Jichu
Jungkook
Jisoo
Bitirelim şu sevgili işiniJichu
Neden
Bir şey mi oldu?Jungkook
Taehyung beni dün sıkıştırdı
Sanırım oyun oynadığımızı anladı
Hem
Benden uzaklaşıyor
Ben bunu istemiyorumJichu
Tamam
O zaman "ayrılalım"Jungkook
Teşekkürler Jis
Umarım en yakın zamanda Jennie sana itirafını ederJichu
Bende teşekkür ederim
Sana da iyi şanslar ;)---
-Seokjin-
Bugün Namjoon'la buluşucam ve aman tanrım çok heyecanlayım. Evde gezip duruyorum. Annemler fark etmese iyi.
"Jin, tatlım neden bu kadar heyecanlısın?" İçimde uçuşan kelebeklerle birlikte büyük heyecanla kahvaltımı yaparken annem halimi fark etmişti.
"Bugün sevdiğim çocukla buluşacağım. Bana çıkma teklif etmesini çok istiyorum." Krepleri ağzıma tıkarken dedim.
"Kalbini kıracak bir şey yaparsa kemiklerini kırarım onun." Babamın söyledikleriyle güldüm.
"Senden önce ben kırarım babacığım."
Ailemin özel hayatıma karışması bazen hatta çoğu zaman sıkıyordu ama bunun için hiçbir şey yapamazdım. Sonuçta onlara "benim özel hayatım sizi alakadar etmez her işime karışmayın" diyemezdim.
Bir süre masada devam eden sohbetlerden sonra odama geçip telefonumda takılıyordum. Namjoon saat kaçda beni alacağını dememişti bu yüzden sabahtan hazırlanmıştım.
Namjoon telefonuma evimin önünde olduğunu yazınca telefonu kapattım ve koridora geçerek üstüme hırkamı geçirdim. Bugün hava aşırı soğuktu.
"Mommy, daddy ben çıktım." Evde sesimi yükselttikten sonra gelen onaylarla kendimi dışarı atmıştım.
Beni bekleyen Namjoon'un yanına gelerek arabaya oturdum ve o da oturunca yolculuk başladı. Gerçekleri söyleyeceğim onunla nasıl davranmam gerektiğini, ne demem gerektiğini gerçekten bilmiyorum ve bu yüzden aşırı stresliyim. Onun da benden farksız olduğunu yüzünden okuyabiliyorum.
Büyük kütüphanenin önünde durduğumuzda Namjoon arabadan indi. Ve bende peşinden.
Girdiğimiz kütüphane çok büyük ve güzeldi. Raflar altın işlemelerle süslenmişti. Göz alıcı güzelliğe sahipti ve ilk kez bir kütüphaneye geldiğimi varsayarsak büyülenmiş gibiydim.
Arka raflara doğru gittiğinde peşinden gitmeye devam ettim. Aşkla ilgili bölüme geldiğimizde halının üstüne oturarak omzunu duvara yasladı ve yanına gelmemi istedi.
Belkide Hoseok haklıydı ve sadece kitap okumayacaktık.
Kitaplardan birini götürerek bana uzattığında bunun basit bir kitap olmadığını anlamıştım. Kitapdan lavanta kokusu geliyordu. Namjoon'un kullandığı parfümün aynısı.
Soru dolu bakışlarım eşliğinde kitabı açtım. Tahmin ettiğim gibi basit bir kitap değildi. İçinde tatlı iltifatlar, aşk sözcükleri vardı. Bazı yerleri aşkın remzi olan kırmızıyla renglenmişti.
"Namjoon bu çok ince bir hareket!" Heyecanla bağırdığımda kütüphanede sessiz olmamı isteyen bir takım sesler duydum.
Ah şu kitap hastaları.
Göz devirdikden sonra cümlemi daha yavaştan tekrarladım. Hareketlerime gülen Namjoon ise bana sarıldı.
"Bu kitabı sonsuzadek yanımda tutacağım. İlk buluşmamızın hatırası." Gözlerim dolmuştu. Bir insanın bu kadar düşünceli olması adamın içinde kelebekler uçuşmasına sebep oluyor.
***
Akşama kadar farklı kurgularda kitaplar okumuş, sonlarını tahmin etmiş, yakınlıktaki kafeden tatlılar alarak tıkmış ve daha bir sürü eğlenceli şey yapmıştık.
Günün sonunda hiçbir itiraf olmadan sevgili olmuştuk çünkü birbirimizi kelimelerden ya da bakışlardan anlıyorduk.
Tamam kabul ediyorum ilk başta Namjoon'u çirkin biri bulmuştum, benden etkilendiğinde ise düşündüğüm tek şey sınırsız olan parasıydı ama şimdi kimin umrunda! Hayat devam ediyor ve hiçbir sorun yok. Yani sanırım.
Saat 11'i geçiyordu ve artık geç olduğunu düşündüğümüz için Namjoon beni eve bırakma kararı aldı. Hava soğuktu ama kim önemserdi ki. İnsanın yanında sevdiği biri olduğunda onun için soğuk olmuyor.
Arabayı evin yakınlığında durduğunda şaşırmıştım. Arabayı evin önünde de durdurabilirdi.
Aşağı indiğinde bende aşağı indim ve bu güzel gün için teşekkür ettim. Tam gidecekken beni kendine çekmesi heyecanlanmama sebep olmuştu.
"Bilmiyorum belkide sapık diyeceksin ama" saçlarımı okşamaya başlarken gözleri sadece gözlerimdeydi.
Dudağımda hissettiğim sıcaklıkla gözlerimi kapatmıştım. Sanırım bugün içinde en çok sıcak hissettiğim an bu olmuştu. Hafif, ksa bir öpücük olmuştu ama emindim dudaklarım biraz daha dudaklarında kalsaydı öpüşmemiz çok daha tutkulu bir hal alacaktı.
Dudaklarımı dudaklarından ayırdıktan sonra ona sarıldım.
"Sevgilimin beni öpmesi sapıklık değil."
İçinde kelebekler uçuştuğundan adım kadar emindim ama ıspatlayamazdım. Gamzelerini gösteren tatlı gülümsemeden sonra ordan ayrıldım ve ebeveynlerimin yakınlarda değil de evde olması için dua ettim.
Eve sessizce adımlarımı basarak girdim. Salonun ışığı yanıktı.
"Selam Seokjin." Duyduğum sesle salona baktım. Babam maç izliyordu.
Annem büyük ihtimal uyumuştu çünkü on buçuktan sonra uyanık kalmak tercihi değildi.
"Selam baba."
"İlk buluşman nasıldı?"
"Çok iyiydi sorduğun için teşekkürler."
Televizyon kapıyla paralelde durduğu ve babamın oturduğu koltuk televizyonun önünde olduğu için beni göremiyordu. Hah, şans.
"Neyse baba benim uyumam gerek, yorgun hissediyorum. İyi geceler." Aradan sıvışmak için uykuyu bahane getirip hemen odama girmiştim.
<<<<<>>>>>
Bölümü kontrol etmedim. Umarım yazım hatası falan yoktur

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Classmate
FanfictionOkula yeni gelen zorba öğrenci grubu onlara gıcık olan öğrencilere yavaş yavaş aşık olmaya başlar. [Taekook] [Yoonmin] [Namjin]