Bir insan iki kez ölür. Önce ruhu, sonra bedeni.
"Ruhsuz beden."
Diana Kerry Barrymore;
Artık güven sorunu yaşamaktan bıkmıştım. Buna bir son vermeliydim. Her aldığım darbede, yıkılacağıma inandırmıştım kendimi. Yanılıyordum. Bir bayan, kendine inanmalıydı. Çünkü inanırsa her şeyi yapabilirdi. Hatalarımız illaki olacaktı. Önemli olan yılmamaktı ve bugün yılmamayı öğrendiğim gün olacaktı.
Kerry ve Orlando'nun konuşmasına şahit olduğumda kısa süreli bir şok yaşamıştım ancak Zayn beni kendime getirip, evine götürmüştü. Şuan Zayn'in evindeydim. Zayn, bu durumu herkese anlatmamız taraftarıydı. Öyle yapacaktık.
Oturduğum yumuşak koltukta, bacaklarımı kendime doğru çektim ve kollarımı etrafına sardım. Çenemi de dizlerime koydum. Şuan kaybetmiş, umutsuz ve yılmış biri gibi gözüksemde istediğim biraz dinlenmekti.
Herkes eve geldiğinde gözlerim Serina ve Liam arasında adeta mekik dokumuştu. Liam, normalde olsa Serina'nın yanına otururdu ancak şuanda sadece Serina'dan değil, herkesten oldukça uzakta olan dış kapının yanındaki duvara omzunu yaslamış bir vaziyette konuşulanları dinliyordu. Serina ise, salonun en ucunda bulunan yemek masasının sandalyesinde oturmuş öylece etrafı inceliyordu.
Zayn, giydiği gri bluzun kollarını sıvarken, ''Anlayacağınız, Orlando ve Kerry bizden değil. Bundan sonra bizim birlik olmamız ve bir plana sadık kalmamız gerekiyor,'' dedi ve oturduğum koltuğun kenarına ilişti. Daha sonra kolunu omzuma attığında, aslında korkulacak hiçbir şeyimin olmadığına inandım. Çünkü etrafımda onca beni seven, beni korumak isteyen insan varken korkmamalıydım.
''Bence Lucas'la işbirliği yapalım,'' dedi Harry. Oldukça umursamaz görünüyordu. ''Kaybedecek bir şeyimiz yok.''
''Kaybedecek bir şeyimiz var Harry. Canımız.'' Louis çıkıştığında Harry, önce Louis'nin suratına uzun bir süre baktı ve daha sonrasında, ''Haklısın. Orlando'nun yaptıklarını hafife aldım,'' dedi. Sanırım Harry, Louis'ye yapılan işkenceyi hatırlamıştı.
''Bence annene belli etme. Yani bildiğini,'' dedi Jacob. Böylesine dik durmasına her zaman imreniyordum ama doğru gitmeyen bir şeyler vardı. Bu olaylar dışında. Bana karşı soğukluğunu hissedebiliyordum.
''Zaten öyle yapacağım. Annem...'' Biraz duraksadım ve devam ettim. ''Kerry, Orlando ile karşılaşacağımız gün beni yanında isteyecektir. Yani bilirsiniz, tuzağa düşürmek için.''
''Böyle bir şey olmayacak. Son ana kadar sen Kerry'nin yanında dur. Bir şeyler bildiğini anlamasın. Asıl olayı biz yapalım.'' Leo'nun dediğini onaylayan nidalar yükseldiğinde, başımı kaldırıp Zayn'e baktım. Yeni çıkmaya başlamış sakallarında parmaklarını gezdiriyordu.
''Tamam, daha sonra bunun ayrıntılarını konuşuruz.'' Zayn'in son sözüyle birlikte salonda bir hareketlenme oluştu. Eve gidecektik.
''Nereye,'' diye sordu Zayn kolumdan tutarken.
''Eve gidiyorum?''
''Olmaz, neyin ne zaman olacağını bilmiyoruz. Yanımdan ayrılmana izin veremem.'' Beni kapıda bekleyen Jacob ve Leo'ya baktım. ''Çocuklar, biz Serina ile burada kalacağız. Siz gidebilirsiniz.'' Kapı kapandığında Zayn'e döndüm ve tüm sorunları unutup yüzüme bir gülümseme yerleştirdim. ''Oldu mu?'' Beni kendine çekti ve, ''Gün gelecek ayrı iki tane ev, bir tarafı boş yatak ve birbirinden ayrı iki kalp olmayacak, güzelim,'' dedi.
''Bana evlenme teklifi edeceğinin bir işareti mi bu?''
''Cümlede isim kullanmadım. Sen olduğunu da nereden çıkardın?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Liar Hero || z.m
Fanfic''Söz ver, gitmeyeceksin,'' dedim gözlerimi kırpıştırarak. Yağmur damlaları yüzümden akıp giderken, göz yaşım tutamadı kendini katıldı onlara. ''Söz veriyorum, seni asla bırakmayacağım.'' ''Bir şarkı ol, hep benim için çal, tamam mı?'' Hıçkıra hıç...