"Yaver?"
Ferguson elindeki kılıç tam Kai'nin kafası üstünde durdu. Sonradan yapmadığına çok pişman olacağı bir hareketti ama o anki panik hali bunu yapmasını engellemişti. Prensesi öldürürken krala yakalanmak planlarının parçası değildi. Sanki daha önce planları yolunda gitmişti de...
" Kral Auron!" diye feryat etti İda. "Yardım edin lütfen!"
Ferguson kılıcıyla prensesin sesini kesmek istedi ama mümkün değildi.Auron kapıdan içeri girip yerdeki cesetlerin uzağında bir yerde durdu. Peşinden uşağı da odaya girdi. Odadaki manzarayı görünce bir an kusacak gibi olduysa da kendini zorlukla tuttu. Ama kanın metalik kokusuna ne kadar daha sabredebilirdi bilmiyordu. Kralın bir an önce muhafızlara seslenip bu işi bitirmesini istiyordu. Hatta bu odaya girmemeliydi bile. Başka bir ülkenin yaveri kendi askerlerini öldürmüştü. Bu kral için de tehlikeli bir durumdu. Kılıcın sıradaki hedefi kendisi olabilirdi ve yanlarında hiç muhafız yoktu. Vincent 'in de iyi bir savaşçı olduğu söylenemezdi. Ama Kral hiç de uşağının beklemediği bir şekilde orada durmaya devam ediyordu. Vincent onun yüzüne bakınca nedenini anladı, aklına bir şey gelmişti, çıkarına kullanabileceğini düşündüğü bir şey.
" Kenara çekil." diye emir verdi Auron. Kendinden, daha doğrusu, kafasındaki taçtan gayet emindi. O taç onu dokunulmaz kılacaktı.Ferguson dişlerini sıkarak kendine denileni yaptı. O çekilince arkasında kalan prenses açığa çıktı. Saçları dağılmış, dudağının patlamış kenarındaki kan çenesine bulaşmış, partide onu muazzam gösteren elbisesi paçavraya dönmüştü. Vincent prensesi bu halde görünce şok oldu. Gözleri bir prenses bir kral arasında mekik dokuyordu. Orada büyük şeyler dönüyordu, onun boyunu aşan şeyler.
Prensesin yanında ise sokaktaki dilencilerden bile beter görünen bir adam vardı. Onun değersiz bir dilenci olmadığını gösteren tek şey alev alev yanan bakışlarıydı.
" O kim?" dedi Auron başı ile yerde yatan korsanı işaret ederek.
Soru Yavereydi.
" Kai."
" Kai mi? Prensesi kaçıran korsan mı?" Auron soğuk bir kahkaha attı.
" Onun burada ne işi var? Prensesi geri almaya mı gelmiş?"
Ferguson bu soruya vereceği cevapla durumu lehine çevirebileceğini düşünürken İda ondan önce davrandı.
" Hayır, beni korumaya geldi. Çünkü kendi yaverim beni öldürmeye çalışıyordu."
İda Ferguson'a nefret dolu bakışlar göndermek için konuşmasına bir süre ara verdikten sonra devam etti.
" Lütfen nöbetçilere seslenin. Siz burada olduğunuza göre zaten durumumuzdan haberdarlar. Babamın da haberi var mı?"Auron hiçbir şey demeden İda'ya bakıyordu. Bakışları öyle düzdü ki İda onun dediklerini duymadığını düşündü. Ama böyle bir şey mümkün değildi. Aralarında yalnızca beş adım vardı. İda milisaniyeler süren kafa karışıklığının ardından kanın bedeninden çekildiğini hissetti. Belki de Auron hiç de onu kurtarmayı düşünmüyordu?
" Evet, prenses." diye başladı konuşmasına Auron.
" Sarayın sizin tehlikede olduğunuzdan haberi var. Ama kimse bunun yaveriniz yüzünden olduğunu bilmiyor. Bilakis herkes yanınızdaki adamı arıyor. Bu arada, tanışmak büyük zevk oldu Kaptan Kai. Hünerleriniz yedi denizleri aştı. Sonuçta şimdiye kadar hangi korsan bir prensesi kaçırmayı başarabildi ki?"
Yüzünde alaycı bir gülümseme vardı. İda o anda anladı, Auron onlara yardım etmeyecekti, tek başınalardı.Auron Ferguson'a yöneldi.
" Sizin içten pazarlıklı biri olduğunuzu zaten biliyordum, ancak... Kendi prensesinizi öldürecek kadar kalpsiz olduğunuzu düşünmemiştim."
Ferguson'un tek bir mimiği oynamadı. Kralın dediklerini hakaret değil olsa olsa iltifat olarak kabul ederdi.
" Boyunuzdan büyük işlere kalkışmışsınız."
Ferguson şımarık veledin laflarını ağzına tıkmak isterdi ama o konumdayken bunu yapmak akıllıca olmazdı. Pazarlık yapmalıydı.
" Benim ülkemde prensesinizi öldürüp suçu da Kai'ye atacaktınız demek? Sonra da korsanı öldürmüş biri olarak ortaya çıkacaktınız. Ama ne yazık ki prenses ölmüş olacaktı. Siz de veliahtsız kalan ülkenin tahtı için iyi bir aday olurdunuz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ FIRTINANIN ŞARKISI~
Teen Fiction10 yıl önce küçük bir çocuk öldürüldü. Cesedi bulunamadı. Bir prenses gemiye bindiği ilk gün kaçırıldı. Saraydan biri var. Çok hırslı, çok zalim. Bir prens... Dışı yakışıklı, içi kaos. Krallar ve kraliçeler. Hepsinin kendi hesabı var. Ve yalan... Sa...