7

1.5K 205 119
                                    


🎡

Renk vermemek için kendimi öyle fena sıkıyordum ki biri dokunsa gaz yapmış kola gibi havaya fırlayacaktım. Kendimi rahatlatmak için her yolu denemiştim, nefes egzersizi, Jackson'ın yakışıklı yüzü, onun dokunuşları ve ağzından çıkan flörtöz sözler... Ama hiçbiri stresimi azaltmıyordu. Kendimi sona yaklaşmış bir düdüklü tencere gibi hissediyordum, eğer kontrol altına alınmazsam benim ve benimle birlikte burasının da işi bitecekti. Ve bu hiç iyi şekilde olmayacaktı.

" Taehyung? "

"Ah, evet?! "

Gergin bir şekilde tebessüm ettiğimde Jackson'ın yüzü asıldı.

" Sen iyi misin? "

" İyiyim " dedim anında ve hızla başımı salladım.

Kaşları çatıldı.

" Bundan emin misin? "

" Kesinlikle. "

Tekrar hızla konuştuğumda ve başımı salladığında elindeki menüyü masaya atar gibi bıraktı.

" Sorun ne küçük prens? Niçin bana yalan söylüyorsun? "

Atmakta pek de başarılı olamadığım yalanlarımda yakalandığımda her daim yüzüm kıpkırmızı kesilir, ağzım büzüşürdü. Ve şu an aynısı oluyordu, kendime engel olamıyordum.

" Yalan atmı- "

" Bir başka yalan istemiyorum. Karnım bunlara tok. " Jackson bir elini masanın üzerinden bana uzattı ve tertemiz beyaz örtünün üzerinde duran ellerimi avuçları arasına aldı. " Seni rahatsız edecek bir şey mi söyledim? Fark etmeden bir şey mi yaptım? Söyle bana güzelim. "

Dizimi sallamaya başladım. Bunu öyle fena yapıyordum ki sandalyemle birlikte ben ve önümüzdeki masa da sallanıyordu. Aynı zamanda yanak içlerimi ısırıp dişlerimi sıkıyordum.

Jackson'ın bakışları yüzüm, masa ve bacaklarım arasında gidip geldi. Ardından yüzü gerçekten sinirli bir hal aldı. Korkmadım desem yalan olurdu.

" Hadi kalk. Gidiyoruz. "

" Ne? "

Birden sallanan ayağım durdu.

" Gidiyoruz " dedi elini ellerimden çekerken.

Donup kaldım. O sandalyesinin arkasında duran ceketine uzanmışken zar zor konuşabildim.

" Jackson, ben iyiyi- "

Birden öyle derin bir nefes aldı ki lafımı yarıda kestim ve susmanın şu an için en akıllıca şey olduğunu düşündüm.

" O kahrolası ağzından tek bir yalan daha çıkarsa... "

Yutkundum. Kesinlikle doğru kararı vermiştim.

" Seni öperim. "

NE?

Bunu sadece içimden söylemekle kalmadım.

" NE?! "

Birkaç müşterinin bize bakmasına sebep olacak kadar sesli bir şekilde de Jackson'a söyledim.

" Duydun " dedi havadan sudan bahsediyormuş gibi. " Tek bir yalan daha, ve benden hayatının en ıslak, en sert öpücüğünü alacaksın. Dene beni. Sana ne kadar ciddi olduğumu gösteririm. "

Seslice yutkundum. Stresim bir gıdım olsun azalmıştı. Şaşırdığım asıl şeyse ağzından çıkan laflardı. Nasıl bu kadar pervasız ve utanmaz olabilirdi?!

" Sen...  "

" Ben? Evet, fenanın da fenasıyım. "

Başımı iki yana sallayarak ofladım ve omuzlarımla birlikte başım da düşerken onlara engel olamadım. Birkaç saniye geçmişti ki yanıma bir sandalye çekildiğini hissederek kafamı çevirdim. Jackson sağ yanıma yerleşiyordu.

PATRON   ( taekook )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin