12

1.8K 212 238
                                    

On bir bölümdür her şey bal kaymak gibi, hayat toz pembe, erkekler centilmen ve nazik... Artık biraz kaos lazım 😈

🎡

İş çıkışına yakın Bay Min tarafından çağrıldığımı söyleyen sekreterle ayaklandım. Heyecanla sabah çıktığım odaya vardığımda kapıyı tıklattım. Gir komutu aldığımda içeri adımladım.

" Beni çağırmışsınız efendim. "

" Merhaba Taehyung. Jeon Jungkook parayı erkenden vermemizin sıkıntı olmadığını söyledi, bunu söylemek için çağırdım seni. "

Gözlerim hevesle parladı.

" Çok teşekkürler efendim, Bay Jeon'u gördüğünüzde benim adıma teşekkür edip ne kadar minnettar olduğumu söyleyin lütfen. "

Yerlere kadar eğildiğimde Min Yoongi kıkırdadı.

" Bir şey daha var " dedi ancak sesinin tonu az önceki kıkırdamadan sonra garip kaçacak kadar şüpheli ve sertti.

Kafamı kaldırıp ona baktığımda düşünceli bir ifadesi vardı. Bana çözemediği bir problemmişim gibi bakarken konuştu.

" Jungkook eğer ihtiyacın varsa daha fazlasını verebileceğini, çekinmeden asıl meblayı söylemeni istedi. "

Bu dediğine hem ben hem o şaşırmıştık. Yüzüne baktığımda en az benim kadar karışık hissettiğini anlamıştım.

" Bay Min... Bay Jeon çok düşünceli ancak bunu kabul edeme- "

" Aslında " diyerek lafımı böldü," Aksini kabul etmediğini söylememi de ekledi. Başta nazikçe söylememi, kabul etmezsen üstelememi istedi. Yani lütfen borcun ne kadarsa söyle, Jungkook hepsini ödemen için sana yardımcı olmakta kararlı gözüküyor. "

Bu şirket kafayı yemişti sanırım. Hepsi güler yüzlü ve arkadaş canlısı olan çalışanlar, kafeteryacısı olarak çalıştığı şirketin patronu ile aynı araca binen Jackson ve şimdi de borcumun ne kadar olduğunu bilmeden hepsini ödemem konusunda bana tereddütsüz yardımcı olmak isteyen Jeon Jungkook... Yaşadığımız dünyanın bir tür simülasyon olduğunu söyleyenlere hep gülerdim ama sanırım bu bir gerçekti.

" Ben borcumun tamamı ne kadar bilmiyorum efendim " dedim zar zor çıkan sesimle.

İyi bir şey yapmaya çalışıyor olabilirlerdi ama ben kendime söylerken bile utandığım şeyleri başkasına itiraf ederken iki katı kötü hissediyordum.

Bay Min başını eğdi ve masanın üzerindeki elleri ovuşturdu.

" O zaman öğrenmeye ne dersin? Bana meblayı bildirirsin ve- "

" Bay Min "

Öfkeyle karışık sesim onu susturduğunda başını kaldırıp bana baktı. Çok şaşırmışa benzemiyordu, belki de bu tepkiyi bekliyordu.

" Bay Jeon'un yardım etme çabası için teşekkürler ama ben sizden bunu istemedim, sadece maaşımı erken almayı teklif ettim. "

Min Yoongi başını aşağı yukarı sallayıp ensesini kaşıdı.

" Bu sözleri sana söylediğim için üzgünüm... Ama bunların benim laflarım olmadığını bil olur mu? "

" Farkındayım " dedim sinirle, öfkem ona değil Jeon Jungkook'a idi. " Eğer fazla cüretkar gelmezse, Bay Jeon'a sınırları bilmesini söyleyin lütfen. " Bir an duraksadım. " Ya da boş verin, cüretkar durması umrumda değil. Bunu bilsin istiyorum. Para kendisi için önemsiz bir şey gibi durabilir ama herkes onun gibi değil. Bunu göz önüne alıp öyle konuşsun. "

PATRON   ( taekook )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin