PATRON ( taekook )

32

helloooo

uzun bir aradan sonra buralara dönmek çok güzel aşkolar ama yokluğumda gelen bildirimlere baktığımda Patron'u yayımladığım günden beri adları ne yorumlarda ne oy bildirimlerinde geçmemiş olan kullanıcıların son bölüme geçince yeni bölüm nerde yaaa diye zırlaması hiç güzel değil 🤢

kendilerini çok iyi bildiklerinden onlara bir sözüm var, utanmadan hayalet okuyucu olduğunuzu belli etmeniz üzerine hesaplarınızı engellemediğime şükredin ve bana yeni bölüm nerde diye sormayı kesin 🙃 bir dahakine nazik olmak yerine önce küfür sonra engel yiyeceksiniz çünkü 🤭🩷

şimdi emeğe saygısızlık etmeyen aşkolarımla devam edelim yolumuza 💗 bundan sonrası effffsane çünkü 😋

🎡

Öfkeli bakışları bana dikilmiş kocaman bir beden önümde dikilmiş sırtımı duvara yaslarken belki de korkmam gerekirdi ama bu beden her geçen gün daha da aşık olduğum adama aitken hissettiğim şey korkudan çok arzuydu.

Ya çok tutkulu bir aşıktım ya da Jungkook'un sapığı...

" Sorun ne Jungkook? " diye sordum stabil tutmaya çalıştığım sesimle.

Bir kaşı bu sorumla havalanırken gözleri kısıldı ve bana onunla dalga geçiyormuşum gibi baktı.

Tamam belki de biraz eğleniyor olabilirdim... ama demiştim, onun kıskanç hali bu dünyada görüp görebileceğim en iyi şeydi.

" Sorun az önce sana düzinelerce iltifat eden adam " dedi bakışları iyice kısılıp, dudağının bir kenarı sinirle yukarı seğirirken.

Her ne kadar korkutucu bir ifadeye sahip olmasa dahi tatlı kıskançlığı ciddi duruyordu.

" İyi niyetli sözlerdi Jungkook " dedim anında toparlanıp, " Bana güzel şeyler söyleyen herkesi kıskanamazsın. "

Kaşları annesinden istediği cevabı alamamış bir çocuğunki gibi çatıldığında dudaklarımı birbirine bastırdım ve gülmemek için koca bir çaba harcadım.

Tek bir kıkırtıyla beni kıçımın üstüne oturamayacak hale getirir ve buna pişman ederdi.

Ağzımı açıp bir şey dememe kalmadan öfkeli bakışları irislerime dikkat kesildi ve adeta derinleşti.

" Ben samimiyetsiz, yılışık bir kadının gözüne kestirilip, zorla senden alıkonulup, salonun öbür ucunda aklımda sevgilim varken kahvaltıda ne yediğime ya da çalışanlara nasıl yakalanmadığıma dair saçma sapan sorular cevaplıyorum ama! " diye nefessizce sıraladı her bir kelimeyi.

Tanrım gülmemeliyim!!!!

" Sonra tıpış tıpış sevgilimin yanına geldiğimdeyse o parlayan gözlerle başka bir adamdan düzinelerce iltifat dinliyor? "

Ahh, pekala, sorun anlaşılmıştı. Onun dışında başka bir adama parlak gözlerle bakmam koca bebeğimin canını sıkmıştı.

Dudaklarım artık tutamadığım için iki yana kıvrılırken Jungkook'un kaşları daha da çatıldı.

" Komik olan ne?! "

" Sen " dedim hiç düşünmeden, " Sensin komik olan. "

Sonra dudaklarım aralandı ve kıkır kıkır gülmeye başladım. Benim sesim arttıkça onun küfür mırıldanmaları artıyordu. En sonunda siktir olup gideceğine dair bir şeyler homurdandığı sırada bileğinden yakaladığım gibi kendime çektim bedenini.