40

87 9 0
                                    

-Jungkook-

"İlk randevumuzda öptü beni diyorum duymuyor musunuz!" Son 2 gündür Seokjin bunu milyon defa demişti ve hâlâ demeye devam ediyordu.

"Duymaktan kulaklarımız battı." Jimin göz devirdi.

"Kıskanma aşko." Seokjin göğsünü gererek dolabına yürüdüğünde üçümüzde kahkahalara boğulmuştuk.

"Selam Jungkook." Jisoo her zamanki pozitif enerjisiyle bana selam verdiğinde gülümsedim.

"Selam Jisoo." Hepimize gülümsedikten sonra dolabına doğru yürüdüğünde arkadaşlarım şaşkınlıkla bana bakıyordu.

"Aşk sözcükleri yok mu? Ya da iltifatlar? Ya da sarılma?" Seokjin hayretle sorduğunda başımı salladım.

"Artık birlikte değiliz." Dolabımın kapısını kapatarak dedim.

"Ne? Neden?" Hoseok merakla sordu.

Buna karşılık derin nefes aldım.

"Biz hiçbir zaman sevgili olmadık. Bu sadece bir oyundu tamam mı?" Sınıfıma çıkarken cevabımla çocuklar dumura uğrayarak oldukları yerde kalmış, sonra koşarak yanıma gelmiştiler.

"Gerçekten sevgili olmadınız mı?" Jimin'in yüzündeki neşeyi görebiliyordum.

"Hayır, hiç öyle bir şey olmadı." Kitabımı sırama atarken dedim. "Bundan diğerlerinin haberi olmayacak. Özellikle de Taehyung'ların. Duydun mu beni Jimin." İşaret parmağımı tehtid edercesine salladım.

Ellerini teslim olurmuşcasına yukarı kaldıran Jimin başını salladı.

"Tamam tamam hiç kimseye söylemeyeceğim."

"Ve sende kimseye haber vermezsen sevinirim Jin." Sırama oturdum.

"Hiç bir şeyden haberim yoktu, haberim olmadı." Seokjin başını salladı.

"Ama neden böyle bir şey yaptınız?" Hoseok sıramın önündeki sıraya oturdu.

"Sonra anlatırım." Başını sallayan arkadaşlarım sınıftan çıktılar. Yani Hoseok ve Seokjin.

***

Kantine giriş yapan Yoongi Yugyeom'la el eleydi. Aslında halinden pek memnun olduğu söylenemezdi.

"Ayrıldınız mı Jimin?" Seokjin telaşla Jimin'e baktı.

"Keşke. Ama onun böyle bir fikri yok. Halledeceğini söyleyip duruyor." Jimin bıkkınlıkla dedi.

Bakışları Yoongi'deydi ve sahte erkek arkadaşını parçalamak için an kolluyordu ama bunu yapmamalı olduğunu hepimiz biliyorduk.

"Selam çocuklar." Yanımıza oturan Hoseok Chunghee ikilisine baktık.

"Sen ne böyle Namjoon'la değilde bunlarla oturuyorsun?" Sorgulu bakışlarıyla Seokjin'e baktı Hoseok.

"Zaten aynı sınıfta okuyoruz birazda sizinle zaman geçireyim değil mi." Seokjin göz devirdi.

"Aynı sırada mı oturuyorsunuz?"

"Yoo. Ben önde oturuyorum o arkamda. Dersde mektupla mesajlaşıyoruz."

"Zeka akmıyor sizde, fışkırıyor." Gülerek dedim.

"Tabi canım ne sandınız." Seokjin gururla söyledi.

"Chunghee sabah seninle aynı arabadaydı Hobi. Ailesi izin veriyor mu onu almana?" Sabahtan beri sormak için an kolladığım soruyu sormuştum sonunda.

"Chunghee üç gündür bende kalıyor." Hoseok'un söyledikleriyle bakışlarımızı eski zorbalarımızdan çekerek ona baktık.

"Neden?" Jimin kaşlarını çatarak sordu.

"Ailevi durumlar."

"Peki sende kalmaya devam mı edicek?" Merakla sorduğumda Chunghee başını Hoseok'un omzuna koydu.

"Bilmiyorum daha. Belki dedemle konuşup avukat tutmasını sağlarız."

"Dün mesajlara falan bakmadın. Neredeydin?" Seokjin tostunu tıkarken sordu zorla da olsa.

"Telefonu kapatmıştım. Dün çekemezdim seni Jin. Gün boyunca Namjoon'un seni öptüğünü söyleyip duracaktın." Hoseok göz devirdi.

"Neyy? Namjoon seni öptü mü?" Chunghee elini ağzına koydu. Sonra da Hoseok'un koluna vurdu. "Neden demiyorsun ya!"

"B-ben nerden bileyim bunun senin için bu kadar önemli olduğunu!" Hoseok korkuyla dedi.

"Ne yani senin arkadaşların benim arkadaşlarım değil mi?" Chunghee tek kaşını kaldırdı.

"Ben öyle demedim-"

"İyi. O zaman bunu söylemen gerekiyordu." Sonra Seokjin'e baktı. "Eveet demek ki Namjoon sevgilisinin kalbini okuyabilmiş." Chunghee Hoseok'a kötü bakışlar atarken hepimiz şaşkınlıkla Chunghee'ye bakıyorduk.

"Bu bir özgüvenli oldunuz sanki." Jimin bana fısıldadı.

"Babam beni takip etmeyi bıraktı da ondan." Chunghee Jimin'e döndü.

"Baban seni mi takip mi ediyordu?" Hoseok endişeyle sevgilisine baktı.

"Bekle ne?" Jimin'de kaşlarını çattı.

"Neden endişeli davranıyordum sandınız?"

"Okulda da mı takip ediyordu?" Seokjin sordu.

"Evet." Chunghee başını salladı.

"Normal olan bir gün geçirecek miyiz ya biz?" Jimin başını masaya koydu.

"Tamam o zaman kaçırılmadığımıza dua edelim." Seokjin dedi.

"Abartmayın çocuklar pek de önemli bir şey yok. Sadece kimlerle ne yaptığımı merak ediyordu bu kadar. Ve bence yakalanmalarına az kaldığı için şehirden kaçmak için hazırlanıyorlar."

"Ailen mi?" Sordum.

"Evet. İkisi de."

Classmate Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin