namjin]