31

1.3K 164 61
                                    

hello
bakınız tek o ile yazıyorum çünkü yorumlar ve oylar azalmış 😞
köşemde ağlayayım diye uğraşıyorsunuz hep siz ama ben inatla bu mükemmel çifti yazmaya devam ediyorum 🤧
lütfen patron perilerimi öldürmeyi bırakın sonra bozuşmayalım 😠

🎡

Maalesef ki lansman ve gecesi hakkında haklı çıkmış falan değildim.

Gecemiz ilk dakikalarda güzel geçecek gibi hissettirse dahi Jeon Jungkook'un kimliğini açıklama haberinin herkesin ayaklanmasına sebep olduğu gerçeği biraz sert bir şekilde çarpmıştı yüzüme.

Beklemediğim bir şey değildi ancak kırk yıl düşünsem de bu kadar çok kameranın ve ünlünün bakışlarını aynı anda bana - aslında Jungkook'a - çevirirken göreceğimi hayal edemezdim.

Onun devasa ve çekici bedeninin yanında dikilirken korkudan gözlerim büyümüştü ama buna rağmen gülmeye devam etmeye çalışıyordum. Herkes göz alıcı güzellikteyken ve ihtişamları kör ediciyken onlar kadar çekici olmadığım gerçeği yüzünden ezilip büzülesim geliyordu. Öte yandan Jungkook sanki bu geceki en güzel şey benmişim gibi gözlerini üzerimden ayırmıyordu. Sadece fotoğraf çekimi yapılacağı on dakikalık bir süreçte gözleri benden ayrılıp ucu bucağı belirsiz kameraman sürüsüne dönmüştü, ancak onda da eli belimden bir saniye dahi ayrılmamıştı.

Tedirginliği her saniye artan bedenim ilk uyarı sinyallerini el titremeleri ile vermeye başladığında sol elimi saklamak adına Jungkook'un koca gövdesini kullanmış, sağ elimiyse yumruk yapıp kendime bastırmıştım. Jungkook ona dayanan elimi fark ettiğinde arkasına omzunun üstünden kısa bir bakış atıp ardından gözlerini bana çevirmişti. Bu sırada fotoğraf çekiminin bitmesi için bildiğim tüm duaları ettiğim ilk yarıdaydık.

Üstüme doğru eğilerek kulağıma yanaştığında tüylerim diken diken olmuş ve omuzlarım dikleşmişti.

" Sadece bana odaklanmaya ne dersin küçük prens? " demişti belimi okşarken, " Gözlerin bende olsun, dikkatini bana ver. "

Bu gece bitene dek sayamayacağım kadar çok kameranın bize çevrileceği gerçeği dediğine kulak asmama sebep olurken kafamı hafifçe salladım ve belki rahatsız olmuştur diye sol elimi çekmek istedim ancak boştaki eliyle beni durdurdu.

" Bana dokunmaya devam et " dedi vücuduma biraz daha sokulurken, " Endişeli olan tek kişi değilsin. "

Ah Tanrım... Mümkün olsa elimi ona yapıştırırdım ve böylece endişesi sonsuza dek yok olurdu.

Elim ona sıkıca tutunmaya devam ederken ben de ona sokuldum ve bu geceki ilk gerçek gülüşüm dudaklarımda, tam da ben kafamı kaldırıp bana eğilen adama bakarken, belirdi.

Sonraysa her yer bembeyazdı.

Şaka yapmıyorum. Flaşlar öyle hızlı patlamaya başladı ki onlarca kamera soluksuz flaş patlatırken gözümün gördüğü her yer bembeyaz oldu ve çıkan yüksek ses irkilip Jungkook'a sığınmaya çalışmama sebep oldu.

Şükürler olsun ki beni sakladı ve rezil olmadım. Belimdeki bir eli yetmiyormuş gibi diğer eli belime yakın bir yerden göğsümün yanını kavradığında sesler olabildiğince yükseldi ve kıstığım gözlerimin ardından Jungkook'un kameramanlarla dolu kalabalığa kaşlarını çattığını gördüm.

Tanrım! Bu gece ona sahip çıkması gereken, arkasını kollayacak isim ben olmalıydım ama roller tam tersine dönmüştü.

Utançla geri çekildim ve vücuduma yayılan ısısı anında yok oldu. Hava yirmi dokuz derece olmasına rağmen üşüdüğümü hissederken durulan titremelerim geri döndüklerini belirtircesine elime akın ettiler ama korkak bir tavuk olmaya niyetim yoktu.

PATRON   ( taekook )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin