1

7.9K 165 53
                                    

Kahveci: Hayırlı olsun kanarya, işe alınmışsın!

Fenerbahçe'de işe alınmıştım! Koskocaman Fenerbahçe'de! İnanabiliyor musunuz?

Üzerimi giyinip ilk gün için tesise gidiyordum. İrfan ilk iş günüm için beni tesise götürmeyi teklif ettiğinde, otobüslerde sürünmeyeceğim için aşırı mutluydum.

"Yahu bu ne güzelliktir kardeşim? Takım arkadaşlarımın dikkatini dağıtmaya mı geliyorsun sen!" Şakayla söylediği şeye gülümsedim. İrfan, en yakın arkadaşımdı. Çocukluğumuzdan beri tanışıyorduk.

Tesise geldiğimizde bana gitmem gereken yeri gösterip üzerini değiştirmeye gitmişti. Aman Allahım! Jorge Jesus! Bu adam her zaman sakız mı çiğniyordu?

Beni gördüğünde dikkatini bana verdi. Ciddi bir kimliği vardı, en azından ben öyle biliyordum. O ciddi olduğu için ciddi olmaya çalışınca güldü ve sakız uzattı. Cömert adam!

İdman yapıyorlardı. İrfan'ın üzerime giymem için verdiği hırkayı giydim yoksa donacaktım!

Yanıma yaklaşan Sosa ile bakışlarım ona döndü. Kendimi yanıma attığında yorulduğunu anlamıştım.

(Türkçe yazacağım çünkü ingilizcem google translate'den ibaret arkadaslar saygılar sevgiler)

"Sıkılmadın değil mi?" Sorusuyla gülümsedim. Henüz ilk iş günüm olmasına rağmen samimiydiler. Sıcak aile ortamıydı Fenerbahçe. "Hayır, sizi izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım bile." dediğim şeyle gülümsedi. Onu idmandan çağırdıkları için ayaklandı. "Görüşürüz leydim." Güldüm ve el sallamakla yetindim.

Soğuktu, hava buz gibiydi.

"Kalk hadi maç yapıyoruz." İrfan'ın sallamasıyla kendime geldim. "Günaydın." İrfan gülerek "Günaydın kanarya, kalk hadi maç yapıyoruz." Kaşlarımı çattım. Yahu ne maçı ? Ben tercümanım, ben ne alaka?

"Abi hadi, kurun takımları." Mert Hakan söylenmeye başlamıştı.

Altay ve Sosa seçiyorlardı takımlarına gelecek kişileri.

"Nehir! Takımıma gelmeni umuyorum!" Sosa büyük bir sevinçle bana doğru konuştuğunda yaptığı en büyük hatanın bu olacağını bilmiyordu.

Şaka yahu. Biz İrfanla birlikte mahallede çok oynadık.

İrfan karşı takımdaydı. "Mahallede ezdiğim gibi ezeceğim seni kanarya." Aaa ayıp.

"Göreceğiz kahveci."

Bakın şimdi bu gerçekten çok saçma! Altay'a gol atamam, tamam mı?

Üzerime gelen kocaman adamlara korku dolu gözlerle baktım. Ayağımdaki topu öyle bi' gelişigüzel vurmuştum ki korkudan. Sevinç çığlıkları duyduğumda neler olduğunu anlayamadım. Gözlerimi açtığımda bana doğru koşan Sosa'ya baktım.

"Nehir, gol attın!" Gözlerim kocaman açıldı. Ne? Altay'a ? Ben ?

Gözlerimi Altay'a çevirdiğimde o da şaşkındı.

"Kahveci!" Şimdi kızdırma zamanıydı. "Hani eziyordun! Bak gördün mü!" İrfan beni kovalamaya başlayınca gülerek kaçtım.

Onlar da bir gol atmışlardı. Devam ederken kafama yediğim topla tepemdeki yıldızları saydım. Yerde boylu boyunca uzanıyordum. İrfan korkuyla yanıma yaklaşıp "Şşt ölmedin dimi? Hayır sert de değildi ki." Gözlerimi açarak ona baktığımda sustum işareti yaptı.

"İyi misin?" Altay'ın sorduğu soruya kafamı salladım.

"Bence bu kadar yeter." Mert Hakan'ın desteğiyle ayağa kalktım. Takıma dönüp süperim işareti yapıp güldüm.

"Arkadaşlar, merak etmeyin! Kanaryaya bi' şey olmaz." diyip oturduğumda hepsinin yüzünde sıcak bir gülümseme vardı.

Küçük Kanarya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin