22

1.7K 90 12
                                    

Aşina olduğum bi' kokuyla uyandım. Gözlerimi açtığımda yatak başlığına dayanmış gözleri kapalı Altay'ın burada ne işi olduğunu hatırlamaya çalışıyordum.

Beni o getirmişti eve. Kesik kesik vardı bi' şeyler.

Yerimde hafifçe kıpırdandığımda Altay gözlerini araladı.

"Günaydın." uykulu sesi çok garip bi şekilde hoşuma gitmişti.

"Günaydın, Bayındırcığım." Boynunu tuttuğunda ağrıdığını anlayınca suçluluk hissettim.

"Özür dilerim." Bakışları gözlerimle birleşti. "Neden özür diliyorsun? Boynumun ağrısına değecek bi geceydi." gülümsedim.

İrfan'ın evine gitmiştim, Altay'la ayrıldıktan sonra. Ona anlatmam lazım tamam mı?

İçeriye girdiğimde uzun uzadıya sarışmıştık. Bir süredir sürekli işlerle uğraştığımızdan Gözde'yle görüşmemiz pek mümkün olmuyordu.

"Geçen gün.. Altay'da kalmışsın." Şaşkınlıkla baktım. İrfan, her şeyi de yetiştirme be oğlum.

"Biraz öyle olmuş oldu." Gözde kıkırdadı.

"Anlatmayacak mısın?" Omuz silktim, İrfan benden önce her şeyi anlatmıştı belli ki.

"İrfan anlatmış anlatacağını." Kahkaha attığında gözlerimi devirdim gülerek.

"Ben senden duymak istiyorum Nehircim."

"Altay bana yemek yapmasını öğretti. Birlikte yemek yaptık daha sonra birlikte yemek yedik. Çok güzel yaptım biliyor musun yemeği. Kimse zehirlenmedi. Altay da çok beğendi bence. Daha sonra çay içtik işte ya vakit geçirdik beraber anlayacağın." Gözde gülümseyerek bakıyordu yüzüme.

"Biraz hastayım da. Şey, dün ateşlenmişim. Altay beni eve bırakacakken arabasında uyuyakalmışım. Sirkeli bez koymuş alnıma. Sabah uyandığımda onun dizlerinde yatıyordum." Gözde anlattıklarımı dinleyip konuştu.

"Gülüyorsun."

Gülüyordum. Fark edince yüzümü normal hâline getirdim.

İçeriye aniden giren İrfan'ın bakışları bana döndü. Elini alnıma götürdüğünde kafasını salladı.

"Dün anlamıştım zaten hasta olacağını. Neden bana haber vermedin?" Omuz silktim. İrfan'ın nerden haberi olmuştu? Altay mı söylemişti.

"Altay aradı, seni kontrol etmemi istedi. Seni merak etmiş." ona hemen cevap verdim.

"Gerçekten mi?" Sonra dediğim şeyin saçmalığının farkına varıp kendimi düzelttim.

"Yani, iyiyim. Daha iyiyim." İrfan kafasını salladı. Kendine 1 bardak çay alıp mutfaktan çıktı.

"Keremle nasılsınız?" İyiydik.

"Aramızı düzelttik. Geçen gün Yunus'un doğum gününü kutladık hep beraber. O gün birlikte pasta yaptık." Gözde gözlerimin içinde bi' şeyler arıyordu.

Zihnime mi girmeye çalışıyorsun Gözde!

"Altayla yaptığınız yemekten daha mı iyiydi?" Bu çok tuzak soruydu.

"En iyisi Altay'ı zehirlediğim makarna tamam mı Gözde." kahkaha attı. "Çok korkutucuydu."

"Peki Lavin'e ne diyorsun?" söylediğim şeye dayanamayarak gözlerimi devirdim.

"Bence Altay'dan hoşlanıyor." Kafamı salladım. Bu düşünceye her defasında katılıyordum.

"Bahsettiğin sarışın kızla Kerem'in arasında ne varmış?" Sahi ya ben söylememiştim Gözde'ye.

"Ben ve İrfan gibilermiş. Çocukluktan beri tanışıyorlarmış." Gözde anladığını belirterek kafasını salladı.

"Kızlar, hazırlanın tatile gidiyoruz!" İrfan'ın aniden mutfağa girmesiyle gözlerimi korkuyla açtım. Yahu balayı tekrarı yapacaksanız nolur beni almayın.

"Ne tatili bebeğim?" Gözde'nin sorusuyla İrfan'ın bakışları bana döndü.

"Gruba baksana Nehir."

SYEÇLY Grubu... Açılımını sorduğumda uzun uzadıya Sarının Yanına En Çok Lacivert Yakışır grubuydu bu.

Çok mesaj vardı.

Mert Hakan: Jesus izin verdi yahu.

Mert Hakan: Bursa'ya gidelim, tatile.

Batshuayi: Kim kim?

Mert Hakan: Fenerbahçe kadrosu?

Mert Hakan: Nehir'i tekrar saymama gerek yok o da kadrodan.

Altay: Kızı sürekli götürüyoruz bi yerlere

Altay: Bırakın belki sıkılmıştır bizden.

Nehir: Senden bıktım demenin farklı bi' yolu mu bu Altay, anlayamadım da.

Altay: Ben öyle bi şey demedim.

Mert Hakan: Nehir çaktı tribi.

Nehir: Ya böyle bi şey olabilir mi ya? Olabilir mi Allah aşkına? Ne tribi yahu.

İrfan: Gözde de gelsin.

İrfan: Karım da karım yani.

Altay: Oğlum herkes getirsin o zaman eşini.

Pelkas: Sen de getirecek misin eşini ;))

Altay: Ben evli miyim?

Mert Hakan: Değil misin?

Sosa: Başın bağlı sanıyorduk.

Emre: Tüh, neyse artık.

İrfan: Saptırmayın.

İrfan: Çok kalabalık olmuyor muyuz?

Mert Hakan: Karım da karım diyordun.

İrfan: Nehir'i bırakıp karımı alamaz mıyız?

Nehir: Sen hayatımda gördüğüm en hanımcı insansın.

Nehir: Eşek.

Emre: Gözdeyle Nehir aynı odada kalır. O zaman gelebilir.

İrfan: Çok sağol ya.

İrfan: Ne anladım ben bu işten?

Mert Hakan: Biz sizi balayına mı götürüyoruz oğlum? Allah Allah.

Altay: Oğlum, Nehir yalnız mı kalsın?

Mert Hakan: Kız bizimle dolaşa dolaşa biraderli konuşmaya başlayacak diye korkuyorum.

Emre: Tamam o zaman.

Emre: Gözde de gelsin.

Bursa mı? Gerçekten, bu soğukta mı?

Küçük Kanarya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin