-Jungkook-
Bu gün herkes bir yerlere dağılmıştı. Seokjin Namjoon'la ders çalışmaya gitmişti. Hoseok da dersten sonra Chunghee'yi gezmeye götürmşütü. Jimin'den zaten haber yoktu. Ben de ingilizce yapıyordum odamda.
"Tatlım ben markete gidiyorum geliyor musun?" Odamın kapısını açarak bana soru soran anneme döndüm.
Daha fazla ingilizce yapmak istemiyordum bu yüzden teklifini kabul ettim.
"Evet annecim üstüme bir şeyler geçirip geliyorum."
Annem cevabıma şaşırmış gibiydi. Tabi bu normaldi sonuçta uzun zaman sonra annemle market alışverişine gitmeyi kabul etmiştim.
Şaşkın ifadesini yüzünden silip samimi şekilde bana gülümsedi ve kapıyı kapattı.
Ben de kitapları kapatarak sandalyeden kalktım ve kiyafet dolabıma giderek giymeye bir şeyler aldım.
On beş dakika sonra marketteydik. Annem raflarda gözünü gezdirerek gerekli şeyleri sepete atıyor ve ben de telefonumda şarkı dinliyordum.
Şarkıyı değiştirmek için telefonumu aldığımda biriyle çarpışmıştım. Ben yere düşerken önümdeki kişi dengesini sağlayarak ayakta kalabilmişti.
"Ah üzgünüm Jungkook önüme bakmam gerekirdi." Karşımda bana elini uzatan Taehyung'la şaşırdım.
"Senin evin uzakta değil miydi? Burada ne yapıyorsun?" Elini tutup ayağa kalkarken dedim.
"Evet uzaktaydı ama okula gidip gelmek uzun sürdüğü ve zor olduğu için okula yakın bir yerde daire tuttuk."
"Ah tamam anladım." Başımı olumlu anlamda sallayarak Taehyung'un yanından geçtim. Arkadan bana baktığını biliyordum. Artık bana karşı agresif olan ve beni rezil etmek için her şeyi yapmaya hazır genç bir çocuk yoktu karşımda, onun yerine bana şefkat besleyen, sevgi dolu bakışlarla bakan bir genç vardı. Ve onun bu hallerine hazır değildim.
Yerden telefonumu götürdüm, yüzü biraz çatlamıştı o kadar. Umarım büyük bir hasar yaranmamıştır telefonumda.
"Onun için de üzgünüm. İstersen yenisini alabilirim sana." Taehyung arkamdan konuşurken ona döndüm.
"Hayır büyük bir hasar almadı bu yüzden gerek yok."Başımı olumsuz anlamda salladım. "Hem bende de hata var ben de önüme bakmalıydım." Gülümsedim ve arkamı döndüm.
Taehyung'u arkada bırakarak rafların arasını aramaya başladığımda annemin nereye kaybolduğunu düşünüyordum. Markette koşarken annemi tatlılar bölümünde görerek yanına gitmiştim.
"Anne nerdesin yarım saatdir seni arıyorum." Anneme kızarken o gülümsedi.
"Bir şeyler aradığını sandım tatlım gittiğini fark etmemişim bile." Annem gülerek dedi.
"Yok alacak bir şeyim yok benim." Sonra tatlılara baktım. Çilekli cheesecakeler!
"Şu çilekli cheesecakelerden verir misiniz." Tatlılardan sorumlu kıza baktığımda başını olumlu anlamda salladı.
"Kaç tane?"
"Hmmm" Anneme baktım. Bakışlarında 'istediğin kadar al' ifadesi vardı. Gülümseyerek bakışlarımı tatlılara çevirdim.
"On tane." Annem şokla bana bakarken güldüm.
"Jungkook, tatlım şeker komasına mı girmek istiyorsun?"
"Hadi ama anne hepsini bir anda yemiyicem." Yüzümü astım.
"İnanmışım gibi yapıcam." Annem güldüğünde ben de gülümsedim. Kız kutuyu bana uzatırken kısa teşekkür bildirip kutuyu aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Classmate
FanfictionOkula yeni gelen zorba öğrenci grubu onlara gıcık olan öğrencilere yavaş yavaş aşık olmaya başlar. [Taekook] [Yoonmin] [Namjin]