"Diyorum ki, aklımı başımdan alıyorsun." dediği şeye kıkırdadım.
"Bana aşık olduğunu bu kadar belli etmemelisin." gülerek dediğim şeyle bana o kadar anlamlı bakıyordu ki.
"Sen bana aşık değil misin?" Kafasına hafifçe vurduğumda cevabını bekledi.
"Bi...
"İyi geceler Bayındırcığım. Rüyanda beni gör." dediğim şeye ufak bir kahkaha atarak ışığı kapadı.
•
İrfan ve Gözde ablası tarafından azarlanan çocuklar gibi bana bakıyorlardı.
"Ben dedim ki bizim balkonda uyanıyor bari üşümesinler odada kalsınlar dedim, kötü mü demişim ya." İrfan'ın söylediği çok saçmaydı ve bu dediği şeye kendisi bile inanmıyordu.
"Söylemem canım. Beni ilgilendirmez ki, Altay eğer bunu sana söylemek yerine bana söylemiş olsaydı bilmiyorum ki söylemek saçma olurdu bence." Dediği şey biraz mantıklıydı evet.
• Kahvaltıya indiğimde Altay'ın yanında oturmuş olan Asel'e baktım. Yahu Asel ne alaka ve ne zaman gelmişti?
Kerem beni gördüğünde gülümseyerek yanındaki sandalyeyi göstermişti. Birkaç kişiye günaydın diyip Kerem'in yanına oturmuştum.
Ne konuştuklarını duymaya çalışıyordum. Çok hararetli konuşuyorlardı, hayır neydi bu kadar önemli olan. Bize de söyleyin biz de bilelim.
"Eee akşamki partiye gidiyor musun?" Kerem'in sorduğu soruya şaşkınlıkla baktım. Yahu parti mi vardı.
Omuz silktim. Tadım kaçmıştı. "Gelmeyeceğim, en azından öyle planlıyorum." Kerem kafasını anladım şeklinde sallamıştı.
Hâlâ konuşuyorlardı ya.
"Nehir, sen biraz solgun gibisin. İyi misin?" Ardacığım beni bi' sen düşünüyorsun küçük prensim benim. Çok seviyorum Arda'yı ya. Kardeşim olsa anca bu kadar severim yani.
Hızlıca tabağımı bitirip odama çıktığımı söyledim. Biraz film izledikten sonra yan odaya birilerinin girdiğini duydum. Yerimden kalkmadım bile. Filmimi izlemeye devam ettiğimde yan odadan gelen kıkırdamalar sinirimi bozmuştu.
Hayır siz ne ara tanıştınız da odana davet ediyorsun anladın mı? Kahkaha sesleri her dakika kulaklarıma daha çok battı.
İrfancığım, bassana şunları.
Dayanamamıştım. Odadan çıktığımda alacaklı gibi kapıyı tıklatıyordum. Kapı açıldığında şaşkınlıkla olduğum yerde kalakaldım.
"İrfan..." İrfan şaşkınlıkla yüzüne bakıyordu. "Ne oluyor be. Ödümüz patladı." Diyebileceğim bir şey yoktu.
"Özür dilerim, ben neyse boşver tamam siz eğlencenize devam edin." Kapıyı kapattığında ben hayatımda daha önce bu kadar utandığımı hatırlamıyordum. Asel ile konuşan Altay'ı gördükten sonra bu odayı İrfanla ortak kullandıklarını unutmuştum bile ben.
"Nehir, kendini rezil etmekte üstüne yok kızım! Aferin aynen böyle, devam." kendi kendime söyleniyordum. Olduğum yerden kıpırdayamamıştım.
Arkamı döndüğümde Altay'ın sırıtan ifadesiyle burun buruna gelmiştim. Ani bir refleksle bir adım gerilediğimde Altay gülümsedi.
"İçeridekileri ben ve başka biri sandığın için mi bu kadar sinirlisin Nehirciğim?" Yutkundum. Kafamı hayır anlamında salladım. "Neden öyle olsun ki?" Altay'ın sırıtması daha da büyümüştü.
"Beni kıskandın." Sırıtıyordu.
"Hayır ne alakası var?" Beni duvarla arasına aldığında bacaklarımın titrediğini hissetmiştim.
"Beni kıskandın çünkü bana aşık oldun."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
