Fenerbahçe'nin gözde kalecisi Altay Bayındır, Asel Çakın hakkında ilk kez konuştu! Kanalımızda!
Duyduğum haberle gözlerim televizyona çevrilmişti.
"Durumu şu an iyi değil. Yaşanan saldırı durumu dolayısıyla hastanede kalması gerekiyor. Böyle bi' şeyin bir daha olmaması için elimizden geleni yapacağız." Altay şaka mısın sen?
"Asel Hanım neyiniz oluyor Altay Bey?" magazincinin sorduğu sorula Altay gülümseyerek konuşmuştu. "Arkadaşım"
Sikerler.
Kahkaha atmaya başladığımda İrfan sinirlerimin bozulduğunu anlamıştı, onun da sinirleri bozulmuştu!
Kerem: İyi misin?
Kerem: Haberdekiler saçmalık.
Nehir: Benden vazgeçmeyi göze alan biri için dönüp de ağlamam.
Nehir: Tencere kapak.
Kerem: senle ben gibi.
Kerem: wşdeğföeğsöağdöeğ
Kerem: şaka yaptım, gül diye.
Nehir: wpxöwpcöğfglpwödpeö
Nehir: Komik çocuk seni.
•
"Nehir'in şu rahatlığı bi' gün beni öldürecek." Mert Hakan gözlerini devirerek konuştuğunda yanağından bir makas aldım.
"Yahu, ben bi' şey kaybetmedim."
Oturmuştuk Altay dedikodusu yapıyorduk. Ama kemik tayfayla.
Gözde, İrfan, Merto, Arda ve ben.
"İnanamıyorum, Altay abinin nasıl böyle bir şey yaptığını düşünüyorum." Arda şaşkınca konuştuğunda ona cevap verdim.
"Ablacım, neden şaşırıyorsun? Daha yeni kavga etmiştik. Doğal yani." gözlerimi devirmiştim.
Çalan kapıyı açmak için koltuktan kalktım. Bana gülümseyerek bakan Yunus ve Kerem ikilisine teker teker sarıldım ve içeri davet ettim.
Ay bu arada bizim evdeyiz.
"Hoşgeldiniz." İrfan gülümsedi. Onlar da alışmışlardı iyice Yunus ve Kerem'e.
"Çay getiriyorum." Ayaklandığımda Gözde'de ayağa kalkıyordu. Ona otur işareti yapıp mutfağa geçtiğimde arkamdan birinin geldiğini hissediyordum, muhtemelen Kerem.
Bingo
"Asel aradı. Konuşmak istemiyorum." Kafamı olumsuzca salladım.
"O senin eski arkadaşın. Benim için kimseyle aranı bozma, değmem muhtemelen." konuştuktan sonra arkamı dönüp çay doldurmaya başlamıştım.
"Hem de nasıl değersin, bi' bilsen." dediği şeye gülümsedim.
"Bu senin suçun değil Nehir. Kendini suçlamaktan vazgeç. Bir insanın seni bırakması için aptal olması gerekir." Komikti.
Anneye de söyleseydin bunu.
"Garip değil mi? Asel benim yıllardır arkadaşım ama ikiniz arasında bi' seçim yapmak zorunda bile kalmadan sana güvenebiliyorum. Asel'le alakası olmayan sevgilinin onun yanında ne işi var?" Kerem o kadar haklısın ki. O kadar yani.
"Diyemiyorum, hiçbir şey. O kadar doğru söylüyorsun ki." Omuzuma elini koydu destek olmak istercesine.
•
Jesus'un da olanlardan haberi vardı. Bu konuda o kadar ciddiydi ki, kimseye sen haklısın demeden objektif bir şekilde bakıyordu.
"Bu olay nereden çıktı?" Jesus'un sorduğu soruyla toplantı odasındaki tüm gözler ona dönmüştü. "Altay, açıklamak istersin belki." İrfan soğuk bir sesle konuştuğunda bu sefer bakışlar Fenerbahçe kalecisine gitmişti.
"Asel'le beni gördüğünde oldukça sinirlenen Nehir, Asel'in evine gidiyor. İşini halledip çıkıyor."
"Kamera kayıdı?" Altay olumsuzca kafasını sallıyor.
"Yani elinizde sadece Asel'in kırık bacağı mı var?" Jesus çok haklı bir noktaya değinmişti.
"Başkası kırsa neden suçu Nehir'in üzerine atsın ki?" Aptaldı.
"Senden hoşlanıyordu çünkü, bunu sen kendin söyledin. Kendi kendine bacağını kırıp suçu üzerime attı." Altay yumruğunu sıkıyordu.
"Bunu ben senin için bile yapmazdım." dediği şeye histerik bi kahkaha attım.
"Bunu kimse için yapmaman lazım ancak evet bana inanmayan biri bunu benim için yapsa ironik olurdu Bayındır."
Gergin bi' ortamdı. Jesus'un bakışları bana döndü bu sefer. Koskoca adamı kondurmuştuk aşk üçgeninin ortasına.
"Ben yapmadım, böyle bir şey yapmam."
Kafasını salladı. Bana inanıyordu...
•
Asel: *konum*
Attığı konuma gitmek istemiyordum. Yine de onunla yüzleşmek için gidecektim.
Nehir: Sana ihtiyacım var.
Nehir: Saçma gelecek biliyorum.
Kerem: Seninle her şeye varım Nehir, biliyorsun.
Nehir: Buluşalım, anlatırım.
Keremle buluştuktan sonra Asel'in attığı konuma gelmiştik. Aralıklı kapıdan gelen sesleri dinledim. Altay konuşmaya başladığında Keremle beraber soluksuz dinledik.
"Yapmadığını söylüyor. Kanıtlayacak bir şeyin var mı? Ben ona inanmak istiyorum." Komikti.
"Neyim var bilmek ister misin?" bu cümleyi söylerkenki ses tonu cinsel arzu belirtiyordu belliydi.
Keremle birbirimize baktık aynı anda.
"Asel, önemli bir konu konuşuyoruz cevap ver. Annenle babanın durumunu anlattığın için seni kırmamaya çalışıyorum ancak hiç güzel şeyler sezmiyorum." Kerem'in kaşları çatılmıştı.
"Annesi ve babasına nolmuş?" Kerem'in sorduğu soruyla afallamıştım. Nasıl yani? Haberi yok muydu?
"Annesi ve babasının durumu çok ağırmış galiba, onları kaybedebilirmiş." Kerem'in şaşkınlığı daha da çok artmıştı. "Kerem, ne oluyor?"
"Nehir söyleyeceklerim hiç hoşuna gitmeyecek."
Asel sahnelerini aynen şu şekil yazıyorum.
#teamkerem ?
#teamaltay ?
Merak ediyorum, düşünceleriniz tabii ki çok önemli ayol.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Kanarya
Fanfiction"Diyorum ki, aklımı başımdan alıyorsun." dediği şeye kıkırdadım. "Bana aşık olduğunu bu kadar belli etmemelisin." gülerek dediğim şeyle bana o kadar anlamlı bakıyordu ki. "Sen bana aşık değil misin?" Kafasına hafifçe vurduğumda cevabını bekledi. "Bi...