''Zamansız kapı zili.''
Bir hafta sonra...
Herkes yeni bir sabaha gözlerini aralamıştı. Bir hafta boyunca ilk defa sorunsuz bir hayatları vardı. Belki de öyle sanıyorlar, öyle inanmak istiyorlardı.
Diana, beyaz ve üzerinde çeşitli figürler olan yorganı çekiştirdi. Yatakta oturur pozisyona geldi ve ayaklarını sallandırdı. Tarifsiz bir mutluluk vardı içinde. Zayn'le arasını düzelttiği için mutluydu ama hâlâ içinde bir kırgınlık vardı. Bu kırgınlığı gidermesi için Zayn'e bir şans vermişti. Yataktan kalktı ve Bradford'un bir türlü güneş açmayan gökyüzüne baktı. Sonra içinden geçirdi, gökyüzü pencerene sığdırdığın kadardır. Benim gökyüzümde, kara bulutlara yer yok.
Zayn ise, asker yeşili yorganı üzerinden çekiştirdi. Erken uyanmayı sevmiyordu ama buna Diana sayesinde alışmıştı. Birkaç esneme hareketi yaptı ve yataktan kalktı. Perdesini araladı ve gökyüzünü inceledi. Pencereyi açtı ve küçük balkona çıktı. Hava kasvetliydi ancak ılık esen rüzgar içini ılık bir kıpırtıyla kaplıyordu. Bir haftadır huzurlu bir şekilde uyanıyordu. Tüm sorunları bir kenara bırakıp kendinisini Diana'ya adamıştı. Aldığı şansı boşa harcamayacaktı. Eski karakteri hâlâ içinde bir yerlerdeydi ancak çıkmasını istemiyordu. Sadece doğru zamanda çıkaracaktı. Diana'nın istediği gibi biri olacaktı. O mutlu olursa, Zayn'de mutluydu.
Leo, hafta boyunca iyi hissetmişti çünkü Serina neredeyse her gün Diana ile birlikteydi. O'nu görebilmişti ve gülüşüne ortak olmuştu. Başlarda Serina'ya ufak tefek hoşlantı kırıntıları bulunduran kalbi, kısa zamanda kendini her şeyiyle Serina'ya bağlamıştı. Penceresinin karşısına geçti ve kasvetli havaya baktı. Daha sonra zayıf ışığıyla kendini belli etmeye çalışan güneş dikkatini çekti. İçindeki mutluluk güneşti. Zayıf ve azdı. Kasveti yok etmesi gerekiyordu. Bu kasveti oluşturan tek şey, Serina'ya kendini fark ettirememekten kaynaklanıyordu. Derince bir iç çekti. Kendi kendine, ''Derdim oldun, haberin yok,'' dedi. Her şey çok hızlı gelişmişti. Farkındaydı ancak daha fazla bekleyemezdi.
Orlando, çok daha erken kalkmıştı. Günün aydınlanmasını koskoca salonundaki pencereden tek başına izlemişti. Orlando bile bu bir haftayı çok sevmişti. O'nunla uğraşan yoktu. Sadece zamanında kullanacağı kozun planlarını yapıyordu, o kadar. Doktor Davis, Orlando'ya çok iyi bakıyordu. Hastalığının henüz ne olduğunu bilmiyordu. Doktor Davis'e tembihlemişti, hastalığını bilmek istemediğini. Bu kadar derdin arasına hastalığını ekleyip, kendi kendini yok etmeyecekti. O'nu ancak kendi yıkabilirdi, sadece istediği zaman...
Kerry için bir hafta çok iyi geçmişti. Sessiz ve sakin. Bu sakinlikte Orlando için harika planlar yapmıştı. Onun dışında kızıyla oldukça fazla vakit geçirmişti. Bir anne olarak burada olduğunu belli edecekti. Öyle her şeyi yapmasına izin vermeyecekti ki, başında bir annesi olduğunun farkına varsın. Çünkü kendi annesi böyleydi. Asla yokluğunu hissettirmemişti. Bunca zaman annesiz kalan kızına gereken anneliği yapacaktı. En başından. Arkadaşlarına, sevgilisine, yaptıklarına karışacak, doğruyu görmesine yardımcı olacaktı. O'nun gözünde normal anne tipi böyleydi. Kızının anormal yaşantısına normal bir şeyler sokmak istiyordu. Ve her şeyiyle kızına sahip çıkmayan babayı alt etmek için elinden ne geliyorsa, daha fazlasını yapacaktı.
Cara ise Bradford'a gelmişti. Orlando'nun kendisine attığı kazığı bir türlü hazmedememişti. Herkesten daha çok şey biliyordu O'nun hakkında. O'nu alt etmeleri için yardım edecekti diğerlerine. Ama şimdi değildi. Hazırlanmalıydı.
Lucas, bir hafta boyunca Kerry ile aynı evi paylaşmıştı. Eskiden yaptıkları için utanıyordu. Belki de hayatında ilk kez utanıyordu ama utanıyordu işte. Zayn ve Diana'nın O'na yaptığı iyiliği unutmamıştı. Bu iyiliğin karşılığını vermek için buradaydı. Bu yüzden, herkesten özürünü dilemişti bile. Herkes O'na alışmıştı. Lucas, kendini ilk defa bir yere ait hissediyordu. Bu yüzden gökyüzüne en gamzelisinden bir gülüş savurdu. Mutluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Liar Hero || z.m
Fanfiction''Söz ver, gitmeyeceksin,'' dedim gözlerimi kırpıştırarak. Yağmur damlaları yüzümden akıp giderken, göz yaşım tutamadı kendini katıldı onlara. ''Söz veriyorum, seni asla bırakmayacağım.'' ''Bir şarkı ol, hep benim için çal, tamam mı?'' Hıçkıra hıç...