18

1.6K 209 117
                                    

Hala daha dönme dolabın olayını doğru tahmin edebilen yok 😼 Hadi denemeye devam edin, zorlayın hayal gücünüzü aşkolar

Ve 11. bölümde italik yazan bir kısım var, üzülme halledersin diye. italik diye çok takılmışsınız o kısıma. bir cümle içerisinde alıntı varsa onu belirtmek adına italik yazarsınız, tamamen bununla alakalı yani. ama herkes kötü bir şey olacak sanmış 🤭 korkmanıza gerek yok, gönül rahatlığı ile okuyun italikleri dkdmxmd

şimdi okumaya geçebilirsiniz aşkolar 💗🧚‍♀️💕💖😽

🎡

Öğlen arasında Chris şehirden yakın arkadaşları ile yemek yemek için çıktığında kelimenin tam anlamıyla yapayalnız kalmıştım. Departmanımdaki herkes öğlen arasında kendisini dışarı atıyordu, belki de ben yeni olduğum için olduğum yeri terk edesim gelmiyordu. Ancak düşününce, istesem de Chris haricinde arkadaşım olmadığı için bir yere gidemezdim.

Arkadaş edinmem gerekiyordu, herkes güler yüzlü olabilirdi ancak bu beni arkadaşları saydıkları anlamına gelmiyordu. Ve " aramıza hoş geldin, sen de istiyorsan arkadaş olalım mı? " diyecek yaşı geçmiştik... Yani onlar geçmişti, ben hala böyle arkadaş ediniyordum.

İşte tam olarak bu yüzden şu an Guy'ın ofisindeydim ve o kendine sipariş ettiği vegan pizzayı yerken ben de tam yanında oturmuş dün akşam özenle hazırladığım bentoyu tıkınıyordum.

Guy'ın vegan olduğunu öğrenince ufak çaplı bir şok yaşamıştım çünkü bir veganın - hayvansal hiçbir gıda tüketmeyen bir insanın - bu kadar büyük ve özellikle de kaslı olması aklımın ucundan bile geçmezdi. Ama o kocamandı ve kafam kadar kol kası vardı.

" Et yememin seni rahatsız etmediğine emin misin? " diye sordum çubuklarımla bir sosisi alıp ağzıma götürmeden önce.

" Hayvansal gıda tüketenlere cani gözüyle bakanlardan değilim diye kaç kez daha söylemem gerek " dedi gözlerini devirip pizzasından koca bir ısırık alırken. " Rahat ol lütfen. "

Guy'ın anlattığına göre küçükken çok iyi dost olduğu bir tavuk varmış, sonra onlara bir keçi de eklenmiş. Ama dostlukları çok uzun sürmemiş çünkü büyükannesi ve dedesi ikisini de onun gözü önünde kesmişler. O yaşta çok derin bir duygusal bağ kurduğu iki canı kaybetmek, her ne kadar hayvan olsalar dahi, Guy'ı o kadar çok etkilemiş ki o günden sonra ağzına ete dair hiçbir şey sürememiş. On altı yaşına geldiğindeyse artık hayvansal hiçbir gıdayı tüketmiyormuş.

" Tamam o zaman " dedim olduğum yerde kıpırdanıp.

Ona saygısızlık etmek istemiyordum, o yüzden bundan sonra birlikte takılacağımız zaman ben de birkaç saatliğine vegan olabilirdim. O kadar zor olmamalıydı.

" Bak sana ne göstereceğim " dedi birden ve sırtını koltuğundan ayırıp bilgisayarlarının üzerine eğildi.

Evet, doğru duydunuz. Bilgisayarı değil bilgisayarları. Çünkü Guy'ın tam 3 tane bilgisayarı ve bir tane de çizim tableti bulunuyordu. Bu şirket çalışanlarını fena halde el üstünde tutuyordu cidden.

Bir sekmeye tıklayıp birden karşımıza daha önce görmediğim kadar güzel bir manzara çizimi çıkardığında sesli bir vayyy çektim ve sandalyemi iterek ona doğru sürükleyip dibine kadar girdim.

" Bu harika! " diye viyakladığımda güldü ve şakayla karışık omzumu ittirdi.

" Abartma. "

" Çok ciddiyim Guy " dedim gözlerim kocaman açılmışken, " Çizmek ne kadar zor biliyorum o yüzden abartmadığımı bilmelisin. "

PATRON   ( taekook )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin