helloooo
2 aylık bir yokluktan sonra dünyadaki en iyi patron bölümüyle geldim size arkadaşlar 😋
beklediğimize değmiş diyeceğiniz bir bölüm olduğunu düşünüyorum ne de olsa 4k smut yani bu boru değilfazla uzatmadan sizi okumaya bırakıyorum 😽
kendinizi kaptırıp yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın 😼
🎡
" Ve bizi kabullenene dek seni öyle bir sikeceğim ki sadece kalbin değil deliğin de bana ait olacak. ''
Sözleri biter bitmez kıçım yanına kadar geldiğimiz yatağı bulurken gözlerim kocaman oldu.
" Jungkook... "
Ancak tek kelime etmeme dahi izin vermeden koca bedeni üzerime çıktı ve bedenim ufacıkmış gibi kaslı bacakları arasında kaldı.
" Ayrılmak istiyorsun öyle mi? "
Üzerim eğilirken bu sözler ağzından tükürür gibi çıkıyordu. Düşüncesinden bile nefret ediyormuş gibi yüzü sinirli bir hal almıştı. Ve lanet olası sorunlu kafam bunu o kadar çekici bulmuştu ki hareketlenmek üzere gibi hissediyordum.
Bir yandan bastırmaya çalıştığım libidom öte yandan daha az önce gerçekleştirmeye çalıştığım - kesintiye uğramış - ayrılık konuşmam yüzünden ikilemde kalmış ve ne yapacağını bilemez şekilde yatakta uzanmış duruyordum.
" Beni terk etmek istiyorsun? "
Yutkundum.
" Konuşsana küçük prens " dedi çenemi sertçe kavrarken, gıkım bile çıkmadı.
Daha önce bana karşı hiç bu kadar kaba davranmamıştı ve, tanrı aşkına... içinde bulunduğum ruh hali yüzünden mi bilmiyorum ama bu felaket seksiydi.
" Sana konuş dedim. "
Emrivaki yapan ve tehditvari sesi yutkunmama sebep olurken boştaki eli birden dudaklarıma dayanıverdi ve ben ne olduğunu anlayamadan iki et parçası otomatik olarak aralandı.
Lanet olası alışkanlıklar..!
İki parmağını anında ağzıma alırken gözleri karardı.
" Bana kafayı yedirtmeyi planlıyorsun değil mi? " diye hırlarcasına konuştuğunda gözlerimi kırpıştırdım. Ne yaptığımdan kendim dahi bihaberdim.
Parmakları dilimi aralarına alıp sıkıştırdı ve onunla oynarcasına hareket etti. Bu birkaç saniyelik anda sadece susup benimle oynamasına izin verdim. Ondan gelen temaslar öyle hoşuma gidiyordu ki...
" Neredeymiş bakalım küçük prensimin dili, hm? " diye mırıldandı dilimle oynamayı bıraktığında, " Bana bir cevap ver bakalım " dilimi tutup dışarı doğru çekiştirdi. " Benden ayrılmak mı istiyorsun? "
Sorusu canımı yaktı. Ama ona bu kötülüğü yapamazdım, sağlıklı bir ilişkiyi bile bozabilen yetersiz ve boku yemiş bir beynim vardı.
Her bir saniyesi kalbimi paramparça etse dahi net bir şekilde kısa olmayacak kadar uzun bir süre başımı aşağı yukarı salladım.
Tüm bunları o üstümde böyle erotik davranırken yapmak çok garipti.
" Öyle mi? " derken sorudan ziyade bir tür tehdit gibiydi sözleri.
" O zaman dediğim şeye başvurmak zorundayız küçük prens. "
Dilimi rahat bırakıp parmaklarını çekti ve ağzına götürüp ikisini de boylu boyunca yaladığında nefesim kesildi. Seslice yutkunurken sadece izlemekle yetindim. Güneylerim gittikçe hareketlenmeye başlıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/317149782-288-k860577.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON ( taekook )
FanfictionJeon Jungkook; bir cuma gecesi gittiğim restoranın tuvaletinde partnerimden yakındığım sırada önce bana hakaret eden, ardından sıkıcı ve sorunlu partnerimle geçirdiğim boktan dakikaları benim eski çocukluk aşkımmış gibi davranarak mükemmel bir anıya...