Yunus sonuna kadar Keremle beni yakıştırıyordu. Yani, ne diyebilirdim ki?
Birkaç gün sonra
Kerem: Küçük Kanarya.
Kerem: Fenerbahçeyi topla.
Kerem: Atacağım konuma gelmenizi istiyorum.
Kerem: Ayağıma çağırmak gibi oldu, özür dilerim.
Kerem: Önemli.
Nehir: Tamamdır Keremcim, ayrıca çok naifsin bayılıyorum sana.
Kerem: Bana bayıldığının farkındayım
Kerem: 😘
Kerem: *konum*
Kerem: Jesus dahil.
Garipti.
Nehir: *konum*
Nehir: Hepinizin gelmesi gerekiyor.
Nehir: Ne yazık ki senin bile Altay.
İrfan: Ne yapacağız burada?
Nehir: Soru sorma.
Nehir: Çok önemli.
Mert Hakan: Nehir bir sorun yok değil mi?
Nehir: Bilmiyorum, gidince öğreneceğiz.
Atılan konumdaki binaya girdiğimizde kapıyı çaldım. Kerem güleryüzle kapıyı açtığında neler olduğunu merak ediyordum.
Herkesi içeriye buyur ettikten sonra odadaki koltuklara oturmuştuk, kalabalıktık.
"Öncelikle konuşmak istediğim, söylemeyi istediğim bir şeyler var. Bunları söyledikten sonra asıl yapmak için çağırdığım şeyleri yapacağım." Kerem konuşmaya başladığında herkes toparlanıp dikkatini ona vermişti.
"Sözüm ilk olarak Altay'a. Yaptığın şeylerin ciddiyetinin farkındasındır umarım. Çünkü haberlere çıkıp bunun saldırı olduğunu iddia etmen çok yanlış bir davranıştı." Altay'ın kaşları çatılmıştı.
"Senin yüzünden Nehir işini kaybedebilirdi. Başka bir yerde çalışmak istediğinde bu karşısına çıkabilirdi. Sen onun hayatında, ona destek olmak için olman gerekirken sen ona köstek oldun." Herkes pür dikkat dinliyordu.
"Nehir'e inananlar arasındaki köstebek. Dışarıya çık bakalım, seni ifşa edeceğim yoksa." Şaşkınca etrafa bakındım.
Emre gözlerini kapamıştı.
Şaka yapıyorsun.
"Emre ve Asel'in konuşmalarına ulaştım. Asel, Emre'yi bu planda kullandı, Altay ve Nehir'in arasının bozulmasını sağlamak istediler çünkü.."
Herkes Emre'ye acır gibi bakıyordu.
"Çünkü Emre, Nehir'den hoşlanıyordu." şaşkınlıkla gözlerim açılmıştı.
"Hassiktir ya!" Mert Hakan vermek istediğim tepkiyi vermişti.
"Takımda, grupta konuşulan her şeyi Asel'e yetiştiriyordu." Nasıl böyle bir şey yapabilirdi?
Kerem masadaki bilgisayarı alıp projeksiyona bağlamıştı. Duvara yansıttığında okuduğumuz mesajlara hayretle bakıyorduk.
Emre kızarmıştı.
Daha sonra Emre ve Asel'in kadrajda olduğu bi' video başladı.
"Bu planın işe yarayacağından emin misin? Nehir ya bana gelmezse ve bu onun kariyerini etkilerse?" Asel omuz silkti.
"Takımı ikna etmeye çalışırsın, Altay ve Nehir ayrıldıktan sonrası önemli değil halledilir." Şaşkınlıkla dinliyordum.
Altay'ın yüzünde pişmanlık ifadesi vardı.
Jesus'un gözleri Emre'ye döndü.
"Bunu yapman kabul edilemez."
Haklıydı.
Video devam ediyordu.
"Ben kendi bacağımı bir şekilde kıracağım. Sen de takıma bunu Nehir'in yapmadığını söyleyip onu savunacaksın Nehir'in olmadığı ortamlarda. Hatta gerekirse Nehir böyle bi' şey yapmaz diye Altay'la kavga edeceksin. Bu haber Nehir'in kulağına gider yüksek ihtimalle."
Çok saçma bi' plandı. Ama işledi.
Bi' video daha oynamaya başlamıştı.
"Ne saçmalamışsın? Annen ve babanın hasta olduğundan benim bile haberim yok. Oysaki iki gün önce konuştuk, gayette sağlıklıydılar." Kerem ve Asel vardı ekranda.
Kerem'in sorusuna Asel samimiyetsiz bir gülücükle karşılık verdi.
"Evet, gayet sağlıklılar. Pembe yalandan başımız ağrımaz." dediği şeyle Altay'ın kafasıjı avuçları içine aldığını gördüm ama dikkatimi dağıtmasına izin vermedim.
"Neden böyle bir şey yaptın?" Kerem sonuna yaklaştırıyordu.
"Çünkü Altay'dan hoşlanıyorum. Hem de uzun bir süredir. Daha Nehir'in, Fenerbahçeye tercüman olarak girmesinden bile önce." Şaşkınlıkla bakmıştım ekrana.
"Altay Nehir'den hoşlanıyor ve Nehir'de Altay'dan. Zorlamasan mı?" Kerem bunu söylerken sesi titremişti. Bakışlarım Kerem'e döndüğünde o gözlerini kırpmadan beni izliyordu.
"Umrumda değil, Altay için Nehir'e daha kötülerini bile yaparım. Aynen yaptığım gibi." diyip ayağını göstermesiyle video bitmişti.
"Gördüğünüz gibi, Nehir yalan söylememişti. Ona inandığınız için, Nehir adına ilk ben teşekkür ederim." Bu sefer Kerem'in bakışları Altay'a dönmüştü.
"Sense sevmeyi de sevilmeyi de bilmiyorsun. Nehir'e yaptığın bu haksızlığı Nehir unutsa bile ben unutmam, hatırlatırım. Nehir'i üzemezsin, buna izin vermeyeceğim." Duygulanıyordum, Kerem çok nazikti ve beni gerçekten çok seviyordu, hissediyordum.
"Gördüğünüz gibi, durum bu." Kerem konuşmasını bitirdiğinde kalkıp ona sarıldım. Tutamamıştım kendimi.
"Supermanim oldun! Teşekkür ederim, her şey için. Her zaman yanımda olduğun için. Hayatımda olduğun için. Var olduğun için." gülümseyerek saçlarıma öpücük kondurdu.
Kerem, çok hoştu.
Nehir'in hoşuna giden Kerem'in bunu öğrendiğinde atacağı bakış falan olurdu bu.
Yalnız #teamaltay da olsanız #teamkerem de Kerem'in yaptığı bu davranış dehşet bi şey yani. Çok hoş değil mi yahu!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Kanarya
Fanfiction"Diyorum ki, aklımı başımdan alıyorsun." dediği şeye kıkırdadım. "Bana aşık olduğunu bu kadar belli etmemelisin." gülerek dediğim şeyle bana o kadar anlamlı bakıyordu ki. "Sen bana aşık değil misin?" Kafasına hafifçe vurduğumda cevabını bekledi. "Bi...