hellooooo
napıyorsunuz askolarım nasılsınız
tatilimin son günü olduğu için ve tatili hastalıktan gebererek geçirdiğim için ben pek mutlu değilim ama bu bölüm ile siz mutlu olacaksınız çünkü şirket oynaşması geliyooo 😋🥵bu arada aradaki tonla kaostan kaynadı gitti ama jungkookun hala daha daha taeye yalan atma sebebini açıklamadığını hatırlatmak isterim 👀
hadi şimdi yeni bölüme geçenziii
oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayınnnn🎡
1 ay sonra
Sırtımı yasladığım masa iyiden iyiye canımı yakmaya başlamıştı ancak aldığım zevk bunu umursamamı engelliyordu. Jungkook'un gömleğimin üzerinden emdiği göğüslerim kumaşın altından dahi belli olacak kadar kızarmış ve üstüm başım darmadağın olmuştu.
Sekreteri Jungkook'un beni odasına çağırtma sebebi için kabul gören projem üzerine başbaşa bir konuşma demişti ancak daha odaya gitmek için dosyalarımı kucakladığım andan itibaren içten içe o odada sadece iş konuşmayacağımızı biliyordum.
Yaklaşık bir ay önce ondan ayrılma kararı aldığım ve bunu yüzüne söylediğim gün beni - kendi nazik tabiriyle - aklım başıma gelene kadar beceremesiyle ironik bir şekilde eski halimize, hatta ve hatta daha iyi bir versiyona, dönmüştük.
İlk seksimiz saatler süren bir maratondan farksızdı ve bu o kadar iyiydi ki kaç kere zevkten bayıldığımı hala bilmiyordum. O günden sonra Jungkook bulduğu tüm aralarda çekinmeden bana dokunuyor, bir türlü rahat durmayan eli kolu gerek iş yerinde gerek arabada gerek mağazalarda bacak aramı buluyordu.
İlk seksimiz ve benim sinir bozucu olduğunu bizzat kabul ettiğim problemlerimi aşmam için peygamber gibi sabreden bu adamın ilk seksimizden sonra durduralamaz birine dönüşeceğini asla tahmin edemezdim. Bir ay önceki geceden sonra Jungkook adeta bir seks makinesine dönüşmüştü. İçime girmese dahi bir şekilde boşalmamızı sağlıyor; ağzını, bacak aramı, vücudumun akla gelen her noktasını kullanarak ikimizi de zirveye taşıyor ve oradan aşağı itiyordu.
İşte bu yüzden yarım saat bile sürmeyen bir iş konuşmasından sonra kendimi Jungkook'un kucağında masaya yaslanmış kıyafetlerim üzerinden becerilirken bulmam şaşırtıcı gelmiyordu.
" Ahhmmm "
Jungkook'un emmekten şişip hassaslaşmış göğüs ucumu ısırmasıyla odasından dışarı taşan bir inleme saldım. Şükürler olsun ki çıkış saati çoktan gelmiş ve şirkette yüksek ihtimalle güvenlik ve biz hariç kimse kalmamıştı.
" Jungkook " dedim isyan edercesine, o beni hafifçe dişleyip emmeye devam ediyordu. " Oynamayı kes, yap artık yapacağını. "
Sabırsız ve huysuz tavrım hoşuna gitmiş olacak ki dudaklarında piç bir sırıtma oluşurken gözlerini gözlerime dikti.
" İş gör biraz diyorsun yani? " diye çapkın bir gülümseme eşliğinde sorduğunda dudaklarım iki yana gerildi.
Elimi saçlarına atıp sertçe çekiştirdim.
" Öyle diyorum gibi, hadi görelim maharetlerini. "
Sözlerim biter bitmez belimi iki yanında saran güçlü elleri beni dayadığı masanın üzerine taşıdı ve kalçam masayı bulmadan hızlı bir el hareketiyle pantolonumun düğmesini çözüp kumaşın dizlerime kadar düşmesini sağladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON ( taekook )
FanfictionJeon Jungkook; bir cuma gecesi gittiğim restoranın tuvaletinde partnerimden yakındığım sırada önce bana hakaret eden, ardından sıkıcı ve sorunlu partnerimle geçirdiğim boktan dakikaları benim eski çocukluk aşkımmış gibi davranarak mükemmel bir anıya...