Merhaba, bugün duygularım çok fazla o yüzden bir aşk itirafıyla başlıyorum
Patron'un okuyucu kitlesi olarak çok saygılı çok komik çok tatlış çok aşık olunasısınız 😭 12. bölümde Jackson'ın Yeji'nin saçlarını okşadığı kısmı yazarken on kez düşündüm ya küfür edenler olursa diye ama bir tane bile küfür yoktu karaktere karşı 😖 çok güzelsiniz, endişelerim boşunaymış onu anladım💗🥺🧚♀️🦋🎡
" Korkularının üstüne git yoksa senden adam da madam da olmaz, derler. "
Gün içerisinde duyduğum yüzüncü saçma kelimeye kaşlarımı çatmaktan alnım acıyordu artık.
" Kim demiş be bunu? " dedim başımdaki havluyla saçlarımı kurularken.
Jimin kurutma makinesini ayarlarken bana baktı ve bir süre düşündü.
" Bilim adamları " dedi sonra. Keşke düşünmeseydi, belki o zaman daha mantıklı konuşurdu.
" Hangi bilim adamıymış o? " dedim zorlayarak.
Bu saçma söz ondan başka kimseye ait olamazdı.
Eliyle kendisini gösterdi. Güldüm.
" Sen bilim adamı mısın? "
" Ne sandın? " dedi Jimin gerine gerine.
" Hangi bilimle uğraşıyorsunuz peki beyefendi? " diye sordum odama doğru yürürken.
" Seks bilimi " dedi hiç beklemeden.
Bu kadar hazırcevap olması nereden geliyordu acaba? Genetik falandı herhalde.
Kıkır kıkır gülerken " Şimdiye kadar neleri keşfettiniz anlatmak ister misiniz Profesör Doktor Park Jimin? " diye sordum.
Bana pis pis sırıttı ve kabloyu prize takarken " Eğer ucundan köküne ve sonra tekrar kökünden ucuna kadar yalayıp birden boğazına kadar ağzına alırsan bir adamın boşalması bir dakika bile almıyor. "
Şok içinde ona baktım. Bu haltı yemiş olmasa bunu biliyor olmazdı.
" Iyy " dedim iğrenerek.
" Ne ıy ne ıy? Sanki seni sikmediler. "
" Ya bunun onunla ne alakası var? " diye çıkıştım hemen, " Sakso ve seks aynı şey değil! "
" Bir gün o saksoyu çekeceksin ve ben de ertesi gün senin kısık çıkan sesine götümle güleceğim. "
" Annem bu laflarını duysa seni yanıma yaklaştırmazdı " dedim kınayarak.
Ebeveynlerim Jimin'i yıllardır tanıyordu ve senelerdir onun melek görünümlü bir şeytan olduğunu anlatmaya çalışıyordum ama hiçbiri onun kafasının içinde fesat şeylerin döndüğüne inanmıyordu.
" Annen beni senden çok seviyor, ağla. "
Ona pis pis baktım.
" Evden atayım istiyorsun seni galiba? "
" Önce saçlarını kurutalım, sonra atarsın. "
Yatağımın üstüne çöküp önünü patpatladığında gidip oturdum.
" Çirkin olurum diye korkuyorum " dedim havluyu çekip çekmemek arasında kalırken.
" Ne çirkini ya? Saçını bok rengine boyasak Kim Taehyung'sun diye güzel durur resmen. "
Gözlerimi devirdim.
" Arkadaşımsın diye böyle söylüyorsun. "
" Yoo " dedi elini havluma atıp birden çekerken, " İlk tanıştığımızda senden nefret ediyordum ve o zaman bile güzelsin diye seni kıskanıyordum. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON ( taekook )
FanficJeon Jungkook; bir cuma gecesi gittiğim restoranın tuvaletinde partnerimden yakındığım sırada önce bana hakaret eden, ardından sıkıcı ve sorunlu partnerimle geçirdiğim boktan dakikaları benim eski çocukluk aşkımmış gibi davranarak mükemmel bir anıya...