38

1.2K 124 62
                                    

bu bölüm 2 bakış açısından yazıldı askomlar haberiniz olsun
son ve en büyük kaosun olduğu o lanet kısma gelmeden önce son bi seksüel tansiyon bölümü daha yazıp puf olayım ortamdan dedim

🎡

TAEHYUNG

Parmaklarımı masaya vurarak tutturduğum ritim pat diye önüme atılan pizza kutusuyla bozulurken dengesiz hareketinden sonra bana özür diler gibi bakan Guy'a baktım.

'' İstersen kutuyu kafama geçir? '' diye alttan alttan bakarken onunla alay ettiğimde dudak büzdü.

'' Ellerim dolu Taehyung, bilerek yapmadım yaaa. ''

Çocuk gibi kendisini açıklayışına gülerek karşılık verip, sorun yok manasında uzanıp belini patpatladığımda ayaklarıma yediğim tekmeyle gülümsemem soldu ve gözlerim büyüdü. Masada, tam karşımda oturan ve bize bu yemekleri kendisi ısmarlayan saygıdeğer patronum Jeon Jungkook ile bakıştım bir süre. 

Dudaklarını oynatarak '' Ona dokunma! '' diye beni azarladığında kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Onun bu yersiz ama komik ve tatlı kıskançlığına Guy'ın platonik olduğu kızdan bahsederek son verebilirdim ama öyle bir niyetim yoktu çünkü bu haline bayılıyordum. Belki bir gün sınırı aşacak gibi olursa - ki bunun için beni Guy'ın kucağında basması ve aklını yitirmesi falan lazımdı - bundan bahsederdim.

'' Ama ona dokunmak çok eğlenceli '' diye aynı şekilde dudaklarımı oynatarak karşılık verdim ve bunu yaparken Guy'ın belinden yukarı çıktı elim.

Jungkook'un gözleri kocaman olurken çenesi kasıldı. İçten içe kuduruyor ama çalışanların içinde bir şey yapamıyor olması onun kıskançlıklarının en eğlenceli kısmıydı. Herkesten gizlediğimiz bu ilişki bazen işime yarıyordu.

Ben tam bu kadar yeterli diye elimi çekecekken birden sandalyesinden zıpkın misali fırlayan Jungkook ile dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. Tüm gözler ona dönmüşken hiçbirini umursamadan '' Bay Kim '' dedi pek kullanmadığı resmi bir seslenişle, '' Benimle birkaç dakikalığına odama gelir misiniz? ''

İşte şimdi tehlike çanları çalıyordu. Bir an için donup kalsam da büyüttüğüm gözlerim eski halini alırken '' Tabii '' diye toparladım ve ayaklandım. Guy'ın yanından sıyrılıp odanın kapısına doğru adımladım, çıktıktan ve arkamdan gelen Jungkook kapıyı ardımızdan kapadıktan sonra vücudum istemsizce kasıldı. Birkaç dakika önce insan içinde olduğumuz için öyle iddialı hareketlerde bulunup sevgilimi ayar etmeyi gözüm yiyordu ancak şimdi tek kalmıştık. 

Tam o an aklımdan geçen başıma geldi. Birden belimde hissettiğim tutuş ve ensemde hissettiğim nefesle tüylerim diken diken oldu. 

'' Jungkook? '' dedim ürpererek.

'' Evet bebeğim? '' derken sesi hiç de iç rahatlatıcı değildi.

'' Az önce olanlar var ya '' dedim ona yandan bir bakış atarken, koridorda ilerleyip onun odasına yaklaştıkça geriliyordum.

'' Evet bebeğim? '' diye tekrarladı.

'' Eğlenceli olur diye yapmıştım ben onu. ''

Belimdeki tutuş sertleşirken ensemdeki nefes o dudakları tenimde hissedeceğim kadar yaklaştı.

'' Ben sana eğlenceli başka şeyler göstereceğim küçük prens '' dedi.

Ve bundan ima ettiği şeyin ne olduğunu Jungkook'un odasına geldiğimizde anladım. Açılan kapıyla birlikte belimdeki el beni hızla içeri iterken kapı ardımızdan pat diye kapandı ve ardından sırtım kapanan kapıya dayandı. Ensemdeki sıcak nefesin ve dudakların yerini Jungkook'un eli aldı, sıkıca ense kökümden kavradığında nefeslerim sıklaştı. Kabul etmek utanç vericiydi ama Jungkook'un böyle sinirli ve sert davranıyor oluşu beni deli gibi etkiliyordu.

PATRON   ( taekook )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin