KORSANLAR VE KAPTANLAR

84 8 0
                                    

"Bundan sonra gece gündüz demeden yol alacağız. Önce kuzeydeki adaya gideceğiz. Eğer prenses oradaysa onu sağ salim alıp döneceğiz. Orada değilse doğuda kalan adaya gideceğiz. Prenses orada olacaktır, başka bir yolu yok. Düşmanın kaç kişi olduğunu ve nerelerde konuşlandığını bilmiyoruz. Oraya vardığımızda keşif birliklerinin getirdiği bilgilere dayanarak bir plan hazırlarız. O zamana kadar tek yapmamız gereken olabildiğince hızlı yol almak. Şanslıyız ki rüzgar bizim yanımızda. Şuan ki tek hedefimiz onlara ulaşmak. Anlaşıldı mı?"
Kamaraya toplanmış subaylar hep bir ağızdan "anlaşıldı!" diye bağırdı.
" Çıkabilirsiniz."
Senga son subayda odasından çıkana kadar uykusuzluktan kızarmış gözlerini açık tutmaya devam etti. Kapı tamamen kapanıp odasında yanlız kaldığında gözleri de kapı ile beraber kapandı. Sarayın nimetleri içerisinde, rahatlık ona yaşını unutturmuşken şimdi yaşlılığını tüm benliğinde hissediyordu. Gözleri kapalı oturduğu koltukta homurdandı. Yaşlı bedeni yatağa gitmeye bile güç yetiremeyecek kadar yorgundu.

Uykuya dalarken hayal ve rüya arasında bir boşlukta kuledeki prensesi ejderhadan kurtarmak için beyaz atı ile dört nala koşturduğunu gördü. Uyurgezer gibi kendinden haberi olmadan güldü. Hikayeler hiç bu kadar yaşlı bir prensi yazmamıştı. Rüyasındaki prenses için güzel bir şok olacaktı.

Senga uykuya dalarken uzak bir kara parçasında genç bir prens de beyaz atlı kahraman olmanın hayalini kuruyordu. Yeni ortağı ile odasında toplanmış yeni bir strateji geliştirmek üzere konuşuyorlardı.
" Ben bir kere onu yapmayı denedim ve sonuç beni yedi krallığa rezil etti."
" Bu sefer önlem alacağız."
" Nasıl?"
Ferguson prensesi kurtarmak yada prense söylemediği üzere öldürmek için korsanlar ile anlaşma yapmayı önermişti. Aptal bir korsan yüzünden canı fena acımış prens ise beklendiği üzre bu plana şüphe ile yaklaşıyordu.
" Bu sefer kelle avı olacak."
" Prensesin varlığını korsanlara altın tepsi ile mi sunacaksın? Sen deli misin? Onların prensesi aldıktan sonra daha yüksek bir miktarda fidye istemeyeceğine nasıl güveniyorsun?"
" Prens, saygısızlık etmek istemem ama ben yaverliğe kadar aptallığımla değil isabetli kararlarımla yükseldim. Yorum yapmadan önce beni bir dinleyin. Ben şimdiye kadar hiç prenses demedim."
Ferguson'un dedikleri Auron'u kızdırsa da adamın haklı olduğunu kabul etti. Başından beri bu adamdan haz etmemişti. Prensesi kurtarıp başarıyı kendi üstüne almak istediğini düşünüyordu. Auron buna izin vermeyecekti, o kendini şutlamadan prens yaveri şutlayacaktı.
" Yani Kai'nin başına ödül mü koyacaksın?"
" Evet, onlardan Kai'yi gemisiyle ve içindekilerle getirmesini isteyeceğiz. Biraz cömert bir meblağ korsanları et görmüş pirana gibi kendine çeker. Onlar aç gözlü yaratıklardır, bir tanesiyle işin yolunda gitmemiş ama bir kaç tanesi ile göz açıp kapayıncaya kadar Prenses elinde olur."
" Ya bu ödül krallıklarda da duyulursa, o zaman biz ne yapacağız?"
" İsimsiz bir ödül olacak. Kai'nin başına ödül koyulduğunu öğrenseler dahi kimin koyduğunu öğrenemeyecekler."
Prens arkasına yaslanıp bacak bacak üstüne attı. Etraflıca düşünüldüğünde makul bir teklifti, aklına takılan bir şey hariç.
" Bu işten senin çıkarın ne?"
" ..."
" Benim ne için bunu istediğim gayet açıktır zannediyordum. Sizinkisi ise vatan sevgisinden öte gibi duruyor?"
Ferguson onu ne tastikledi ne de red etti. Sadece ağzının kenarında gülümseme denemeyecek kadar ufak kanca şeklinde bir kıvrım oluştu.
" Ülkemin eksiklerini kapatmaya çalışıyorum diyelim."
" Tahtta ki eksik mi?"
Bu sorunun cevabı ikisinin ortaklığını devam da ettirebilir yada tam aksine birbirine düşman da edebilirdi. Ferguson eğer doğru cevabı verseydi oradan sadece birinin sağ çıkacak bir düşmanlık başlardı aralarında.
" Bilmek istediğiniz buysa, prenseste gözüm yok, o tamamen sizindir. Ben sadece uzun zamandır yaverlikte olmaktan sıkıldım. Daha yüksek bir rütbe de daha büyük işler yapabileceğimi düşünüyorum."
" Demek öyle..."
" Başka merak ettiğiniz bir şey var mı?"
" Haberi nasıl göndereceksiniz?"
" Korsan adalarında bağlantılarım var."
" Bu işin ucunun bize dokunmayacağından emin misiniz?"
" Elbette."
" İkinci kez bir skandala karışmayı kaldıramam. Ve eğer bana bir şey olursa bilin ki size de olur."
Ferguson karşısındaki çocuğun bu küstah tavırlarından hoşlanmamıştı. Şimdilik sustu, şimdilik... Bu iş bittiğinde prens güzel bir cevap alacaktı.
" Benimde size sormam gereken bir şey var. Kral prenses konusunda bir şey yapmayı düşünüyor mu?"
Prens boşver derecesine elini salladı.
" O yaşlı bunak hiçbir şey yapmaz. Prenses hakkında araştırma yaptığını söylüyor ama bu sadece annemi oyalamak için. Bu işe karışmaya hiç niyeti yok. Ya sizin krallıkta işler ne alemde?"
" Başta dediğim gibi kral akıllıca karar alacak kadar iyi değil. Haber halktan gizlendi ama şimdiye kadar epey yayılmıştır. Yakında iç karışıklık başlar. İki gemi prensesi kurtarmak için yola çıktı ama şimdiye kadar ellerine bir şey geçmedi."
" Bizden önce prensese ulaşırlarsa?"
" Bu mümkün değil."
" Nasıl bu kadar eminsiniz?"
" Başlarındaki adamı tanıyorum, o becerikli biri değildir. İşi eline yüzüne bulaştıracağından eminim."
Prensin şüpheli bakışları karşısında Ferguson istifini bozmadı. Gemilerin prensese kendinden önce ulaşamayacağına emindi ama bu Senga'nın beceriksiz oldu için değil geminin içine adamını yerleştirdiği için olacaktı. Senga'nın prensesin olacağı muhtemel adaları ikiye indirdiğinden haberi vardı. Bu çabaları için ona teşekkür etmeliydi, onun sayesinde o da prensesin nerede olduğunu biliyordu. Belki kral olduktan sonra ona bir ödül verirdi, acısız bir ölüm mesela...
" Eğer teklifimi düşündüyseniz anlaştık mı?" diye sordu Ferguson sabırsızlığını taştan maskesinin arkasına gizleyerek.
" Anlaştık."
İkisi el sıkışarak aralarındaki gayrı resmi anlaşmayı imzaladı. Ferguson'un bu odada kalmak için bir sebebi kalmamıştı artık.
" O zaman ben gidip haber göndereyim."
Prens ayağa kalkan Ferguson'u uğurlamak için hiçbir harekette bulunmadı. Oturduğu rahat pozisyonu bozmadan "tamam" demekle yetindi.
Ferguson bu hareketin de cevabını prensesin cesedi ile vereceği cevaplara ekleyip odadan ayrıldı.

Odasına gittiğinde onun planlarını aksatacak başka bir haber geldiğini öğrendi. Habercinin kendisine ulaştırmak için kapısında beklediği mektup kraliçe Hera'dandı.

~ FIRTINANIN ŞARKISI~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin