11

1.6K 213 106
                                    

Normalde yorum ve oy az geldiğinde sınır koyardım uzatmadan ama bu fici öyle seviyorum ki beklemeden yazdığım yb leri atayım da bu şaheseri okuyun istiyorum 🙃🤠

Ama bu bölüm de okuyan onca kişiye rağmen oy ve yorum düşük gelirse sanırım sınır koyacağım sonrakine maalesef 😣

🎡

Christopher ile aynı otobüsten indiğimiz sıra göz göze geldik.

" Taehyung? " Şokla yeni durağına gitmek için yola çıkmış olan otobüse baktı. " Sen de mi buradaydın? "

Küçük bir kahkaha attım.

" Evet, seni fark etmemiştim. Nerede oturuyordun? "

" En arka koltuğun bir önündeki sıradaydım ama yüzüm öne dönük oturmuyordum, sanırım bu yüzden seni göremedim. "

Onu başımla onayladım ve kolumu girmesi için pozisyona soktum.

" Hadi gidelim. "

Utangaç bir şekilde güldü ve gelip koluma girdi.

" Eee, dün geceki randevun nasıldı? "

Chris beni o pembe takımla gördüğünde sadece iş yeri için süslenmediğimi anlayan ilk ve tek kişiydi.

Yanaklarım dün geceki karmaşık ama mükemmel olay dizileri yüzünden istemsizce kızarırken " Güzeldi " diye mırıldandım. " Hatta mükemmeldi. "

Biz merdivenleri çıkıp şirketin kapısına yaklaşmışken birden Bayan Lee belirdi.

" Günaydın beyler " dedi o yumuşak sesiyle ve en güzel şekilde gülümsedi.

Bu kadına hayrandım.

" Size de günaydın efendim " dedik aynı anda.

O yanımızdan geçip bizden iyice uzaklaştığında Chris kaşlarını çatarak durdu ve beni de beraberinde sürükleyerek arkasını dönüp uzaklaşmakta olan Bayan Lee'ye döndü.

" Neler oluyor? " diye sordum ani dönüşü dengemi bozup beni sarsarken. Sıkıca kollarına tutundum.

" Bayan Lee geçen seferki iş yemeğinde bugün tüm gün şirkette olacağını söylemişti. Hatta öğle ve akşam yemeği için bile dışarı çıkamayacağını, yüksek ihtimalle yemek sipariş etmemiz gerekeceğinden bahsetmişti. Gün daha yeni başlamışken nereye gidiyor olabilir ki? "

Dediğine dudak büzdüm ve meraklı gözlerle bizden gittikçe uzaklaşmakta olan kadını izledim. Böyle iki sapık adam gibi durmuyor olmamızı umuyordum. Ama sonra beni fena halde şaşırtan bir şey oldu.

" Her neyse, diğerlerine sorarım belki onlar biliyordur. Hadi içeri girelim, daha kahve alacağım. "

Chris'i onaylayıp benden önce ilerleyip kapıdan içeri giren bedenini takip etmek için ayaklarımı harekete geçirdiğim sırada Bayan Lee'nin bir arabaya bindiğini fark ettim. Merdivenleri çıkmadan önce arkasından geçtiğimiz araçtı bu.

Bayan Lee spor aracın üstü açılırken bir elini beline koydu ve beklemeye başladı. Bir yandan da topuklu ayakkabısının ucu yerde ritim tutuyordu.

Aracın üstü tamamen açıldığında ve Bayan Lee birkaç adım atıp da sürücü koltuğundaki kişiyi görmemi sağladığında dondum kaldım.

" Taehyung? Neyi bekliyorsun? "

Chris'in sesi kulaklarıma doldu ancak onu umursayamadım. Çünkü şoför koltuğuna yerleşmiş, Bayan Lee'ye sırıtan kişi Jackson'dı.

Bu ne tür bir kamera şakasıydı tanrı aşkına?

PATRON   ( taekook )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin