12

2.1K 101 9
                                    

Altay'ın yüzüme attığı su topuyla gözlerimi kocaman açtım. Bunu bana yapmış olamazdı.

"Fena kaşındın Bayındır." Altay, beni küçümsüyordu bu konuda. "Yalnız, Altay uyarmalıyım. Nehir kincidir." İrfan araya girdiğinde sert bakışlarım Altay'ın üstündeydi. Mert Hakan'dan aldığım su balonlarını ardı ardına Altay'a attığımda Altay nasıl bu kadar isabetli attığıma şaşkınlıkla bakıyordu.

Üzerime doğru geldiğinde adım adım geriledim. "Dur durduğun yerde yoksa atarım." Tehditim onu korkutmamış olacak ki, beni dereye ittirmişti. Sudan kafamı çıkardığımda şaşkınlıkla baktım ona.

"Ya dondum!"

Bana gülen Fenerbahçe oyuncularına sizinle görüşeceğiz mesajı vermiştim bakışlarımla. "Hadi hadi ağlama." Altay söylediği şeyle kendini suya attığında şaşırmıştım. E tabi, bu kadar ıslanan tek kişi ben olacağımı zannediyordum.

Sırasıyla İrfan, Sosa, Arda, Ferdi ve Mert Hakan'da sudaki yerini bulduğunda su savaşına derede devam ediyorduk.

Beş yaşındaki çocuklar gibiydik, güzel olan da buydu. Birbirimizin yanında, yaş farkının bi önemi kalmıyordu.

Bi' anda havalandığımı hissettim. "Deve güreşi!" Bağıran Mert Hakanla olayı anlamıştım. İrfan hayır ya! Biz bunu İrfan'la takım olunca hep kaybediyorduk.

Mert Hakan'ın sert ittirmesiyle kendimi derede bulduğumda İrfan'ı şakacıktan boğmaya çalıştım. Vallahi şakadan ya.

"Ya biz sürekli senin yüzünden yeniliyoruz Kahveci!" İrfan kaşlarını çattı.

"Kızım sen kaç kilosun haberin var mı ?" dediğinde kaşlarım havalandı. Ufak bi sessizlik olmuştu. "Sen güçsüzsen ben ne yapayım! Kiloma mânâ bulma!" Bağırdığımda kahkaha atan Mert Hakan konuşmaya başladı. "İrfan beni alsın!" Bağırarak konuştuğunda şaşkındım e beni kim alacaktı?

"İzin verirsen.." Altay alacaktı demek ki. Kafamı salladığımda havalandım.

Yuh, Altay bu kadar küçük mü görüyor insanları?

Mert Hakan'ın ittirmesiyle dengem şaşsa da Altay beni tutuyordu.

Çirkeflik yapacaktım, biz kazanacaktık!

Mert Hakan'ı hızlı ittirmemden sonra İrfan ve Mert Hakan beraber suyu boylamışlardı. Altay beni indirdiğinde ona sarıldım ve konuşmaya başladım.

"Gördün mü! Sen güçsüzsün." İrfan'a göz devirdiğimde İrfan yanağımdan makas aldı.

"Şaka yapmıştım zaten kanarya, elim kadarsın." Abart

Hapşu.

Bünyem zayıftı ne yapayım?

Bakışlar bana döndüğünde şirince gülümsedim. "Ya yine mi." İrfan artık hasta olmamdan bıkmıştı. Sürekli hasta oluyorum diye bakmıyor artık bana.

"Seni Gözde'ye şikayet edeceğim. Artık sevmiyorsun beni." Dediğim şeyle ellerini teslim oluşmuşçasına kaldırdı.

Hapşu.

Altay ayaklandı birkaç dakika sonra elindeki bardağı bana uzattı. "Çay içini ısıtır." Gülümsedim.

İrfan cık cıkladı. Bakışlarım ona döndüğünde konuşmaya başladı.

"E tabi o göbeği açık tişörtlerle, bu havada şehir merkezine inip üstüne bi' de dondurma yersen Nehirciğim, hasta olursun." Kerem'e ima bulmuştu.

"Nehirciğim, seni de Galatasaray oyuncularıyla pek samimi gördük." Mert Hakan bana bakıyordu. Bana oynuyorlardı!

"Evet evet, dışarıdan bakan biri Galatasaraylı olduğunu zanneder." Arda son noktayı attığında elim şaşkınlıkla ağzıma gitti.

"Böyle bi şey olabilir mi ya? Olabilir mi Allah aşkına?" dediğim şeyle ufaktan bi sırıtsalar da bozuntuya vermemişlerdi.

"Seni Galatasaray'a göndersek de sevgilinin dikkatini mi dağıtsan maçtan önce?" Cık cıkladım. Ama şaşkınlığım hâlâ üzerimeydi.

Yahu ne alakası vardı şimdi?

"Sessizliğini kabul olarak mı varsaysak?" İrfan konuştuğunda kafamı olumsuzca salladım.

"Sevgilim yok, olsa bunu bilirdin İrfan." İrfan kafasını olumsuzca salladı.

"Hoşlandığın biri de yok yani?" Mert Hakan ona destek çıkmıştı. Yutkundum. Hoşlanmak nasıl bi' histi.

Küçük Kanarya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin