PATRON ( taekook )

27

selam
tek m ile çünkü manita tribi atıyorum size
çok uzun süredir yokuz aşkolar
nasıl olur da sormazsınız yani dimi... 😡😤

hadi bu mükemmel ötesi seksi bölüme bol bol yorum yapıp oy verin de affedeyim sizi 😕😿 aramıza mesafeler girmesin sonraa 🙄

🎡

Bay Min karar vermek için kısa bir süreliğine kendi odasına çekilmişti. Hepimiz merakla oturmuş gelmesini bekliyorduk. O gelene kadar bir sürü konuşma dönmüş, herkes bir başka çalışanın projesini övmüştü. İnsanlar dönüp bana iltifatlar yağdırdıklarında ve ileriye dönük işler için sorular sorduklarında kızarmadan edemiyordum. Daha önce çalıştığım ofiste pek sevilmediğim için böyle laflara alışık değildim.

Chan kendi projesindeki eksik kısımları ve tatmin edici olmayan yerleri anlattığı sıra salonun kapısı açıldı. Hepimiz Bay Min'i beklerken içeri ilk adımlayan kişinin Jungkook olması kaşlarımın istemsizce havalanmasını sağladı.

" Selam millet. "

Ben şaşırdığım için bir şey diyemezken herkes Jungkook'un selamına karşılık verdi.

Jungkook'un ardından Bay Min de geldiğinde bu sefer gözlerim merakla ona döndü. Eğer kafeteryadan bir şeyler sipariş verilmiş olsa Jungkook'un burada olmasının mantığını kavrayabilirdim ancak öyle bir şey yoktu.

" İzninizle " diyerek Jungkook Bay Min'in tam yanındaki koltuğa oturduğunda herkesin bakışları meraklı bir hal aldı.

Bir kafeteryacı ve bir patronun, yan yana, masanın başında oturmaları o kadar beklenmeyen bir durumdu ki herkesin gözleri o yöne çevrilmişti.

Jungkook'un yüzünde gergin bir tebessüm oluşurken Bay Min her zamanki ifadesizliğiyle bakıyordu bize. Ancak onun da gözlerinde ufak bir endişe tohumu görebiliyordum.

" Bir duyuru yapmak için buradayız " dediğinde arkadan biri " Jackson sonunda aramıza mı katılıyor yoksa? " dedi.

Daha önce, Jungkook'un marjinal kişiliğinden dolayı pazarlama departmanında bir çalışan olması fikrini birkaç kişiden duymuştum. Eğer Jungkook patronumuz olmasaydı bu iyi bir fikir olurdu sanırım...

" Evet " dedi Jungkook, " Aranıza katılıyorum, ama bunu sandığın şekilde yapmayacağım Minho. "

Dediğinden hiçbir mana çıkaramadığım için kaşlarımı çattım. Neler oluyordu?

" Jackson neler oluyor? " diye sordu bir kız, " Kafam karıştı. "

" Benim de. "

Yanımdaki birçok kişi de son söze katıldıklarını belirten sesler çıkardılar.

" Bugün hepinize uzun süredir sizden sakladığım bir şeyi itiraf edeceğim. "

Jungkook'un ağzından çıkanla ortam anında sessizliğe bürünürken ben tam o an neyden bahsedeceğini anladım ve gözlerim kocaman oldu.

Jungkook'un gözleri saniyelik olarak bana döndüğünde yüzü endişeli duruyordu. Sanırım diğerlerinin de, benim itirafını ilk duyduğum zamankine, benzer tepkiler vereceğinden korkuyordu.

O an o gün Jungkook'un bana kendisi için ne kadar zorlayıcı bir şeyi itiraf ederken niçin korktuğunu ve nasıl hissettiğini anladım. Güven sorunum ve kendi içimdeki endişelerimin getirdiği bağlanma sorunu yüzünden o gün Jungkook ile empati yapamamıştım ancak şimdi onu çok iyi anlıyordum.

Sessizlik uzayıp gidecek gibi durduğunda bunun herkesin duydukları şeyin devamını beklediğini belirtme şekli olduğunu anladım. Jungkook da anlamış olmalıydı ki derin bir iç çekti ve devam etti.