Yutkundum. Altay bana destek vermek istercesine omzumu sıvazladığında sakince konuştum.
"Lütfen evimi terk eder misiniz?" Gözde onları dışarı çıkardığında sakindim. Böyle bir günü bozamazdım.
"Üzgünüm, bu tatsızlık için. Buyurun oturun." diyip ben de sandalyeye oturmuştum. Şaşkınlıkla bana bakan İrfan ve Altay'a ben iyiyim anlamında baktığımda biraz da olsa rahatlamışlardı.
Altay'ın babası Bülent Bey ve Muharrem Amca sohbet ediyorlardı. Sevil Teyze kaş göz yaptığında kalkıp mutfağa gittim. Arkamdan gelen Gözde'yle birlikte tüm kahveleri yapmıştık.
Altay'ın kahvesine de tuz eklemeyi ihmal etmemiştik. "Beklesene Gözde Aybars'a da sorayım." Küçük çocuk vardı evde ayol.
"Canım... Sen ne içmek istersin?" Sevgiyle yaklaştığımda gülümsedi.
"Dayı, Nehir abla fotoğraftakilerden daha güzel." dediği şeyle bakışlarım Altay'a döndü. Ellerini teslim olurcasına kaldırdığında gülümsedim.
"Meyve suyu var mı!" Kafamı salladım. "İstediğini seçebilirsin, gel bakalım." Elinden tutup ona mutfağa götürdüğümde istediği meyve suyunu seçmişti.
"Çok güzelsin." Bunu söylemeye devam ettikçe gülümsemem daha çok büyüyordu. Belki bir kadın tarafından veya bir adam tarafından beğenilmek beni mutlu etmeye yetmese bile küçük bir çocuk tarafından beğenilmek beni oldukça mutlu ediyordu. Çünkü çok dürüstlerdi.
İçeriye geçtiğimizde herkese fincanını verdikten sonra Altay'a da fincanını uzattım. Tek seferde diktiği fincandan sonra kıpkırmızı olmuştu. İrfan kahkaha atmıştı, duramamıştı.
"Gelelim sebebi ziyaretimize." Heyecanlanmıştım.
"Gençler birbirlerini görmüş beğenmiş. Biz de onların mutluluklarını gördük. Allah'ın emri, Peygamber Efendimiz'in kavli ile kızımız Nehir'i oğlumuz Altay'a istiyoruz." Bülent Bey'in söylediği şeyle bu sefer bakışlarımız Muharrem Amca'ya döndü.
"Nehir, benim kızım sayılır. Ailemizin belli bir zaman önceye kadar en küçük üyesiydi. Benim incilerimden biri. Onun üzülmesini istemem. Altay'la birlikteyken ne kadar mutlu olduğunu görüyoruz. Bize de gençlerim mutluluğunu desteklemek düşer. Verdim gitti." Ellerini öptükten sonra Altay'la da sarılmıştık.
Yüzüklerden bir tanesini benim parmağıma diğerini de Altay'ın parmağına taktıklarında bu sefer konuşma sırası İrfan'daydı. Bu işi İrfan yapmak istemişti. Hem iyi bir evlilik sahibi olduğu için hem de kardeşiydim sonuçta.
"Nehir'imin üzülmesini istemem. Aynı zamanda kardeşim dediğim Altay'ın da. Birbirinizi hep sevin, çok sevin. Kırmayın... Yüzünüzde hep ilk günkü heyecanınız olsun. Mutluluklar." Makasla kurdeleyi kesecekken İrfan'ın söylediği şeyle kıkırdadım.
"Yalnız Enişte, makas kesmiyor." Altay, sırıttığında cebinden çıkardığı iki yüzlükle İrfan'ın sırıtması büyüdü.
altaybyndr1: Seviyorum, çok seviyorum. @nehirkarahanli
nehirkarahanli, kahveci10 ve 678.782 kişi beğendi.
nehirkarahanli: Çok seviyorum bayım!
altaybyndr1: Güzel kızım benim..merthakanyandas: Masadan eksiliyor dostlar...
nehirkarahanli: Seni bekleriz, bizim masaya.
merthakanyandas: Elbet bir gün yengecim :)kahveci10: Çok duygulandım.
nehirkarahanli: Ağlarsın diye düşünmüştüm.
10ardaguler: İyi bile dayandı.X: Nasıl yani! Evleniyorlar mı?
Y: Ooohooo haberin yok mu?Z: Çok yakışıyorlar bu ikili.
altaybayindrfan1: Çok güzeller bebeklerim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Kanarya
Fanfiction"Diyorum ki, aklımı başımdan alıyorsun." dediği şeye kıkırdadım. "Bana aşık olduğunu bu kadar belli etmemelisin." gülerek dediğim şeyle bana o kadar anlamlı bakıyordu ki. "Sen bana aşık değil misin?" Kafasına hafifçe vurduğumda cevabını bekledi. "Bi...