11

479 32 4
                                    

Ertesi gün her zamanki gibi okulda buluştuk. Allahdan dersler başlayana kadar hiçbir sorun yaşamadık da skandal çıkmadı.

İlk ders sınıf öğretmenimizin dersiydi. Yani edebiyat.

Sınıfa girer girmez bazı öğrencilerin yerlerini değiştireceğini söylemesiyle Jimin'le birbirimize baktık. Dün ben Taehyung'un üstüne düşerken o da ordaydı. Seokjin'in dediği gerçek olmuştu. Kesin yerleri değilştirilecek kişiler sırasında bizde vardık.

Birkaç öğrencinin yerini değiştirdikten sonra bizim sıraya doğru dönmesiyle yutkundum.

"Jungkook Yoongi'yle yerini değiş." Beklenen o cümle söylenmişti.

"Hocam biz lisenin başından beri birbirimizin yanında oturuyoruz. Yerimizi değiştirmesek?" Yerimden kıpırdamadan söyledim.

"Sınıf öğretmeni sen misin ben mi?" Hoca tek kaşını kaldırdı.

"Siz." Başımı aşağı eğerek eşyalarımı toplamaya başladım. Jimin'le son kez bakışırken aynı sırada yaşadığımız tatlı anılar geldi aklıma.

Yoongi de sinirle eşyalarını toplayarak masama doğru giderken Taehyung'un sırasında oturdum. Otururken "Biz bunlar bizden uzak dursun diyoruz bunlar bizimle aynı sırayı paylaşıyor." dediğini duydum. Soru dolu bakışlarla "Efendim?" desem de takmadı.

"Beğendin mi yaptığını?" Bana baktı soğuk şekilde.

"Ben ne yaptım?" Soru dolu bakışlarımı yüzünde gezdirdim.

"Ne yapmadın ki?" Bakışlarını yazı tahtasına çevirdi.

Gözlerimi açtığım defterime diktim. Ben hiçbir şey yapmamıştım.

"Tamam çocuklar şimdi derse başlayalım." Öğretmen tahtaya yeni dersle ilgili bir şeyler yazmaya başladı.

"Arkadaşın arkadaşımdan uzak dursun dedim, arkdaşım arkadaşına meraklı değil dedin. Şimdi senin yüzünden Yoongi Jimin'le oturuyor." Yeniden konuşmaya başladığında dikkatimi ona verdim.

"Merak etme Jimin yamyam değil ama korkarım Yoongi ona bir şey yapar."

"Yo yo korkma Yoongi de insan eti yemez."

"O anlamda demedim. Zorbalık anlamında dedim."

Ciddi ifademe karşın güldü.

"Küçük küçük şakalar Jimin'i bekleyebilir."

"Beni beklemesinde."

"Aaa, öyle şey mi olur ama Jungkook Yapmazsam ölürüm." Sırıttı.

"Bende karşılığını veririm." Bende sırıttım.

"TAEHYUNG VE JUNGKOOK! KONUŞMAYI HEMEN KESİN ORAYA GELMEYE ZORLAMAYIN BENİ!" Öğretmen yazısını durdurup bize bağırmaya başladığında ikimiz de korkuyla öğretmene döndük.

Sesimizi kestiğimizi görüp büyük bir gülümsemeyle tahtadaki yazısına geri döndü.

***

"Yani anlayamıyorum nasıl senin dediğin doğru oldu ya?" Jimin çatık kaşlarıyla Seokjin'e baktı.

İlk dersin tenefüsüydü ve Hoseok'la Seokjin bizim sınıfa gelmiştiler. Gerçi sınıfta pek bir öğrenci de yoktu, çoğunluk koridora çıkmıştı. Sadece ben, Jimin ve arka sıralarda iki öğrenci daha vardı.

Hepimiz Jimin'in sırasının yanında sohbet ediyorduk.

"Ben dedim oğlum okulun tüm olayları benden sorulur." Seokjin gururla saçını savururken güldük. "Kesin gülmeyi lan! Büyüğünüzün önünde saygılı olun biraz!"

"Ay duramıyorum oğlum!" Jimin kahkahalarının arasında dedi.

"Siz ne yapıyorsunuz burda?" İçeri giren Taehyung ve Yoongi Seokjin'le Hoseok'a baktı.

"Arkadaşlarımızla sohbet etmeye geldik." Hoseok dedi. "Ne var yapamaz mıyız?"

"Hani desek senin dedenin okulu mu yani dedesinin okulu." Jimin fısıldadı sessizce.

"Ders başlamak üzre. Hadi sınıflara." Taehyung'un söyledikleriyle Hoseok tek kaşını kaldırdı.

"Tamam dedenin okulu anladık da öyle sen emretmekle olmuyor o işler. Zil çalsın gidicez işte." Hoseok bize dönerken Taehyung göz devirerek sırasına geçti. Yoongi de onun yanına.

"Ya öğretmenlere demesek de eskisi gibi otursak? Sıkıyo oğlum bu çocuk beni ya."

Jimin küçük çocuk gibi ayaklarını yere vururken diğer taraftan Yoongi'nin masumca Jimin'e güldüğünü gördüm. Belki de Taehyung haklıydı, belki de Yoongi gerçekten Jimin'e aşık olmuştu.

Zilin çalmasıyla Seokjin ve Hoseok sınıftan çıkmış, ardından öğretmen içeri girmişti.

"Arkadaşlar sınıf öğretmeni bazı öğrencilerin yerini değişdirdiğini dedi bu yüzden herkes kendi yerine." Matematik öğretmeninin söyledikleriyle bıkkınlıkla nefes aldım.

Herkes yeniden yeni yerine geçtikten sonra öğretmen gülümsedi ve derse başladı.

***

"Eee? Alıştınız mı yeni sıra arkadaşlarınıza bari?" Hoseok meyve suyundan yudumlarken sordu.

Öğle tenefüsünde yine kantinde oturuyorduk.

"Ne demessin?" Jimin göz devirdi.

"Ya yıl sonuna kadar böyle mi oturucaz yani? Ben dayanamamki." Kendimi sandalyeme yasladım.

"Neden oğlum ya. Amma abarttınız siz. Ne var altı üstü sıra arkadaşlarınız değişti. Hem ne güzel derslere daha iyi odaklanırsınız. Sanki yiyecekler sizi onlarla aynı sırada otursanız." Seokjin masada isyan kaldırdı.

"Sevmediğin biriyle oturmak güzel mi? Sen Namjoon'la otursan hoşuna gider mi yani?" Ben de karşı taraf olarak itirazımı bildirdim.

"Tövbe de Jungkook. Kabus gibi."

"Al işte bizimki de öyle." Jimin de sohbete katıldı.

Hoseok kenarda meyve suyunu yudumlaya yudumlaya merakla bizi dinlerken hiçbir yorum bildirmiyordu.

"Senin herhangi bir yorumun yok mu?" Ona döndüm. Benim sorumla diğer ikili de Hoseok'a döndü.

"Ben ne bileyim böyle işleri ya? Benim sınıfımda zorbalık yapan manyak bir tip yok. Okul tuvaletlerinde sırf eğlence için birilerini döven deliler yok. En önemlisi sınıfta öyle nefret ettiğim biri de yok ki."

Ard arda söylediği sözlere karşılık sadece sustuk. Ve o bizi dinlemeye devam ederken aramızdaki sohbeti devam ettirdik.

Classmate Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin